Milattan önce 4’üncü yüzyılda, Bithynia Dönemi'nde inşa edilmeye başlanan, Roma ve Bizans dönemlerindeki yeni eklentilerle günümüzdeki şeklini alan İznik Surlar...
Milattan önce 4’üncü yüzyılda, Bithynia Dönemi'nde inşa edilmeye başlanan, Roma ve Bizans dönemlerindeki yeni eklentilerle günümüzdeki şeklini alan İznik Surları, internetten yayınlanan bir satış ilanıyla gündeme geldi.
Bursa’da yaşayan inşaat mühendisi Kadircan Aslıvar, İznik Surları’nın 4 kapısından İstanbul Kapı ile tamamen yıkılan Göl Kapı’nın arasındaki sit alanında yer alan, ailesine ait özel parseli, Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14’üncü Leo’nun ilçeye ziyaretinden bir gün sonra internetten, 5 milyon 500 bin liraya satışa çıkardı.
‘Sakin şehir’de olağanüstü günArsayı, 13 yıl önce ailece ilçeye ziyarete geldiklerinde aldıklarını söyleyen Aslıvar, “Ailemle beraber İstanbul’dan İznik’e 13 yıl önce ziyarete gelirdik. Gerek tarihi dokusu gerek güzelliğinden çok etkilenip, gezerdik. Bu sur içinde kalmış yerin özel bir parsel olduğunu, satılık olduğunu gördük. Önce çok şaşırdık, sonra da satın aldık” dedi.
İlginizi Çekebilir114 BURÇTAN BİRİ DE ARSANIN İÇİNDE
Yaklaşık 2 bin 500 yıllık surlarda yer alan 114 burçtan birinin de 13 yıl önce ailece satın aldıkları arsaya dahil olduğunu belirten Kadircan Aslıvar, “Etrafı surlarla çevrili. İlk başta şehrin içerisinde gezdiğinizde çok farklı tarihi yerlerde görüyorsunuz, buradan bağımsız. Buraya sahip olduğumuzda kendimizi çok daha özel hissettik. Çünkü etrafı surlarla, burçlarla çevrili. 4 tane ana girişi var bu kalenin. Bu 4 giriş, 4 İncil’i temsil eder. 12 tane tali kapımız vardır. Bu 12 kapımız ise İsa’nın 12 havarisini temsil eder. Bir tane kapı ise bizim parselimize komşudur. 720 metrekarelik arsa arkasındaki burcu da kapsıyor. Arkasına doğru 15 metre daha var. Yanımızda hemen İznik Gölü bulunmakta. Tabii yürüyüş yolu var. Önünde otopark var, yanında butik bir otel var” diye konuştu.
‘PAPA’NIN ZİYARETİNDEN SONRA İLGİ ARTTI’
Arsanın da içinde yer aldığı alan, imar planlarında aynen korunacak sit alanı olarak belirlenip, bilimsel kazılar dışında hiçbir kazıya müsaade edilmezken, Anıtlar Kurulu’nun izniyle, arsaya, ilçeye değer katacak bir yapı inşa edilebileceğini söyleyen Aslıvar, özellikle Papa’nın ziyaretinden sonra bölgeye ilginin artığını belirterek, “Zaman içerisinde, özellikle geçtiğimiz günlerde Papa’nın ziyaretinden sonra, bölgeye ilgi yoğun bir şekilde arttı. Biz de buraya doğru bir yatırımcı ile beraber, doğru bir proje yapılacağına inanıyoruz. Şu anda sit alanı olduğu için yapılaşma olmuyor. Anıtlar Kurulu’ndan gerekli izinler alındığında, buraya güzel bir proje yapılabilir. İznik’e çok değer katacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Büyükçekmece Adliyesi'ndeki soygunda şok detaylar! Liste ortaya çıktı... İşte kaçış rotası
Son yıllarda altındaki yukarı yönlü artış altın takı severleri alternatif çözümlere yöneltti. Düğüne giderken ya da günlük hayatta fiyatının yüksek olmasından ö...
Son yıllarda altındaki yukarı yönlü artış altın takı severleri alternatif çözümlere yöneltti. Düğüne giderken ya da günlük hayatta fiyatının yüksek olmasından ötürü altın takamayanlar, çözümü imitasyon altında buldu. Fiyat açısından daha uygun olan imitasyon altınlar çoğu dükkanda satılıyor. Uzmanlar ise imitasyon altına karşı uyarılarda bulunarak, uzun vadeli kullanımda sağlık sorunlarına yol açtığını dile getiriyor. Kapalıçarşı'da ajda bileziğin fiyatı 58 bin lirayken, imitasyon ajda bileziğin fiyatı 450 lira, Trabzon burma bileziğin 20 gram fiyatı 105 bin lirayken, imitasyonunun fiyatı ise 750 liradan satılıyor. Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, "Bu tarz aksesuarlara ya da bu tarz sahte ürünlere maruz kalmak ileride deride problem çıkarabiliyor. Sahte takılardan sahte ürünlerden uzak durun. Bir malın belli bir ederi vardır. Eğer bu ederi daha düşük fiyatta buluyorsanız ya da ruhsatlı yerden almıyorsanız ya da uygun olan bir ürünü çok ucuz bir yerden buluyorsanız ondan uzak durun" ifadelerini kullandı.
