Olay, Yüksekova'ya bağlı Güngör Mahallesi 941. Sokak'taKİ Kartal ailesinin evinde yaşandı. Gece saat 02.00-03.00 sırlarında, ailenin büyük kızı Özlem Kartal'ın ...
Olay, Yüksekova'ya bağlı Güngör Mahallesi 941. Sokak'taKİ Kartal ailesinin evinde yaşandı. Gece saat 02.00-03.00 sırlarında, ailenin büyük kızı Özlem Kartal'ın odasında şarja takılı olan telefonun bataryasının patlamasıyla yatak alev alırken, kısa sürede odayı yoğun duman ve alevler sardı.
İlginizi ÇekebilirYangını fark eden Özlem Kartal, hızla odadan ayrılarak mutfağa kaçtı. Çığlık sesleriyle uyanan anne Meyan Kartal, evin içinde hızla yayılan yoğun dumanı fark etti. Koşarak odaya giren anne Kartal, alevlerle mücadele ederken aynı zamanda çocuklarını da güvenli alana, balkona çıkarmaya çalıştı. Yangın sırasında yoğun dumana maruz kalan Meyan Kartal, belediye, itfaiye ve ambulans ekiplerinin olay yerine gelmesinin ardından hastaneye kaldırıldı. Yangının ardından ev tamamen kullanılamaz hale gelirken, ağır koku ve duman nedeniyle Kartal ailesi, akrabalarının yanına sığınmak zorunda kaldı.
"HAYIRSEVERLERDEN BİR ÇARE İSTİYORUM"
Sabah saatlerine kadar hastanede tedavi gören anne Kartal, yaşadığı korku dolu anları şu sözlerle anlattı:
"Dün gece saat 2-3 gibi uyandığımda evin içinde yoğun bir duman olduğunu hissettim. Odaya girdiğimde telefonun patladığını ve yatağın alev aldığını gördüm. Benim tek korkum; ben bir kızımı kaybettim, bunu da kaybetseydim inan ben de hayatımı kaybederdim" dedi.
Çaresiz kaldı, kızının mezarını kamera taktı: Diğer mezarlıklarda da aynı olaylar yaşanmışKocası engelli olan ve dokuz çocuğuna aldığı maaşla bakmaya çalıştığını belirten Meyan Kartal, evlerinin daha önce hayırsever ve devlet desteğiyle yapıldığını ancak bu yangın felaketiyle birlikte yeniden mağdur olduklarını ifade etti. Akrabalarının yanına sığınmak zorunda kaldıklarını anlatan Kartal, "Şimdi dokuz çocuğumla birlikte yakın akrabamın evindeyim. Evime giremiyorum, her yer yanmış ve ağır bir koku var. Eşim engelli, dokuz çocuğum var" ifadelerini kullandı. Meyan Kartal hayırsaverlerden destek beklediğini kaydetti.
Mersin'de korkunç olay! 1 günde 3 kişiyi öldürdü, ihtara uymayınca vuruldu
Misli’de günün iddaa programı içerisinde en çok oynanan bahisleri ve Misli yazarlarının bu maçlar için yaptığı yorumları sizler için derledik. Birçok ligin heye...
Olay, merkez Toroslar ilçesi Mithatpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Psikolojik rahatsızlığı olduğu öne sürülen Mustafa T., alt kat komşuları Remziye Kaya ile o...
Olay, merkez Toroslar ilçesi Mithatpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Psikolojik rahatsızlığı olduğu öne sürülen Mustafa T., alt kat komşuları Remziye Kaya ile oğlu Mazlum Kaya’yı bilinmeyen nedenle tabancayla vurdu. Apartmandan çıkıp, taksiye binen şüpheli, Arpaçsakarlar Mahallesi’ndeki bir büfeye gitti.
İlginizi ÇekebilirDolaptan aldığı içkilerle dükkandan ayrılmak isteyen Mustafa T.’ye, büfeci Ahmet Turgut tepki gösterdi. Bunun üzerine Mustafa T., yanında getirdiği tabancayla Ahmet Turgut’u da vurdu. Sokakta bekleyen taksiciye de ateş eden şüpheli, koşarak kaçtı. Taksici ise yara almadan bölgeden uzaklaştı.
Çevredekilerin ihbarıyla olay yerlerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ekipler, apartman dairesinde Remizye ve Mazlum Kaya’nın cansız bedenlerini buldu. Büfede yapılan kontrolde ise Ahmet Turgut’un hayatını kaybettiği belirlendi.
İHTARA UYMAYINCA VURULDU
Bölgeyi abluka altına alan polis, yaya olarak kaçan Mustafa T.’ye ‘Dur’ ihtarında bulundu. Polise direnen şüpheli, vurularak yaralı olarak yakalandı. Gözaltına alınan şüpheli Mustafa T. ise emniyete götürüldü.
Olay yerlerinde yapılan incelemenin ardından Remziye Kaya, Mazlum Kaya ve Ahmet Turgut’un cansız bedenleri morga kaldırıldı.
