Günay DEMİRBAĞ
Geçtiğimiz yıl İstanbul ve Antalya’da sergilenen Frida Kahlo’nun Günlükleri, gördüğü büyük ilgi nedeniyle bir kez daha sanatseverlerle buluşuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında ilk kez Türkiye’ye gelen sergiyi, iki ay gibi kısa bir sürede 75 bin ziyaretçi gezdi. Yoğun istek üzerine 23 Ocak’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde yeniden kapılarını sanatseverler için açtı.
Kahlo’nun sanat tarihinde özel bir yeri bulunuyor
Sanat dünyasının ikonik isimlerinden Frida Kahlo’nun kişisel günlüklerinden ilham alınarak hazırlanan sergi, dünyada bu formatta düzenlenen ilk sergi olma özelliği taşıyor. Kahlo’nun özgün otoportreleri, yaşadığı acılar, cesareti ve sanatındaki derin tutkularını gözler önüne seren phygital (fiziksel ve dijital birleşimi) olan sergi, ziyaretçilerin sanatçının iç dünyasını daha iyi anlayabilmelerini sağlıyor.
Yirminci yüzyılın en önemli kadın sanatçılarından biri olarak kabul edilen Frida Kahlo, sadece eserleriyle değil, sıra dışı yaşamı, aşkları ve acılar karşısındaki inatçı duruşuyla da sanat tarihinde özel bir yer edindi. Sanatçının yaşadığı duygusal ve fiziksel acıları, sanatına yansıyan anlatımlarla bir araya getirerek izleyicilere sunulan sergi hakkında Proje Yönetmenleri Cengiz Ayyıldız ve Koray Özdemir ile bir sohbet gerçekleştirdik.
Frida Kahlo’nun Günlükleri sergisi fikri nasıl ortaya çıktığından bahseder misiniz?
Cengiz Ayyıldız: Frida Kahlo hiç tartışmasız yirminci yüz yılın en önemli ressamlarından biri. 18 yaşında geçirdiği korkunç kaza sonrası çektiği fiziksel acılar karşısındaki cesareti, inatçı yaşama sevinci, farklı ve özgün olma konusundaki ısrarı, özgün otoportreleri, ünlü duvar ressamı Diego Rivera’yla fırtınalı evliliği…
Sergi fikri Frida Kahlo’nun sadece sanatçı kimliğinin ötesine geçerek, içsel yolculuğuna daha önce hiç sunulmamış bir perspektiften ışık tutma ve kişisel yolculuklarını daha derin bir şekilde keşfetme arzusuyla doğdu. Frida’nın Günlükleri, onun sanatının ve yaşantısının gizli kalmış duygusal derinliklerini açığa çıkarmamıza yardımcı olurken, kişisel mücadeleleri ve zaferlerine de bir pencere açıyor.
Amacımız yenilikçi ve dijital sanatla harmanlanmış bu sergiyle ölümünden 70 yıl sonra bile ikonik bir figür olarak ışıldayan Frida Kahlo evrenine dokunmak ve dünya çapında yankı uyandırmak. Serginin global yankısı olacağına eminiz; Frida’nın hikâyesi evrensel ve insan ruhuna dair de evrensel duygulara hitap ediyor. Bu proje, sanatın kültürler arası köprüler kurma gücünü bir kez daha gözler önüne serecek.
Serginin phygital (fiziksel ve dijital birleşimi) olması sanatseverlere nasıl bir deneyim sunuyor ve geleneksel sergilere kıyasla nasıl farklılıklar içeriyor?
Koray Özdemir: “Phygital” kavramı, fiziksel ve dijital sanatın dengeli bir uyum içinde sunulmasını ifade ediyor. Frida’nın tablolarındaki derin duygusal katmanları, dijital teknolojilerle pekiştirerek ziyaretçilerin daha derin bir deneyim yaşamalarını sağlamak istedik. Fiziksel alanlarında, Frida’nın günlük yazılarına ve yaşantısında öne çıkan temel unsurların yansımalarına yer verilirken, dijital enstalasyonlar ve yapay zekâ destekli projeksiyonlar, bu çalışmaların duygusal yankısını güçlendiriyor. Bu iki dünya bir araya geldiğinde ziyaretçiler, Frida’nın içsel yolculuğuna daha yakından tanıklık edebilecek.
Günümüzde yaşasaydı nasıl görüneceği yansıtıldı
Yapay zeka destekli interaktif deneyimler sergide nasıl kullanılıyor?
Cengiz Ayyıldız: Serginin en dikkat çekici unsurlarından biri, yapay zekâ destekli dijital enstalasyonlar. Özellikle, Frida’nın günümüzde yaşasaydı nasıl görüneceğine dair oluşturduğumuz dijital simülasyon büyük ilgi görecek. Ayrıca, Frida’nın günlüklerinden esinlenerek oluşturduğumuz “dev dijital günlük” ziyaretçilerin onun duygusal dünyasına daha yakından tanıklık etmesini sağlayacak. Her bölüm, Frida’nın yaşamına dair bir kesit sunuyor ve ziyaretçiler bu bölümler arasında adeta Frida’nın içsel yolculuğuna eşlik ediyor.
Frida Kahlo’nun iç dünyasını ve sanatsal yolculuğunu yansıtabilmek için sergiye hangi özel ögeler dahil edildi?
Koray Özdemir: Frida’nın dünyası, disiplinler arası bir yaklaşımla sergileniyor. Dijital medya sanatçılarından yapay zekâ uzmanlarına, mimarlardan enstalasyon tasarımcılarına kadar birçok farklı alandan sanatçıyı bir araya getirdik. Bu etkileşim, Frida’nın hayatını ve sanatını çok boyutlu bir şekilde yansıtıyor. Her sanatçı, Frida’nın iç dünyasını kendi disiplini aracılığıyla yeniden yorumlayarak, izleyicilere çok yönlü bir deneyim sunuyor. Bu disiplinlerin uyumu, Frida’nın sanatsal vizyonunu daha da derinleştiriyor.
Frida Kahlo’nun sanatını günümüz izleyicisiyle buluşturmak neden önemli?
Cengiz Ayyıldız: Frida Kahlo, yaşadığı tüm zorluklara rağmen sanatıyla hayatta kalmayı başarmış bir figür. Onun içsel dünyasını Türkiye’de sanatseverlerle buluşturmak, hem Frida’nın sanatıyla kurduğu derin bağa saygı duruşu niteliğinde hem de izleyicilere ilham verecek bir deneyim. Bu sergi, yalnızca bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda Frida’nın yaşam gücünün ve sanatsal direncinin bir kutlamasıdır.