İlginizi Çekebilir'EN ÇOK TERCİH EDİLEN AJDA BİLEZİK; 450 LİRADAN SATIYORUZ'
Kuyumcu Mustafa Şahin, "Vatandaş birkaç gündür satış ağırlıklı. Altının ons fiyatı düşmeye başladı. Amerika ile Çin'in görüşmelerinden dolayı olumlu bir haber çıkacağına inandıkları için ons fiyatı dışarıda altının geri gelmeye başladı. Bundan dolayı da vatandaş şu an satışta alıcı az" dedi. İmitasyon altın satıcısı Engin Nerede, "Çoğu insan alamadığı için şu an bizi tercih ediyorlar, bizde altın kaplamaları tercih ediyorlar. Bunları takıyorlar. Şu an en çok tercih edilen Ajda bilezik, Trabzon burması, Ankara burması. Şu an bir ajda bilezik bizde altın kaplama altın suyuna batırılmış bir üründür. Tanesini 450 liradan satıyoruz. Trabzon burması da bizde şu an 750 lira. Şu an Kapalıçarşı'da kuyumcuda 200 binle 300 bin lira arasında değişiyor. Ankara burmamız Kapalıçarşı'da kuyumcularda inceleri var kalınları var gramajına göre değişiyor. Bizde tanesi 400 lira. Altın bayağı yükselişte olduğu için bizim sahte dediğimiz altın kaplama dediğimiz ürünlere talep daha yüksek" dedi.
Enflasyon rakamları sonrası ocak zammı şekilleniyor! En düşük emekli aylığında yeni tahmin'EN KÜÇÜĞÜNÜ ALIRSIN AMA GERÇEĞİNİ TAKARSIN'
İmitasyon yerine gerçek altın tercih eden Filiz Çakır, "Altın bakmaya geldik. Kızım için nişan arifesindeyiz. Onun için altın bakmaya geldik. Birkaç gündür biraz ucuzladı biliyorsunuz. Şimdi biz de bakıyoruz. Trabzon hasır bilezikleri vardı. Onlara baktık. Fiyatlarını sorduk. Bakıyoruz, inşallah alacağız. Altın fiyatları yükseldi ama kendim için de olsa hiçbir zaman sahte altın alıp takmadım, tercih de etmiyorum. En küçüğünü alırsın ama gerçeğini takarsın" şeklinde konuştu.
'ALTIN FİYATLARI YÜKSEK OLDUĞU İÇİN İMİTASYONU TERCİH EDİYORUM'
Zuhal Akçay, "Öncesinde kullanıyordum; ama diğer imitasyonlar bana alerji yapıyordu. Şimdi mecburen imitasyon kullanmak zorunda kaldım. Allah'tan alerjik reaksiyonum geçti. Ajda bilezik alacaktım. Fiyatlar çok yüksek olduğu için mecburen imitasyon baktım. İmitasyonlar 500 lira, 600 lira, gayet makul fiyatlar. Altın fiyatları yüksek olduğundan dolayı imitasyonları tercih ediyorum. Kaşınıyordum; kızarıklık oluyordu, vücut takmamı istemiyordu; ama artık altını takamadığım için birkaç sefer deneyerek artık reaksiyonlarım azaldı diyebilirim" dedi.
'DERİDE ŞİŞLİK KIZARIKLIK KAŞINTI ÖDEM YAPABİLİYOR'
Uzmanlar ise daha uygun fiyata satılan ve gerçeğinden ayırt etmekte zorlanılan imitasyon altınlar konusunda uyarıda bulunuyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları ABD Öğretim üyesi Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, "Sahte altın ya da sahte aksesuar, takı gibi şeylerin içerisinde özellikle nikel, kadmiyum, kurşun ya da diğer birtakım ağır metaller içerisine karıştırılabiliyor ve genelde de karışıyor. Eğer içerisinde nikel gibi birtakım metaller karışırsa bunların temas ettiği yerlerde eğer kişide de alerjik reaksiyonlara bir yatkınlık varsa deride şişlik, kızarıklık, kaşıntı, ödem, su toplaması gelişebiliyor. Hatta terle beraber içerisine giren nikel gibi birtakım metaller deriye nüfuz ederek deri altında geçerek bu tarz alerjik reaksiyonların daha şiddetli olmasına neden olabiliyor. Hatta bazen kişi atopik alerjik bir bireyse bu reaksiyon sadece temas ettiği yerde sınırlı kalmıyor. Bir sahte küpe, sahte kolye takmanız sadece o bölgede reaksiyon oluşturmuyor. Tüm vücutta yaygın hatta acil ve yoğun bakıma girmeyi gerektiren nefeste daralma, solunumun durması, tansiyonun düşmesi gibi şiddetli reaksiyonlar da meydana gelebiliyor. Bu tarz metallerden dolayı aslında deride bir renklenme, koyuluk, özellikle boyun gibi koltuk altı gibi bölgelerde renklenme ya da renk düzensizliği karşımıza çıkabiliyor" ifadelerini kullandı.