Cinayetlerle ilgili başlatılan soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
YAKALANDIĞI ANLAR KAMERADA
Mersin’de önce alt kat komşuları Remziye Kaya ile oğlu Mazlum Kaya’yı, ardından da büfeci Ahmet Turgut’u tabancayla öldüren Mustafa T.’nin polis tarafından yakalandığı anlara ilişkin görüntüler ortaya çıktı. Cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülerde teslim olmakta direnen Mustafa T.’nin, polis tarafından vurulduğu anlar yer aldı. Caddede yaralı halde kaçmak isteyen Mustafa T.’yi, ekiplerin yere yatırarak gözaltına aldığı görüldü.
Olay, dün Büyükçekmece Adliyesi'ndeki adli emanet bürosunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı emanet bürosunda görevli ...
Olay, dün Büyükçekmece Adliyesi'ndeki adli emanet bürosunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı emanet bürosunda görevli zimmet memuru Erdal T.'nin uzun süredir işe gelmediği tespit edildi. Bunun üzerine savcılık, şüphe üzerine anahtarları emanet memuru Kemal D.'de bulunan kasaları açtırdı. Açılan kasaların tamamen boş olduğu belirlendi. İlk tespitlere göre yaklaşık 25 kilogram altın ve 50 kilogram gümüşün kaybolduğu ortaya çıktı. Savcılık durumun tespit edilmesinin ardından emniyet ekipleriyle irtibata geçerek Erdal T. ve Kemal D. hakkında gözaltı talimatı verdi. Yapılan araştırmada, Erdal T.'nin eşi Esma T. ve çocuklarıyla 19 Kasım 2025'te saat 08.22'de Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan İngiltere'ye uçtuğu belirlendi.
Galatasaray'da Victor Osimhen endişesi! Takımını yalnız bırakacak İlginizi ÇekebilirYAKALAMA KARARI ÇIKARILDI
Bunun üzerine Erdal T. ve eşi hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Diğer şüpheli Kemal D. ise gözaltına alındı. Emanet büroda görev yapan yazı işleri müdürü dahil tüm personelin bilgi sahibi sıfatıyla ifadeleri alındı. Ayrıca şüphelilerin ev adreslerinde Sulh Ceza Hakimliği kararına istinaeden arama yapıldı ancak herhangi bir suç unsuruna rastlanmadı. Diğer yandan yürütülen soruşturma kapsamında kamera kayıtlarının incelenmesi devam ederken, şüphelilerin telefonlarına ait HTS kayıtları da istendi. Gözaltındaki Kemal D. hakkında ek gözaltı süresi alındığı öğrenildi.
'TOPLAM DEĞERİ 147 MİLYON LİRA'
Adli emanetten çalındığı anlaşılan altınların, göçmen kaçakçılığına yönelik bir operasyon sırasında ele geçirilen altınlar olduğu belirlendi. Adli emanet bürosunda yapılan detaylı sayımda; 9 bin 906 gram altın, 49 reşat altın, 438 kolye, 66 gram küpe, 5 kilo altın külçesi, 7 adet arma altın, 167 tam altın, 606 bilezik, 1 kilo 477 gram bilezik, 376 yarım altın, bin 328 çeyrek altın, 40 Cumhuriyet altını, 2 bin 701 gram çeşitli takı, 487 Ata altın, 6 gremse altın ve 50 kilo gümüşün kaybolduğu tespit edildi. Yapılan hesaplamalarda çalınan altın ve gümüşlerin toplam değerinin yaklaşık 147 milyon lira olduğu ifade edildi.
Son dakika: Memur ve emeklinin 5 aylık zam oranı belli oldu: İşte yeni maaşlar'ALLAH ÇARŞINIZA PAZAR VERSİN'
Hırsızlık şüphelisi Erdal T.’nin 2021'de sürekli işçi kadrosuyla Büyükçekmece Adliyesi’nde göreve başladığı öğrenildi. Çevresinde sakin ve sessiz biri olarak bilinen şüphelinin, olayın ardından bazı çalışma arkadaşlarına "Malları sattım. Allah çarşınıza pazar versin" şeklinde mesaj gönderdiği iddia edildi.(DHA)
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Erzurum'un Yakutiye ilçesinde bir binadaki patlama ve sonrasında yaşanan doğal gaz kesintilerine ilişkin PALEN Doğal Ga...
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, makroekonomideki olumlu gelişmelerin hızlanarak güçlendiğini belirterek, "Büyüme, yatırımlar, istihdam, ihracat ve sektörel güven end...
“Türkiye’ye Değer” anlayışıyla teknolojiyi iyilik ve faydayla dönüştüren Türk Telekom, dezavantajlı bireylerin hayata eşit katılımını destekleyen projelerini sü...
Udinese Futbol Direktörü Gianluca Nani, Galatasaray'dan kiraladıkları Nicolo Zaniolo için açıklamalarda bulundu.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında Sermaye Piy...
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) raporları doğrultusunda bazı hisse senetlerinde spekülasyon yapılarak yapay fiyat hareketleri oluşturulduğu belirlendi.
