1. Haberler
  2. Genel
  3. Erdoğan Toprak’tan ‘ekonomi’ analizi: Londra’daki sunumlar, iktidarın dış finans lobilerine teslim olduğunu gösteriyor sondakika haberleri net

Erdoğan Toprak’tan ‘ekonomi’ analizi: Londra’daki sunumlar, iktidarın dış finans lobilerine teslim olduğunu gösteriyor sondakika haberleri net

Erdoğan Toprak’tan ‘ekonomi’ analizi: Londra’daki sunumlar, iktidarın dış finans lobilerine teslim olduğunu gösteriyor sondakika haberleri net
Erdoğan Toprak’tan ‘ekonomi’ analizi: Londra’daki sunumlar, iktidarın dış finans lobilerine teslim olduğunu gösteriyor sondakika haberleri net
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, dünya ve Türkiye gündemine ilişkin haftalık değerlendirme raporunu yayınladı.

Toprak, yüksek ÖTV-KDV-Maktu Vergi artışlarıyla yaygınlaşan sahte içki üretimi ve satışıyla, sigara, makaron, sarma tütün kaçakçılığından devletin yıllık vergi kaybının 10 milyar dolara (350 milyar TL) yaklaştığına dikkat çekti.

Toprak, ayrıca “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın Londra’da yabancı bankalara yaptığı sunumların iktidarın dış kredi ve borç için yabancı finans lobilerine teslim olduğunu gösterdiğini ve verilen taahhütlerle milyonları yoksullaştıran politikaların süreceğini” belirtti.

Toprak, şunları kaydetti:

İKTİDAR İÇKİ TÜKETEN YURTTAŞA AYRIMCILIK YAPIYOR“Geçtiğimiz yıllarda da dönem dönem Türkiye’nin farklı bölgelerinde sahte içki üretimi ve tüketiminden kaynaklı ölümler görülmesine karşılık, yılbaşından bu yana sadece İstanbul’da son bir haftada 40 kişinin sahte içki nedeniyle yaşamını yitirmesi, yaklaşık 100 kişinin yoğun bakım servislerinde entübe edilmesi sorunun vahim hale geldiğini göstermektedir. İstanbul Valiliği neredeyse günlük trafik bülteni gibi her gün sahte içkiden yaşamını kaybedenlerin sayısının arttığını içeren basın açıklamaları yaparak vatandaşları uyarmaya çalışmaktadır.

Bu açıklamalara bakıldığında son 24 saat, son 48 saat, son 72 saatte sahte içkiden yaşamını kaybedenler katlanarak artmaktadır. İktidar bu alandaki ÖTV artışlarını sürekli en üst düzeyden uygulayarak, alkollü içki ve tütün mamullerini kazanç kapısı olarak görmenin yanında bu mamulleri tüketen yurttaşlara da örtülü şekilde ayrımcılık yapmakta ve yüksek vergi artışlarıyla, ekonomik dayatmalarla yaşam tarzına dolaylı müdahalede bulunmaktadır.

“DEVLETİN YILLIK VERGİ KAYBI 10 MİLYAR DOLAR”Nitekim bu yılbaşından itibaren Yeniden Değerleme Oranının (YDO) yüzde 43,93 olmasına paralel şekilde alkollü içki ve tütün mamullerinde ÖTV bu oranda artırılırken akaryakıtta ise yüzde 6’ya düşürüldü. ÖTV’li fiyat üzerinden uygulanan KDV ile alkollü içki satış fiyatında vergi yükü yüzde 200 arttı. Satış fiyatının yüzde 89’u vergi haline geldi. Sahte içki üretiminin ve satışının temelinde bu ekonomik tablo yatarken, sahtecilikteki artıştan dolayı devletin kaybettiği vergi geliri de katlanarak artıyor.

Yüksek ÖTV-KDV-Maktu Vergi artışlarıyla yaygınlaşan sahte içki üretimi ve satışıyla, sigara, makaron, sarma tütün kaçakçılığından devletin yıllık vergi kaybı 10 milyar dolara (350 milyar TL) yaklaşıyor. Organize suç örgütleri ve kaçakçılık şebekelerine giden devasa kaynak her köşe başında kaçak sahte içki ve kaçak sigara satışını yaygınlaştırıyor. Tütün mamulleri ve alkol piyasasının denetimi ve düzenlenmesi, sahteciliğin ve kaçağın önlenmesi amacıyla 2001’de kurulan özerk kurullardan birisi olan Tütün ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulu (TAPDK) 2017’de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile lağvedilip kapatıldı.

TÜRKİYE ALKOLLÜ İÇKİDEN ALINAN VERGİDE İLK SIRALARDATAPDK’nın kurumsal yapısı Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında daire başkanlığı düzeyinde paylaştırıldı. TAPDK’nın kapatılması bu alandaki denetimsizliğin önünü daha da açtı

Toprak, konuya ilişkin yapılması gerekenlere ilişkin olarak, “Avrupa ve OECD sıralamasında alkollü içki ve tütün mamullerinden alınan vergide ilk iki ve üçte yer alan Türkiye’de bu ürünlerdeki vergi yükünün makul düzeye çekilmesi, bandrollü ürünlerin onda birinden düşük fiyata satılan sahte içkiye yönelişin önlenmesidir” değerlendirmesinde bulundu.