'BÜYÜME VE GELİŞME GERİLİKLERİNE NEDEN OLABİLİR'
Prof. Dr. Kutlubay, "Bu takım sahte altınların içerisinde ya da sahte aksesuarların içerisinde kurşun gibi kadmiyum gibi işte civa gibi birtakım olmaması gereken metallerin girmesinden dolayı birtakım koroner bozukluklara ya da büyüme geriliklerine, çocuklarda bir takım endokrin problemleri bile karşımıza çıkabilmektedir. Bu tarz metallerin aslında deri altına geçip kana geçip kanda sistemik etkiler göstermesi aslında çok düşük bir oran ama eğer ki sürekli yıllarca maruz kalıyorsa, bu tarz metallerden dolayı da ileride daha ciddi sağlık problemleri çıkma ihtimali teorik olarak var" dedi.
Bakan Bolat: Kasım ayında yıllıklandırılmış mal ihracatında rekor kırdıkİmitasyon altının çocuklarda büyüme ve gelişme geriliğine neden olabileceğini belirten Kutlubay, "Eğer ki bu aksesuarlar içerisindeki metaller yüksek oranda kana karışırsa büyüme, gelişme gerilikleri, birtakım hormonal problemler, erken ergenliğe girme gibi, çocuklarda birtakım bu tarz reaksiyonlara neden olabilir; ama bunun için de uzun süre on yıllar boyunca bu tarz bir metal ya da aksesuara maruz kalmak gerekmektedir. Kişinin bağışıklık sistemi, deri yapısı ve derideki bağışıklık sisteminin yapısına göre on yıl, yirmi yıl süre olabilir, değişebilir. Bu tarz aksesuarlara ya da bu tarz sahte ürünlere maruz kalmak ileride deride problem çıkarabiliyor. Sahte takılardan sahte ürünlerden uzak durun. Bir malın belli bir ederi vardır. Eğer bu ederi daha düşük fiyatta buluyorsanız ya da ruhsatlı yerden almıyorsanız ya da uygun olan bir ürünü çok ucuz bir yerden buluyorsanız ondan uzak durun" şeklinde konuştu.
Bakan Memişoğlu, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Çankırı'da Valiliği ziyaret etti. Burada Vali Mustafa Fırat Taşolar, AK Parti Grup Başkanvekili ve ...
Bakan Memişoğlu, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Çankırı'da Valiliği ziyaret etti.
Burada Vali Mustafa Fırat Taşolar, AK Parti Grup Başkanvekili ve Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık ve protokol üyeleri tarafından karşılanan Memişoğlu, Vali Taşolar ile beraberindekilerle görüşerek kent hakkında bilgi aldı.
Görüşmenin ardından Memişoğlu, yaptığı açıklamada, Sağlıklı Türkiye Yüzyılı ziyaretleri kapsamında Türkiye'nin üretim ve kültür merkezlerinden biri olan Çankırı'ya geldiklerini söyledi.
Kentte sağlıkla ilgili değerlendirmeler yapacaklarını belirten Memişoğlu, "Çankırı'da 16 tane birinci basamak, 13 tane ikinci basamak olmak üzere şimdiye kadar 29 tane sağlık tesisi hizmete açtık. Sağlıkla ilgili de iyi yerlere geldi Çankırı. Bugün esasında Çankırı'da 400 yataklı hastanemizin inşaatını belli seviyeye ulaştırdık. İnşallah 2026'da milletimizin hizmetine sunacağız hastanemizi." dedi.
Yeni hastanenin inşaatı tamamlandığında ve devlet hastanesiyle birleştiğinde yaklaşık 700 yataklı bir sağlık fiziki yapısına ulaşılacağının altığını çizen Memişoğlu, "Esasında altyapı olarak, kapasite olarak 700 yataklı eğitim araştırma hastanesi fonksiyonunu görebilecek bir fiziki sağlık altyapısına ulaşmış olacak Çankırı. Aynı zamanda sağlıkla ilgili artık çevreye hastasının gitmeyeceği, kendisinin sağlıkla ilgili her türlü hizmeti sunabilecek hale gelecek inşallah. Burada bu sağlık hizmetinin Çankırı'ya kavuşturulmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Son dakika: Büyükçekmece Adliyesi'ndeki soygunda şok detaylar! Liste ortaya çıktı... İşte kaçış rotasıCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Türkiye'nin, dünyanın en iyi sağlık altyapısına kavuşmuş durumda olduğunu vurgulayan Memişoğlu, "Onun için de Türkiye Yüzyılı dediğimiz esasında bu vizyonumuzu gerçekleştirme aşamasındayız. ASELSAN'ın ürettiği, tamamen yerli mühendislerimizin oluşturduğu ve artık Türkiye de kendi cihazını üretip sağlık cihazlarını, teknolojisini yapabilir hale geldi. Dün 30 tane mobil röntgen cihazını teslim aldık. Bundan sonra da artık Türkiye'de üretilen her türlü ileri teknoloji cihazlarını sağlık sistemimizde kullanır hale geliyoruz." ifadesini kullandı.