SPK raporlarıyla ortaya çıkarılan usulsüz işlemlerde fiyatları manipüle eden kişilerin 'Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma' ve 'Bilgi Bazlı Piyasa Dolandırıcılığı' suçlarını işledikleri tespit edildi.
İlginizi Çekebilir12 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Bu kapsamda kimlikleri belirlenen kişilere yönelik İstanbul merkezli Ankara, Antalya, Samsun ve Kahramanmaraş'ta belirlenen adreslere operasyon düzenlendi. Operasyonda 12 kişi gözaltına alındı.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada "Şüpheliler Onur Yılmaz, Mehmet Yılmaz, Emre Kızılırmak, Erol Demir, Osman Özsoy, Suat Hamarat ve Sebahattin Azizağaoğlu isimli 7 kişinin tutuklu olarak Cezaevinde oldukları, şüpheliler Aref Ghafourı, Bedri Erdoğan, Cemal Çetinkaya, Furkan Koçak, Alper Atalay, İlker İlhan, Muhammet Erdoğan, Murat Ağcabağ, Murat Güler ,Gökhan Gönül, Emrullah Şalk, Akif Koç isimli 12 kişinin gözaltına alındığı, 6 şüpheli hakkında ise yakalama, arama ve el koyma adli işlemlerinin devam ettiği" ifade edildi.
Adliyeye işçi olarak girdi, 147 milyonla çıktı: Kendi halinde sessiz bir çalışandıADLİYEYE SEVK EDİLDİLER
Soruşturma kapsamında gözaltınan alınan şüpheliler işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.
Memur ve emeklinin 5 aylık zam oranı belli oldu: İşte yeni maaşlar
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Aziz milletim, değerli milletvekillerimiz, kıymetli yol ve dava arkadaşlarım, kıymetli misafirler; sizleri en kalbî...
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Aziz milletim, değerli milletvekillerimiz, kıymetli yol ve dava arkadaşlarım, kıymetli misafirler; sizleri en kalbî duygularımla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum. AK Partimizin grup toplantısında sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Grup toplantımızın ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Grubumuza teşrif eden değerli misafirlerimize hoş geldiniz, şeref verdiniz diyorum. Dayanışmanız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Biliyorsunuz, önceki gün bu çatı altında teşriki mesaide bulunduğumuz bir yol arkadaşımızı Dar-ı Dünya’dan Dar-ı Beka’ya yolcu ettik. 26 ve 27. Dönem Giresun Milletvekilimiz Cemal Öztürk kardeşimiz, bir süredir tedavi gördüğü bir şehir hastanesinde emaneti sahibine teslim etti. Merhum yol ve dava arkadaşımız Cemal Öztürk’e Yüce Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Hep nezaketi, çalışkanlığı, tevazu ve memleketi için çarpan samimi kalbiyle hayırla hatırlayacağız, hayırla iade edeceğiz. Rabbim mekanını cennet eylesin diyorum. Ailesine, yakınlarına, Giresunlu kardeşlerime ve teşkilatımıza başsağlığı diliyorum.
"EKONOMİMİZ 21 ÇEYREKTİR BÜYÜYOR"
Aziz kardeşlerim, değerli yol ve dava arkadaşlarım, ekonomide yılın üçüncü çeyrek verileri, geçen aydan itibaren açıklanmaya başladı. Kasım ayının ilk günlerinde, yılın ilk 9 ayına dair turizm istatistikleri TÜİK tarafından milletimizle paylaşılmıştı.
Buna göre, 2025 yılının ilk 9 ayında ülkemizi ziyaret eden kişi sayısı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %1,6 artarak 49.993.000’e çıkmıştı. Turizm gelirlerinde ise ilk üç çeyrekte 50 milyar doları yakalamıştık. Böylece tüm zamanların ilk 3 çeyrek rekorunu kırmıştık.
Son dakika: Memur ve emeklinin 5 aylık zam oranı belli oldu: İşte yeni maaşlarEkonomimiz, 21 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü büyüme trendini 2025’in 3. çeyreğinde de devam ettirmiştir. Türkiye ekonomisi, 3. çeyrekte yıllık bazda %3,7 büyüyerek istikrarlı seyrini korumuştur. Bu oranla OECD ülkeleri arasında 4., G20 ülkeleri arasında ise 5. sırada yer aldık.
Tabii tarımda, zirai don ve kuraklık kaynaklı hiç arzu etmediğimiz bir küçülme yaşadık. İnşallah bu yıl yağışların bol ve bereketli olmasıyla tarımın toparlanmasını bekliyoruz.
Makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış ise üretime ilişkin umutlarımızı daha da güçlendirmiştir. Yıllıklandırılmış millî gelirimiz 1,5 trilyon doları aşmıştır. Büyüme rakamlarımızın milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Bir diğer önemli gelişme ise ülkemizin risk primindeki düşüştür. CDS’imiz 233 baz puana gerileyerek son 7 yılın en düşük seviyesine indi.