ASGARİ ÜCRETE DÜŞÜK ZAMMI İLK YABANCI SERMAYE ÖĞRENDİToprak, ayrıca “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın Londra’da yabancı bankalara yaptığı sunumların iktidarın dış kredi ve borç için yabancı finans lobilerine teslim olduğunu gösterdiğini ve verilen taahhütlerle milyonları yoksullaştıran politikaların süreceğini” belirtti. Toprak, konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi:

“Londra’da küresel finans yöneticilerine sunum yapan Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı; ocakta enflasyon yüksek gelse de dezenflasyon programının süreceği, maaşlara yüksek zam yapılmayacağı, gıda fiyatları ve kiralarda enflasyonun arz artışıyla dizginleneceği güvencesi verdi.

Asgari ücrete yüzde 25 ya da biraz üzerinde zam yapılacağını, memur ve emekli aylıklarının hedef enflasyona göre artırılacağını geçen yıl ABD’de yapılan toplantıda ilk önce yabancı sermaye temsilcileri öğrendi. MB Başkanı Fatih Karahan, New York’taki ‘kapalı’ toplantılarda küresel finans ve reyting şirketlerinin temsilcilerine bu güvenceyi vermişti. Bu kurumlardan Standard & Poor’s Türkiye’nin kredi notunu artırırken asgari ücret zammının yüzde 30-32’yi aşmamasını istedi. Moody’s ve Fitch, Türkiye’nin kredi notunu artırırken 2028’e kadar seçim olmadığına dikkat çekip ‘faiz ve para politikalarının sürmesi, çalışan ve emeklilere düşük zamla tüketim ve harcamaların frenlenmesi, vergi ve zamlarla mali imkanları artırılması için iktidarın önünde rahat bir dönem olduğunu’ vurguladı. IMF Türkiye Masası Şefi James P. Walsh ise iktidara; ‘maaşları artırmak yerine düşük gelirli hanelere nakit transferiyle destek sağlayacak sosyal programlar geliştirmesini önerdiklerini’ açıkladı. İktidarın ‘Aile Yılı’ ilanı IMF önerisiyle örtüşüyor.

Yabancılar geçen yıl iktidarın yapacaklarını önceden öğrenip şartlar koşarak asgari ücrete, memur ve emekli aylıklarına düşük zam taleplerinin hayata geçirilmesini sağladılar. Buna rağmen yüksek kazanç peşindeki sıcak para dışında, beklenen uzun vadeli taze kaynak gelmedi. 24 Ocak’ta Moody’s ile başlayacak kredi notu süreci öncesi MB Başkanı ile Hazine ve Maliye Bakanı Londra’da Bank of America (BofA) organizasyonuyla yabancı sermaye-finans yöneticileriyle buluştu. Sunumlarda dezenflasyon programının sürdürüleceği taahhüt edildi. 1 Ocak’tan itibaren yapılan yüksek oranlı kamu zamları nedeniyle ocak enflasyonunun yüzde 4-5 arasında yüksek geleceği, bunun şubata da yansıyacağı ve geçici olduğu vurgulandı.

IMF TAVSİYELERİYLE KİTLELER İKTİDARA BAĞIMLI HALE GETİRİLİYOR”Enflasyonda düşüş devam edeceği için faizde indirim sinyali verildi” diyen Toprak, “Hazine ve Maliye Bakanı, kamunun yönettiği fiyatlarda (otoyol, köprü, tünel geçiş ücretleri gibi) YDO oranında (yüzde 43,93) zam yapıldığını, ancak akaryakıt gibi önemli kalemlerde ÖTV’nin düşük tutulduğunu belirterek enflasyonu kontrol etme güvencesi verdi. TÜİK’in enflasyon sepetindeki ağırlığı olmayan kalemlere yüksek zam yaparak enflasyon düşük gösterilirken, maaşlara düşük zam yapmaya devam edileceği ifade edildi” ifadelerini kullandı.

Toprak, “Londra’daki sunumlar, iktidarın dış finans lobilerine teslim olduğunu ve tüm talepleri kabul ettiğini gösteriyor. Verilen taahhütlerle, yoksullaştıran politikaların süreceği anlaşılıyor. Refah ve alım gücünün artırılması yerine IMF tavsiyesi doğrultusunda sosyal yardımlarla kitlelerin iktidara daha da bağımlı hale getirilmesi planlanıyor” ifadesini kullandı.

Erdoğan Toprak’tan ‘ekonomi’ analizi: Londra’daki sunumlar, iktidarın dış finans lobilerine teslim olduğunu gösteriyor sondakika haberleri net
Yorum Yap
Bizi Takip Edin