Sağlık turizmine de değinen Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kurşunlu ilçemizde termal kaynaklarımızla gerçekten Çankırı aynı zamanda sağlık turizmi açısından da bizim için önemli bir stratejik nokta. Özellikle sağlık turizmini, termal turizmini mevzuatsal anlamda yeniliyoruz. Böylece burayı da bir şekilde termal turizmimizin merkezlerinden bir tanesi yapacağız. Bunun yanında biliyorsunuz su ve barajlarla ilgili Kızlaryolu Barajı yapılarak Çankırı'mızın su problemi büyük oranda çözülmüş durumda. Ülkemizde sağlık hizmetleriyle ilgili özellikle koruyuculuğu önemseyen aynı zamanda da burada olduğu gibi hastanemizi yenileyen bir sağlık anlayışımız var. Toplumumuzdan bu konuda da bedenlerini korumasını, hastalanmadan sağlıkla ilgili bedenlerinin kıymetini bilmesini istiyoruz. Sağlıklı kalmalarını istiyoruz ama hastalandıkları zaman da bütün fiziki altyapımızla, insan gücümüzde onlara en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz."
Kasımpaşa, teknik direktör Shota Arveladze ile karşılıklı anlaşarak yollarını ayırdığını duyurdu.
Türkiye genelinde satılan gayrimenkul sayısı ocak-kasım döneminde yıllık bazda yüzde 7,6 artarken yılın 11 ayında tapu dairelerinde toplam 18,4 milyonu aşkın iş...
Etimesgut ilçesindeki bir apartmanda ikamet eden Öztürk ailesi, pazar alışverişinden döndükleri sırada karşı komşusunun beslediği pitbull cinsi köpeğin saldırıs...
Etimesgut ilçesindeki bir apartmanda ikamet eden Öztürk ailesi, pazar alışverişinden döndükleri sırada karşı komşusunun beslediği pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğradı.
Saldırıda yaralanan 1,5 yaşındaki Efe ile 5 yaşındaki ablası Doğa Öztürk, Bilkent Şehir Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
İlginizi ÇekebilirOlaydan bir gün sonra tedavisi tamamlanan Doğa taburcu edilirken, kardeşi Efe'nin tedavisi sürüyor.
Yüzündeki yaranın "enfeksiyon" kapma riski nedeniyle dışarıdan görüşe izin verilmeyen Efe, annesinin refakatiyle hastanede gözlem altında tutuluyor.
Baba Adem Öztürk ve kızı, tedavinin 4. gününde hijyen önlemleri alarak dün akşam Efe'yi ziyaret etti.
"ENFEKSİYON KAPMASIN DİYE UZAKTAN SEVDİK"
Görüşmenin ardından AA muhabirine konuşan baba Öztürk, olaydan sonra oğlunu ilk kez ziyaret ettiklerini anlattı.
Oğlunun kendilerini çok özlediğini belirten Öztürk, "Biz de onu çok özlemişiz, bayağı bir oynadık. Yarası iyileşmeye başlamış. Kardeşi de özlemiş. Enfeksiyon kapmasın diye uzaktan sevmek zorunda kaldık, yavruma sarılamadım. Biraz yüzümüz güldü, uzun zaman sonra oğlumun da yüzü güldü." dedi.
Kazım Koyuncu'nun şarkısını paylaşan öğretmene 50 bin liralık telif şokunda yeni gelişmeDoktorların, "çocuğunun tedavisi sonrasında yüzünde iz kalacağını" söylediğini aktaran Öztürk, "Ne yazık ki izler kalacakmış. İleriki dönemlerde cerrahlarımız da buna müdahale edecek. Ama hayatı boyunca bu yaralar inşallah yüzünde izler bırakmaz. Tek temennimiz bu." diye konuştu.
Öztürk, şu an sadece antibiyotik ve krem tedavilerinin uygulandığını kaydederek, "Ben çocuğumu gördüğüm için çok mutlu oldum, inşallah en kısa zamanda evine dönecek. Biz de kardeşleriyle tekrar oynamasını, koşturmasını, köpeğin, tehlikeli ırkların, sokak hayvanlarının olmadığı alanlarda, parklarda rahat rahat oynamasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının emanet bürosundaki kasalardan yaklaşık 25 kilogram altın ve 50 kilogram gümüş çalınmasına ilişkin yeni detaylara ulaşıld...
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının emanet bürosundaki kasalardan yaklaşık 25 kilogram altın ve 50 kilogram gümüş çalınmasına ilişkin yeni detaylara ulaşıldı.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının emanet kasasında gerçekleşen hırsızlık olayına ilişkin başlatılan soruşturma devam ediyor.
Soruşturma kapsamında, işçi kadrosuyla emanet bürosunda çalışan Erdal T'nin adli emanette bulunan altın ve gümüşü tek seferde market arabasıyla çıkardığı tespit edildi.
Şüpheli Erdal T.'nin metal market arabasıyla dolu olarak adliyeden çıktığı ancak adliyeye boş döndüğü, kasaların ise anahtarla açılarak boşaltıldığı belirlendi.
Adliyedeki dev soygunda yeni detaylar! Altınları market arabasıyla taşıdı: On numara bir çocuktuSAVCININ DENETİMİNDE ORTAYA ÇIKTI
Büyükçekmece Adliyesi'nin adli emanet bürosunda, görevli savcı tarafından 2 ayda bir denetim yapıldığı öğrenildi. Adliyede en son 2 Ekim'de rutin denetim yapıldığında çalınan eşyaların kasalarda bulunduğu anlaşıldı.