"HEDEF, GELECEK 3 YIL İÇİNDE MAL İHRACATIMIZI 375 MİLYAR DOLARA ÇIKARMAKTIR"
Bu sabah Kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı. Orada da umutlarımızı artıran bir tabloyla karşılaştık. Buna göre Kasım ayı enflasyonumuz %0,87 olarak geldi. Temel mal enflasyonu %18’ler seviyesine indi. Hizmet enflasyonundaki düşüş ise sürüyor.
Deprem konutları ve sosyal konut projelerimizle birlikte kira enflasyonunda da hızlı bir gerileme bekliyoruz. Bu güzel haberlerin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Her zaman söylediğim gibi, Türkiye’nin hedefi, rotası ve izleyeceği güzergâh bellidir. Bu hedef, 86 milyonun tamamının refahını kalıcı biçimde artırmaktır. Bu hedef, 2028 yılında 1,9 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır. Bu hedef, gelecek 3 yıl içinde mal ihracatımızı 375 milyar dolara çıkarmaktır. Hedef, yine 3 yıl sonra turizmde 100 milyar dolar gelir elde etmektir. Bu hedef, ülkemize iki trilyon dolar maliyeti olan terör belasına son vererek Türk ekonomisini şahlandırmaktır.
Bölgemizdeki sıcak çatışmalara, küresel ekonomideki belirsizliklere, gümrük tarifleri üzerinden alevlenen ticaret savaşlarına, Türkiye’nin önünü kesmek için türlü oyunlar çeviren melun ve meyus odaklara rağmen hamdolsun hedeflerimizden kopmadık ve kopmuyoruz.
Bizi cesur kılan, bizi her türlü badire karşısında güçlü ve dirençli kılan işte budur: hedeflerimize ulaşacağımıza olan sarsılmaz inancımızdır. Ekonomi başta olmak üzere her alanda daha aydınlık bir Türkiye’ye inşallah hep beraber vasıl olacağız. Bu ülkeye yeni bedeller ödetmeyecek, bedel ödetmek isteyenlere de geçit vermeyeceğiz. Önce bulandırıp, sonra da bulanık suda sazan avına çıkan simsarların oyunlarına gelmeyeceğiz.
Burada şunu da vurgulamak istiyorum, değerli arkadaşlar: Elbette ekonomide rakamlar, oranlar ve karşılaştırmalar önemlidir. Ama asıl olan, 86 milyonun topyekun düşüncesi, fikri ve kanaatidir.
"KOBİ’LERİMİZE, ÇALIŞAN BAŞINA VERDİĞİMİZ AYLIK DESTEĞİ 2026 SENESİNDE 3.500 LİRAYA YÜKSELTİYORUZ"
Aslı olan, esnafın, tüccarın, emeklinin, emekçinin ne dediği ve ne hissettiğidir. Bu süreçte sadece rakamlara, sadece oranlara bakmıyor; çarşıya, pazara, esnafa, tüccara ve reel sektörün kalbinin attığı sanayi bölgelerimize de kulak veriyoruz. Reel sektörden gelen talep ve şikâyetleri daima dikkatle dinledik.
Bugün de istihdamımız en üst seviyededir. Kabine toplantımız sonrasında KOBİ’lerimizle ilgili yeni bir müjdemizi paylaştık.
Geçen yıl emek yoğun yönetim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde başlattığımız koruma programını devam ettiriyoruz. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize, çalışan başına verdiğimiz aylık 2.500 liralık desteği 2026 senesinde 3.500 liraya yükseltiyoruz.
Büyük ölçekli firmalarımızı da dahil edeceğimiz yeni programla, 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. Yeni programımızın ekonomimize hayırlı olmasını diliyorum.
Galatasaray'da Victor Osimhen endişesi! Takımını yalnız bırakacak"TÜRKİYE, ULUSLARARASI PLATFORMLARDAKİ DİK VE DİRAYETLİ DURUŞUYLA TAKDİR TOPLUYOR"
Değerli kardeşlerim, kıymetli milletvekillerimiz, son toplantımızdan bu yana uluslararası ilişkiler boyutunda oldukça yoğun bir mesaimiz oldu. Özellikle G20 Liderler Zirvesi vesilesiyle bulunduğumuz Güney Afrika Cumhuriyeti’nde önemli temaslar gerçekleştirdik. Biliyorsunuz, G20 ülkeleri dünya ekonomisinin %85’ini, nüfusunun ise 3’te 2’sini temsil ediyor. Bu ülkeler, gerek iktisadi güçleri, gerek dünya siyasetindeki ağırlıklarıyla küresel sorunlara çözüm arayışında ön plana çıkıyor. Biz de G20’nin en aktif üyelerinden biri olarak çalışmalara gereken desteği veriyoruz. Hatırlayacaksınız, 2015 yılındaki dönem başkanlığımız sırasında düşük gelirli ülkelerin sesi olmuştuk. Johannesburg Zirvesi’nde de “daha adil bir dünya mümkün” şiarıyla küresel sistemin yapılandırılmasına olan ihtiyacı dile getirdik.