Öte yandan, gözaltındaki adli emanet bürosu memuru K.D'nin emniyetteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edilmesi bekleniyor.
KAÇIŞ ROTASI
Sabah'ın haberine göre; yapılan araştırmada Erdal T.'nin eşi Esma T. ve iki çocuğu ile beraber 19 Kasım'da 08.22 sularında İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan İngiltere'ye kaçtığı tespit edildi.
Erdal T.'nin İngiltere'ye daha önce bir defa daha gittiği tespit edilirken, mart ayında ise vizeye sunmak için adliyeden görevlendirme belgesi aldığı ortaya çıktı. Erdal T. ve eşi hakkında yakalama kararı çıkarılırken, gözaltına alınan Kemal D. ise sorguya alındı.
Adli emanet büroda çalışan yazı işleri müdürü dahil diğer tüm personelin de ifadeleri alındı. Öte yandan şüphelilerin ev adreslerinde de arama yapıldı ancak suç unsuruna rastlanılmadı.
'ÇARŞINIZ PAZAR OLSUN'
Erdal T.'nin arkadaşlarına, 'Malları sattım. Allah çarşınızı pazar etsin' şeklinde mesaj attığı da öğrenildi. Büyükçekmece Adliyesi'nin adli emanet bürosunda, görevli savcı tarafından 2 ayda bir denetim yapıldığı ve adliyede en son 2 Ekim'de rutin denetim yapıldığında çalınan eşyaların kasalarda bulunduğu saptandı.
Adli emaneti soydu, 147 milyonla kaçtı! ‘İçerideki bir organizasyonla yapıldı’ şüphesiEŞİ ÖĞRETMEN ÇIKTI
Son yılların en büyük vurgununa imza atan Erdal T.'nin sınıf öğretmeni olan eşi Esra T.'nin Esenyurt'taki bir ilkokulda ücret karşılığı ders verdiği ve birkaç aydır çevresine "Biz vizemizi aldık İngiltere'ye yerleşeceğiz" dediği ortaya çıktı. İki çocuk annesi E. Timurtaş ile ilgili polis, okuldaki ve okul çevresindeki tüm kameraları incelemeye aldı.
İŞTE ADLİ EMANETTEN ÇALINAN O ZİYNET EŞYALARI
Öte yandan tespit edilen tutarın toplamda 154 milyon liralık (2 milyon 735 bin sterlin) olduğu saptandı.
Gram Altın: 9.906 gram
Reşat Altın: 49 adet
Kolye: 438 adet
Küpe: 66 gram
Altın: 5 kilo
Arma Altın: 7 adet
Tam Altın: 167 adet
Bilezik: 606 adet – 1.477 gram
Yarım Altın: 376 adet
Çeyrek Altın: 1.328 adet
Cumhuriyet Altını: 40 adet
Takı: 2.701 gram
Ata Altın: 487 adet
Gremse: 6 adet
Gümüş: 50 kilo
Misli’de yer alan günün “Şampiyon Oranlı” maçlarını Misli yazarları sizler için yorumladı. Siz de “Şampiyon Oran” farkıyla Misli’de maçların heyecanını daha yük...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, TPAO ile ABD'li enerji devleriyle yaptığı görüşmenin ardından ülkede doğal gaz yatırımı yapmak istedikleri...
ABD, Kanada ve Meksika'nın ev sahipliğinde düzenlenecek 2026 FIFA Dünya Kupası grup kura çekimi yarın yapılacak.
Fenerbahçe'de Galatasaray maçı sonrası transfer için kollar sıvandı. Başkan Sadettin Saran, Devin Özek ve Tedesco, transfer zirvesi gerçekleştirdi. Fenerbahçe'n...
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ihracat rakamlarına işaret ederek "2025 yılında 11 ayın 4'ünde aylık mal ihracatı rekoru kırdık. Kasım ayında takvimin olumsuz etkisi...
Müzisyen Kazım Koyuncu'nun mirasçısı Niyazi Koyuncu, "Uy Aha" şarkısını izin almadan sosyal medyasında paylaştığı için öğretmen Kadir Can Uslu'dan avukatı aracı...
Müzisyen Kazım Koyuncu'nun mirasçısı Niyazi Koyuncu, "Uy Aha" şarkısını izin almadan sosyal medyasında paylaştığı için öğretmen Kadir Can Uslu'dan avukatı aracılığıyla şikayetçi olmuş ve 50 bin lira telif tazminatı istemişti. Şikayet üzerine Uslu emniyete gidip ifade vermişti. Olayla ilgili haberlerin ardından Niyazi Koyuncu, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Kadir Can Uslu hakkındaki şikayetini geri çekti. Konuya ilişkin resmi dilekçe, Koyuncu'nun vekili avukat Eymen Beste Sevinç tarafından savcılığa sunuldu.
İlginizi Çekebilir"ŞİKAYET SEHVEN GÖNDERİLDİ" AÇIKLAMASI
Savcılık makamına sunulan dilekçede, söz konusu şikayetin "sehven gönderildiği" ifadesine yer verildi. Dilekçede müşteki tarafının şikayetten vazgeçtiği açıkça belirtilerek, şikayetin geri çekilmesi talebinin kabul edilmesi talep edildi. Kazım Koyuncu'nun yakın çevresi ve ailesi tarafından ise herhangi bir açıklama yapılmadı.