Dünya genelinde her 10 kişiden biri hâlâ aşırı yoksullukla mücadele ediyor. Dünyanın birçok ülkesine gittiğimizde, şu ibretlik manzarayla sık sık karşılaşıyoruz: Bir yanda dünyanın en pahalı markalarıyla arzu endam eden bir avuç elit varken, diğer yanda günlük 1 dolar gelirle hayata tutunmaya çalışan milyonları görüyoruz. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan mevcut düzenin sürdürülebilir olmadığının altını her zeminde çiziyoruz.
G20’de verdiğimiz mesajların, özellikle Afrikalı kardeşlerimiz nezdinde memnuniyetle karşılandığını gördük. Türkiye, uluslararası platformlardaki dik ve dirayetli duruşuyla daha fazla takdir topluyor, çağrıları daha fazla mâkes buluyor. Bunda elbette ülkemizin son 20 yılda kıtayla ilişkilerini geliştirmesinin büyük payı var.
Birazdan Türkiye’nin Afrika işbirliğinde nereden nereye geldiğini göreceğiz. Ben burada sadece birkaç çarpıcı rakamı sizlerle ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımla paylaşmak arzusundayım.
"AFRİKA VE AFRİKA HALKLARI BİZİM KARDEŞİMİZDİR"
Şimdi bakınız, değerli kardeşlerim: Son 20 yılda Afrika’daki büyükelçiliklerimizin sayısı 12’den 44’e çıktı. Afrika ülkelerinin Ankara’daki temsilcilikleri ise 10’dan 38’e yükseldi. Kıtayla ticaretimiz 20 senede 5 milyar dolardan 37 milyar dolar seviyelerine geldi. Hedefimiz ise 50 milyar dolar. Doğrudan yatırımlarımız 10 milyar dolara ulaşırken, şirketlerimiz 97 milyar dolar değerinde 2.000’den fazla proje üstlendi. Türk Hava Yollarımız, 41 ülkede 64 noktaya ulaşarak kıtanın en geniş uçuş ağına sahip firmalarından biri oldu. Türkiye Marif Vakfı’na ait okullarımız 22 bin öğrenciye eğitim hizmeti veriyor. Türkiye mezunu öğrenciler kıtada artık bakan, büyükelçi, bürokrat, iş insanı, akademisyen olarak önemli görevlere geliyor. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız.
Şunu burada bir kez daha belirtmek isterim: Afrika ve Afrika halkları bizim kardeşimizdir. Bu kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirmek bizim görevimizdir. Bu hukuka 20 yıl boyunca hiç gölge düşürmedik; inşallah düşürmeyeceğiz.
"TÜRKİYE’NİN ALAN ELDEN, VEREN ELE DÖNÜŞMESİ MİLLETİMİZ ADINA BİR KIVANÇ VESİLESİDİR"
Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum: Biz her şeyden önce vicdan sahibi bir millet ve devletiz. En yakınımızdan en ücra köşeye kadar ulaşabildiğimiz her yere, imkanlarımız ölçüsünde el uzatmak bizim için çekinilecek bir durum değildir. Tam tersine, Türkiye’nin alan elden kolumdan veren ele dönüşmesi, son 23 yılda ülkemiz ve milletimiz adına bir kıvanç vesilesidir.
Nasıl ki 103 bin tonu aşan insani yardımlarımızla Gazze’ye en fazla yardım gönderen ülkelerden biri isek, neredeyse tüm dünyanın derin bir sessizlikle izlediği Sudan’daki trajedide de en fazla hassasiyet gösteren biziz.
AFAD’ımız, Kızılay’ımız, Türkiye Diyanet Vakfı’mız ve bu meseleyi dert edinen insani yardım vakıflarımız, tıpkı Gazze’de yaptıkları gibi Sudan’daki insani felaketi de hafifletmek için seferberlik ruhuyla çalışıyor. Akan kanın bir an önce durması, Sudan’ın daha fazla kaosa sürüklenmemesi için yoğun çaba içindeyiz. Büyük ülke olmak, büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa, inşallah içeride ve dışarıda biz işte bu tavır içerisinde olacağız.
"2026 YILI TÜRKİYE AÇISINDAN BİR ULUSLARARASI ZİRVELER YILI OLACAK"
Sizler de takip etmişsinizdir: 2026 yılı Türkiye açısından kelimenin tam anlamıyla bir uluslararası zirveler yılı olacak. COP 31 Zirvesi vesilesiyle 200’e yakın ülkeyi Antalya’mızda ağırlayacağız. Temmuz ayında NATO zirvesini başkentimiz Ankara’da gerçekleştireceğiz. Türk Devletleri Teşkilatı’nın 13. zirvesine de ülkemizde ev sahipliği yapacağız. 2026 senesi boyunca Türkiye’nin itibarına itibar katmayı sürdüreceğiz.
Efsanevi isim eleştirdi, uzmanlar yorumladı! Çocuklara özel içerikler neden 'boş'?"DUR DURAK BİLMEDEN ÇALIŞIYORUZ"
Aziz kardeşlerim, değerli yol ve dava arkadaşlarım, Namık Kemal, bizim iç siyasette hizmet odaklı, dış siyasette vicdan eksenli politikamızı bakın nasıl anlatıyor: "Usanmaz kendini insan bilenler, halka hizmetten; mürüvvet mend olan, mazluma el çekmez."
Günümüz Türkçesiyle ifade edecek olursak şöyle diyor: "Kendini insan bilenler halka hizmetten usanmaz; mert olanlar ezilenlere yardımdan el çekmez."
Gelecek nesillere, bizim devraldığımızdan daha ileri bir ekonomi, daha güçlü bir demokrasi, daha caydırıcı bir savunma sanayi, daha itibarlı bir dış politika ve daha iyi hizmet üreten bir bürokrasi teslim etmek amacıyla dur durak bilmeden çalışıyoruz. İstiyoruz ki, yarın veya ertesi gün değil; bizden 40-50 sene, hatta bir asır sonra bile hayırla, şükranla, minnetle yad edilen eserler bırakalım. İstiyoruz ki, çocuklarımıza her alanda müreffeh ve muzaffer bir ülke emanet edelim. İstiyoruz ki, gençlerimize demokrasi standartları, hukuk standartları ve yaşam standartları çok yüksek bir Türkiye teslim edelim. İstiyoruz ki, yıllardır halının altına süpürülmüş sorunları çözelim. Türkiye Yüzyılı'nın inşasının önündeki büyük küçük bütün engelleri kaldıralım. Bizim yegâne niyetimiz budur. Bizim siyasette varlık gayemiz de budur.
"SAVUNMA SANAYİMİZDE KÜRESEL BİR BAŞARIYA DAHA İMZA ATTIK"
Değerli kardeşlerim, işte geçtiğimiz günlerde savunma sanayimizde küresel bir başarıya daha imza attık. “KIZILELMA” adını verdiğimiz insansız savaş uçağımız, “MURAT” isimli radarımızla tespit edilen bir savaş uçağını, “GÖKDOĞAN” isimli füzemizle havadan havaya tam isabetle vurmayı başardı.
Böylece KIZILELMA, havadan havaya görüş ötesi hedefi vurabilen ilk insansız savaş uçağı oldu. Türkiye, hava savunmasında çok stratejik bir imkana sahip olma yolunda ciddi bir üstünlük elde etti.
Gururu yaşatan tüm kurumlarımıza, bilim insanlarına, çalışanlara ve özel sektörümüze ülkem ve milletim adına buradan samimi tebriklerimi iletiyorum.
"ÖZGÜR ÖZEL HEDEF SAPTIRMASIN, BENİM KÜRT KARDEŞİM KİMİN CELLAT OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİR"
Bu arada testler Sinop’ta yapıldı. Bu küresel başarıya Sinop’ta ulaşıldı. Biliyorsunuz, CHP Genel Başkanı bu testleri Sinop’ta “balıklar rahatsız oluyor” diyerek eleştirmişti. Biz ona yine Sinoplu Diyojen’in o meşhur sözüyle cevap verelim: “Gölge etme, başka ihsan istemez.”
Siz gidin, kurultay üstüne kurultay yapın. Siz gidin, kendi iş meselelerinizle uğraşın. Siz gidin, gırtlağınıza kadar battığınız pisliklerden arının. Siz gidin, önce içinizdeki yolsuzluk yapanları ayıklayın. Bize gölge etmeyin, o bize yeter.
Şimdi çıkmış, artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri Selefi Kılıçdaroğlu gibi birilerini cellat olmakla itham ediyor. Neymiş? Demek ki CHP’nin Terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm Sendromu imiş. Yani celladına aşık olmakmış. Yahu insanda biraz utanma olur, mahcubiyet olur.
Hadi Türkiye’yi bilmiyorsun, hadi dış politikadan haberin yok, hadi ekonomide herifi görsen mertek zannedersin; insan bari kendi geçmişini bilir, kendi kara sicilini bilir.
Şimdi bu beyefendiye sormak lazım: Ya sen ömrün boyunca hiç mi CHP’nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat, kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin. Ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir.
Ulus Meydanı’nda, İstiklal Mahkemeleri’nde alelacele kararlar alıp dar ağaçlarında iskemleyi kimin devirdiğini milletim gayet iyi bilir. Merhum Menderes’i zorla adım adım dar ağacına kimin taşıdığını milletim bilir. Şimdi, ardından timsah gözyaşları döktükleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir.
Terörle mücadele adı altında, Tunceli’den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel, hedef saptırmasın. Kendini boşu boşuna hiç yormasın. Eğer cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın. Kendi tarihine baksın. CHP’nin geçmişine baksın. Celladı orada zaten görecektir.
Gelen mektupla 3 bin yıllık aile sırrı çözüldü! 'Sen mağaradakilerden birisin'"CHP’NİN SAKLAMAYA ÇALIŞTIĞI GİZLİ YÜZÜ, NİYETİ, FİKRİ VE ZİKRİ DEŞİFRE OLUYOR"
CHP’nin gözünde kendileri ağa, geri kalan milyonlar ise marabadır. Kürt kardeşlerim, herkese bunlar için sadece bir oy deposu. Ama artık yutmazlar. Denklem gayet basit: Hiçbir karşılık beklemeden seçimlerde oy verdiğinizde sizden iyisi yok; tersi bir durumda ise sizden kötüsü yok.