"ŞİKAYETİN SEHVEN YAPILDIĞINI ANLATAN BİR MAİL ALDIM"
Öğretmen Uslu, kendisine şikayetin geri çekildiği yönünde mail geldiğini belirterek, "Şikayetin sehven yapıldığını anlatan bir mail aldım. Mailde şikayetten vazgeçildiği belirtiliyor. Ben zaten bu şikayete bir anlam verememiştim. Kazım Koyuncu çok sevdiğim bir sanatçıydı. Onun eserlerini beğenerek dinliyordum" dedi.
Uslu, ayrıca avukatlık bürosundan da telefonla arandığını ifade ederek, "Arayan kişi bana şikayetin stajyer avukat tarafından sehven yapıldığını söyledi. Neyse ki konu tatlıya bağlandı" diye konuştu.
Büyükçekmece Adliyesi'ndeki soygunda şok detaylar! Liste ortaya çıktı... İşte kaçış rotasıKaradeniz müziğinin önemli isimlerinden olan Kazım Koyuncu'nun vefatının ardından ailesi, sanatçının isminin, eserlerinin ve hatırasının korunmasına yönelik çeşitli hukuki süreçlerle zaman zaman gündeme gelmişti. Bu olayın ise tamamen teknik bir hata sonucu oluştuğu ve taraflar arasında bir anlaşmazlığın bulunmadığı kaydedildi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gündemdeki gelişmelere ilişkin Türkgün'e açıklamalarda bulundu. CHP’nin, tarihin yanlış yerinde durduğunu belirten Bahçeli, "Y...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gündemdeki gelişmelere ilişkin Türkgün'e açıklamalarda bulundu. CHP’nin, tarihin yanlış yerinde durduğunu belirten Bahçeli, "Yönetime karşı yapılan yolsuzluklardan arınma çağrısı doğrudur. CHP yönetiminin herkesi suçlaması omurgalı bir tavır değil. Yüzyılın en vahim yolsuzluğunun aydınlanması ve adaletin tecellisi şart" dedi.
Bahçeli, CHP’nin hatalarını görerek doğru tavır alması gerektiğini belirterek, “Ümit ederim ki gerçeği görecek basirete kavuşurlar ve minder dışına çıkmazlar” diye konuştu.
Son dakika: Büyükçekmece Adliyesi'ndeki soygunda şok detaylar! Liste ortaya çıktı... İşte kaçış rotasıSORU-CEVAP
Siz Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili gelişmelerden memnun musunuz?
"Mesele şahsımın memnuniyetinden daha çok makul ve sonuç odaklı çalışmaların süreklilik içinde icrasıdır. TBMM’de tesis edilen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 18’inci toplantısını yapmıştır. Dinleme ve istişare aşaması geride kalmıştır. Komisyonun üç değerli milletvekili İmralı’da PKK’nın kurucu önderiyle görüşmüştür. Şimdi sırayı geçiş sürecini ilgilendiren Komisyon raporunun yazımı almıştır. Bundan mütevellit, yasal düzenlemelerin ikmali için TBMM’de ortak bir iradenin tecelli edeceğine inanıyorum. Sürecin siyasi, demokratik ve hukuki boyutunun süratle yapılabilmesi için bugüne kadar sergilenen özverinin aynısıyla devamını temenni ediyorum.
Silaha ve şiddete dayalı sistematik terör döneminin kapanması için milli irade kıyamdadır, hiç olmadığı kadar yapıcı ve destekleyici bir kıvamdadır. Geniş ve gerçekçi bir mutabakat ortamı vardır. “Terörsüz Türkiye” hedefi dahilinde görüşü ve düşüncesi olan herkes neredeyse dinlenmiştir. Demokratik mekanizma tam ve eksiksiz çalışmıştır. Tayin ve tespit edilecek yol haritasıyla 2026 yılından itibaren Terörsüz Türkiye vasat ve varlık bulmalıdır. Zaman kalmamıştır. Son düzlüğe geçilmiştir. Milletimiz heyecanla barışı kucaklayacaktır. Toplumsal huzur egemen olacaktır.
Bundan dolayı da müsterihim. Komisyona üye veren her partinin sorumluluk ahlakıyla hareket ettiğini değerlendiriyor, hepsine teşekkür ediyorum.
CHP’de sular durulmuyor. Kazan sürekli kaynıyor. Son bir yıl içinde üçüncü, son iki yıl içinde dördüncü kurultaylarını yaptılar.Kulisler susmuyor, hizipler durmuyor. Mahkemeye düşen CHP’ye sizin bakışınız nasıldır?
CHP, maalesef tarihin yanlış yerinde duruyor. CHP’nin mahkeme kapılarına düşmesi öncelikle bir hukuk konusudur. Buna rağmen bu partinin iç denge ve düzene kavuşması temennimdir. Ne var ki CHP’de işler sarpa sarmıştır. CHP yönetimine karşı yapılan yolsuzluklardan arınma çağrısı doğru bir çağrıdır. Dün Sayın Kılıçdaroğlu’nu ağlayarak ve tezahüratlar eşliğinde uğurlayanlar, şimdi kapıyı göstermektedir.
Görülen odur ki, CHP üç S’li bir alanda bocalamaktadır: Söğütözü, Saraçhane ve Silivri.