Bakın, biz bunu daha önce 14–28 Mayıs seçimlerinde deprem bölgesinde şahit olduk. Sırf kendi cumhurbaşkanı adaylarına oy vermediler diye, depremzedelerimize günlerce etmediklerini bırakmadılar: gece vakti misafirhanelerden kovmaktan, sosyal medyadaki edepsizliklere kadar her türlü vicdansızlığı ve her türlü hoyratlığı sergilediler.
Bugün de aslında aynı şey tekerrür ediyor. CHP, zihin kodlarındaki faşizmi ve elitizmi dışa vuruyor. CHP’nin saklamaya çalıştığı gizli yüzü, niyeti, fikri ve zikri deşifre oluyor.
AK Parti olarak bizim tavrımız bellidir: Onlar ne yaparsa yapsın, biz Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Çerkez’iyle, Laz’ıyla tüm Türkiye’yi kucaklamaya devam edeceğiz.
Hiçbir ayrım gözetmeden, 86 milyonun hiçbir ferdini aynı samimiyetle, aynı muhabbetle bağrımıza basacağız. Terörsüz Türkiye sürecindeki çalışmalarla ilgili şu hakikati bugün tarihe kayıt olarak düşmek istiyorum: Bundan 24 sene evvel, 14 Ağustos 2001 tarihinde partimizi kurarken sergilediğimiz irade neyse; 2005 yılında Diyarbakır’da “Bu sorun benim de sorunumdur.” derken ortaya koyduğumuz cesaret neyse; 2013 yılında “Çözüm için baldıran zehri içmek gerekirse biz o baldıran zehrini de içeriz, yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin.” dediğimiz gündeki kararlılığımız neyse; AK Parti olarak bugün de aynı iradeyi, aynı cesareti ve aynı samimiyeti taşıyoruz.
"CUMHUR İTTİFAKI HEDEF, ANLAYIŞ VE FİKİR BİRLİĞİ İÇİNDEDİR"
Partimizin, ittifakımızın ve devletimizin, önce Terörsüz Türkiye’yi ardından ülkemize yönelik terör tehdidinin bertaraf edildiği terörsüz bölgeyi inşa etme azmi tamdır.
Cumhur İttifakı hedef, anlayış ve fikir birliği içindedir. Her fırsatta söylüyorum, bugün tekrar altını çizerek ifade ediyorum: Allah’ın izniyle, aziz milletimizin de hayır duasıyla bu sefer başaracağız. Evlatlarımıza terörün karanlık gölgesinin düşmediği bir Türkiye’yi inşallah teslim edeceğiz.
Cumhur İttifakı olarak bir siyasi risk alıyorsak, sadece elimizi değil gövdemizi de taşın altına koyuyorsak, işte bunun için alıyoruz. Türkiye yarım asırlık bir beladan, yarım asırlık bir sorundan, yarım asırlık bir musibetten tamamen kurtulsun diye bunları yapıyoruz. Cumhur İttifakı’nın bütün mücadelesi bunun içindir. Bu hedefe suhuletle varmak içindir.
"SAYIN BAHÇELİ'YE SÖYLENEN HADSİZ SÖZLER KABUL EDİLEMEZ, BU VAHİM HATADAN DÖNÜLMELİ"
Bu noktada ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef alan dünkü saygısız ve hadsiz açıklamaları asla tasvip etmediğimizi, kabul edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek isterim. Gerek parti sözcümüz gerekse Dışişleri Bakanlığımız konuya dair rahatsızlığımızı açıkça dile getirmiş, gerekli diplomatik adımlar atılmış, izahat yapılması istenmiştir. Bu vahim hatadan bir an önce dönülmeli ve düzeltilmelidir.
Öte yandan, bundan sonra sürecin biraz daha ivme kazanmasını ümit ediyoruz. İyimser konuşurken, 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de göz ardı etmiyoruz: Hedefe yaklaştıkça istismar mekanizmaları daha fazla devreye girecek. İşsiz kalacak olanlar bunu engellemek için daha fazla mesai yapacak. Türkiye’nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler son ana kadar vazgeçmeyecek. Bunların tamamının farkındayız ve hepsine de hazırlıklıyız.
Ve samimi duam odur ki sorunları çözmek amacıyla milletimizin Gazi Meclisimize gönderdiği bütün milletvekillerimiz, hayati önemi haiz bu konuda bizimle aynı hissiyatı paylaşır, bizimle aynı hedefe yürür. Özellikle tarihi bir sorumluluk üstlenen komisyonumuzun şimdiye kadar başarıyla yürüttüğü çalışmalarını, bundan sonra da milletin ve memleketin menfaatlerini önceleyen bir anlayışla tekemmül ettireceğine inanıyorum. AK Parti olarak biz bugüne kadar olduğu gibi sorumluluk almaya, yapıcı ve ön açıcı olmaya devam edeceğiz.