Yağışlar azaldı, barajlar boşaldı! Su krizi kapıya dayandıRüşvet, yolsuzluk ve irtikap davaları Aziz Atatürk’ün partisini mahvı perişan etmiştir. CHP yönetiminin her önüne geleni suçlaması doğru ve omurgalı bir tavır değildir. Aynada başka bir şey görmek istiyorlarsa aynayı değil aynanın karşısındaki görüntüyü değiştirmeleri akla yatkın en makul tercihtir. CHP’nin istikrarsızlığı, tarihsel çizgisinden derin kopuşu Türk siyaset ve demokrasi hayatını olumsuz etkileyecektir.
Bu partideki iç çalkantı kendi meseleleridir. Buna dair yorum yapmak bize düşmez ve bizim işimiz değildir. Ancak CHP’nin hesabını vermesi gereken, hatta yüzleşmesi kaçınılması olan korkunç bir rüşvet ve yolsuzluk suçlaması vardır. Hazırlanan iddianamenin içeriği gerçekten de çok ciddidir. Yüzleşmek için özgüven, gerçekleri kabullenmek için de siyasi ahlak ve dirayet gerekmektedir. Yüzyılın en vahim yolsuzluğunun aydınlanması ve adaletin tecellisi şarttır. Bizim de Türk yargısına güvenimiz tamdır. Sayın Özgür Özel’in savcı ve hâkimlerimizle uğraşması, her vahim iddiayı siyasileştirerek karalaması doğru değildir. CHP’nin içinde bulunduğu durum Türk siyaseti, bu partinin geleneği ve geleceği açısından ise esef vericidir, yürek yaralayıcıdır.
CHP size göre nerede hata yaptı?
Bu sorunun öncelikle muhatabı ve cevap vermesi gereken CHP’nin bugünkü yönetim kadrosudur. Son iki yıl içinde gerçekleşen 4. Kurultay’da da Genel Başkanlığa seçilen Sayın Özgür Özel’i kutluyor, bundan sonraki siyasi mücadelesinde aklıselim ve teenniyle hareket etmesi temennisiyle başarılar diliyorum. Bu temennimi kendisini arayarak bizzat ilettim.
Hukukun bağlayıcılığına ve kararına saygı duymalıdır. 39’uncu Kurultaylarında diyor ki, Cumhuriyet’in muhafızı, Atatürk’ün askeriyiz. Sormak lazımdır ki, Atatürk’ten geriye ne bıraktılar? Cumhuriyet’in yegane gücü olan cumhura ne zaman saygı duydular? İmralı’ya bile gitmekten korktular, kaçtılar; esasa değil de usule itirazlarını da ürkek ve yavan sözlerle açıkladılar. Türkiye’nin en önemli sorunun çözümünde kaçak güreştiler. Ümit ederim ki gerçeği görecek basirete kavuşurlar ve minder dışına çıkmazlar.
Gazze’de İsrail saldırıları durmuyor. Ateşkese rağmen soykırım devam ediyor.
Birleşmiş Milletler’in üye ülke sayısı 193’tür. Bunun 159’u Filistin’i tanımıştır. Bu önemli bir gelişmedir. Soykırımcı İsrail tecrit edilmiştir. Bu yılki Genel Kurul’da pek çok ülke Filistin’i tanımıştır. Akan kan durmalı, Gazze’nin Gazze’lilere ait olduğu herkesçe kabul edilmelidir. İki devletli çözümden başka yol kalmamıştır. 1967 sınırlarına haiz olmak kaydıyla başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafi bütünlüğünü sağlamış Filistin devleti kabul edilmeli, Birleşmiş Milletler’e de tam üye yapılmalıdır. Bunun yanı sıra soykırımcılar mutlaka hesap vermelidir. Gazze’li bebeklerin, çocukların, kadınların, yaşlıların, savunmasız insanların hakkını hukukunu savunmak bir insanlık görevidir, bir vicdan ve merhamet seferberliğidir.
Gazzeli mazlumların sesine ses olan, feryatlarına tercümanlık yapan, dünyaya da insani felaketin korkunç yüzünü süreklilik içinde haykıran Türkiye’nin tez ve söylemleri nihayet geniş kabul görmüştür. 10 Ekim 2025 tarihli ateşkes kararının hilafına İsrail’in saldırılarına devam etmesi, Lübnan’a musallat olması, Suriye’yi karıştırmak için istihbarı, siyasi ve operasyonel müdahalelerde bulunması hiçbir kitaba ve hukuk kaidesine sığmayan canavarlıktır. Devlet mimarisi kisvesindeki terörist eylem ve saldırganlık derhal son bulmalıdır.
Enflasyon rakamları sonrası ocak zammı şekilleniyor! En düşük emekli aylığında yeni tahminPapa 27-30 Kasım tarihleri arasında Türkiye’yi ziyaret etti. Bu ziyaretin lehinde ve aleyhinde pek çok şey söylendi.Milliyetçi Hareket Partisi’nden bir açıklama geldi. Sizin de düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?
Öncelikle şunu ifade edeyim, Milliyetçi Hareket Partisi adına görüş paylaşan Genel Başkan Yardımcımız Sayın Edip Semih Yalçın’ın açıklaması bizim resmi açıklamamızdır, nitekim desteğim tamdır. Papa 14.Leo, Vatikan Devlet Başkanı ve Katolik dünyasının ruhani lideridir. Ülkemize ziyareti Sayın Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine gerçekleşmiştir. Bizim bu ziyarete diyeceğimiz bir şey yoktur. Yapılan görüşmelerde Türkiye-Vatikan diyaloglarıyla, Filistin başta olmak üzere güncel mahiyetli bölgesel ve küresel gelişmeler ele alınmıştır.
Papa’nın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, “Türkiye’nin tarihsel ve coğrafi konumunun barışın tesisinde merkezi rol oynadığını” söylemesi oldukça anlamlıdır. Bizim eleştiri noktamız Papa’nın Vatikan Devlet Başkanı olarak yaptığı temaslar değil, Katolik dünyasının ruhani lideri olarak gerçekleştirdiği, hattızatında şova dayalı dini ve tarihi ritüellerle milletimizi rahatsız etmesidir.
İznik Neofitos Bazilikası’ndan tutun da, İstanbul Maçka’da kurulu bulunan Wolkswagen Arena’daki ayinlere varıncaya kadar sahnelenen gizil propagandaya ve kapalı devre işlenen mesajların muhtevasına esastan ve usulden itirazımız vardır. 1700 yıl önce toplanan bir konsilin, bu topraklardaki ilk başkentimiz olan İznik’ten tekrar canlandırılma hevesine, İznik yerine Nicaea’yı ikame etme sinsiliğine seyirci ve suskun kalamayız.
İslam aleminin arasına nifak tohumları saçanların, Müslümanı Müslümana kırdıranların, Hıristiyanlığı birleştirme ve bu dini özellikle Asya merkezli yayma çabalarına İznik’in alet edilmesi, burayı sıçrama alanı olarak görmeleri inanç ve itikat onurumuzun hiçe sayılmasıdır.
Biz büyük bir devlet, muazzez ve muhterem bir milletiz. Basit korkulara takılıp kalmayız. Hadiselere kompleksli bakmayız. Ancak asırlar boyunca yazılan senaryoları, oynanan oyunları da görmezden gelemeyiz.
İznik’in kurtuluş yıldönümü olan 28 Kasım 1922’nin 103’üncü yıldönümünde, Haçlı seferlerinin başladığı 27 kasım 1095’in 930’ıncı yıldönümünde, 1700 yıllık bir hesabın kararmış sayfalarını tekrar açmanın, akılları karıştırmanın, bulanık suda balık avlamanın, Allah indinde son din olan İslam’ın üzerinde kara bulutlar dolaştırmanın ne sonu ne de sonucu olacaktır.
Herkesin din ve vicdan hürriyetine saygımız vardır. Hiç kimseyi dininden ve inancından dolayı hor ve hakir görmediğimiz açıktır. Fakat Müslüman mahallesinde salyangoz satmanın da bir alemi yoktur. Ben de olan biteni gördükten sonra ATV’de yayımlanan Kuruluş Orhan dizisinin senarist ve yapımcısı Sayın Mehmet Bozdağ’ı arayarak, gösterimdeki bu dizinin Türk tarihi ve Anadolu coğrafyası açısından öğretici, uyarıcı ve uyandırıcı bir işlevi olduğunu söyledim. Bu ve buna benzer dizilerin çoğalmasını ve milletimiz tarafından da merak ve ilgiyle izlenmesini diledim. Tarihimizi unutursak, geleceğimiz uçurumdadır.
Bizi biz yapan, bizi köklerimize, kimliğimize, inancımıza bağlayan hasılı tıpkı bir meşale gibi yanan milli ve manevi değerlerimizin tahribine göz yumarsak bu coğrafyadaki hayat ve varlık haklarımıza kast edilmesi mukadderdir. Hangi ad, amaç ve unvanla olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde farklı egemenlik alanlarının doğuş ve doğruluşuna müsamaha gösteremeyiz.
M.S.325 İznik Konsili, Hıristiyanlığın devletleşmesinde kavşak noktadır. 1700 yıl sonra yapılan ikinci konsil ise sembolik dini bir merasimden daha çok nevzuhur bir hakimiyet üretme ve sürdürme fırsatçılığıdır. ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin de 2026 yılında Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılacağını söylemesi yetki aşımı, sorumsuz bir taşkınlık değilse nedir? Mezkur kararı bu sefir mi verecek, yoksa Türkiye Cumhuriyeti mi? Tahakkümcü, mütecaviz ve dayatmacı teşebbüs, teklif ve değerlendirmelerin istiklal ve istikbal şerefimizi dikkate almadığı, pervasız ve küstahlıkta sınır tanımadığı ortadadır. Bizim meselemiz Papa’nın ziyareti veya diplomatik girişimleri değildir. Meselemiz Konsil hafızasının ve karanlıkta kalmış hatıralarının tekrar diriltme faaliyetleridir.
Papa'nın ziyaretinden bir gün sonra şaşırtan ilan: Kendimizi çok özel hissettik*Tam metin içeriği, kaynak sitenin yapısının değişmesine bağlı olarak eksik gelebilir.
Yorumlar (0)
Yorumunuzu Ekleyin