Koyunlu çifti Bakan Kurum'u bu kez sevinç gözyaşlarıyla karşıladı"ANA MUHALEFETİN YOLSUZLUKLARINI PERDELEMEK İÇİN TOPLUMA KARAMSARLIK POMPALADIĞINI HEPİMİZ ÇOK NET GÖRÜYORUZ"
Değerli arkadaşlarım, ana muhalefetin eski yönetim, yeni yönetim ve paralel yönetim arasında giderek kızışan çatışmalarını örtmek, belediyelerde ortaya çıkan yolsuzluklarını perdelemek için topluma karamsarlık pompaladığını, umutsuzluk yaymaya çalıştığını hepimiz çok net görüyoruz, biliyoruz. Muhalefetin bu noktada yalnız olmadığını da anlıyoruz. İçeride ya da dışarıda bir takım etki ajanları, milletimizin huzurunu bozmak, milletimizi kutuplaştırmak, özellikle de gençlerimizi umutsuzluğa, karamsarlığa sevk etmek için yoğun gayret içindeler.
Bakınız, bir yandan tarihimizin en yıkıcı depreminin yaralarını sarıyoruz, bir yandan açılıştan açılışa koşuyoruz. Bir yandan ekonomiyi büyütüyoruz, diğer yandan savunma sanayinde küresel rekorlar kırıyoruz. Yani her alanda büyük bir atılım ve kalkınma seferberliği içindeyiz.
Tabii bunları görmek için Türkiye’ye nereden baktığınız son derece önemli. Türkiye’ye başkalarının ellerine tutuşturduğu gözlüklerle bakanlar her şeyi bulanık görürler. Kendi gözüyle, kendi gözlüğüyle bakanlar, her alanda yükselen, büyüyen, güçlenen, iddiaları olan, tezleri olan, ayakları yere sağlam basan, özgüvenli bir Türkiye görürler.
Şuraya özellikle dikkatinizi çekiyorum, değerli arkadaşlar: Bu topraklar, bin yılı aşkın süredir Müslüman Türk hakimiyeti altındadır. Bu topraklarda isteyen, istediğine inanmakta özgürdür. İsteyen, kendi ibadethanesinde, kendi ibadetini yapmakta özgürdür. Bu topraklar, hoşgörü toprağıdır.
Biz, üç kıtada hüküm sürmüş, üç kıtada at koşturmuş Cihan İmparatorluğu'nun bakiyesi bir devletiz. Biz, Selçuklu'nun ve Osmanlı'nın devamı bir ülkeyiz. Biz, yedi asır önce "Yaradılanı severim, Yaradan'dan ötürü" diyen Yunus Emre'nin sevgi diliyle konuşuyoruz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın buyuran Şeyh Edebali'nin hikmet dolu tavsiyesinin izinden gidiyoruz.
Evet, biz tarihimize ve ecdadımıza baktığımızda bunları ve çok daha fazlasını görüyoruz. Avrupa'da zaman zaman birileri çıkıyor, Türkiye'ye ve İslam ülkelerine dini azınlıklar üzerinden ders vermeye kalkıyor. Oysa ki bu coğrafya, en az bin yıldır… Kimi komşu devletler, 1400 yıldır kesintisiz İslam hakimiyeti altındadır. Bu coğrafyada Hristiyan var, Musevi var, Ermeni, Rum, Keldani, Ezidi, Süryani ve daha nice topluluk var.
1400 yıldır bu coğrafyada varlar ve özgürce ibadetlerini yerine getiriyorlar. Avrupa'da 1950'lere kadar bunun bir örneğini bulamazsınız. Göremezsiniz. Bu topraklarda sayısı az ya da çok, onlarca farklı inanış asırlar boyu huzur içinde yaşamıştır. Ama Batı'da tarih boyunca, bırakın azınlıkları, mezhepler üzerinden kan dökülmüş, milyonlarca insan kırıma uğramıştır.
Bizimle Batı arasındaki en temel zihniyet farkı işte budur. Bizim kendimize güvenimiz tam. Onlar camileri yıkarken, biz burada kiliseleri tamir ediyoruz. Çünkü bizim korkumuz yok. Biz kendimize güveniyoruz. Biz gücümüzün farkındayız.
Biz, devletlerden bir devlet, milletlerden bir millet değiliz. Biz, inancımızla, kimliğimizle, ideallerimizle, üç kıta yedi iklimde düzen kurmuş Türk milletiyiz. Biz, tarihiyle büyük, vicdanıyla büyük, merhametiyle büyük, adaletiyle büyük, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'yiz.
Değerli arkadaşlarım, önce kendimize güvenecek, özgüven sahibi olacağız. Bu milletin, Allah'ın izniyle aşamayacağı hiçbir engel yok.
100 yıllık dede mirası: Ölene kadar bırakma şansım yokAK Parti olarak, kurulduğumuz günden itibaren böyle bir vizyonla, böyle bir misyonla hareket ettik. Korku üzerine değil, umut üzerine bir gelecek inşa etmenin mücadelesini verdik 23 yıl boyunca. Hangi sorunu çözmek için elimizi uzatsak, “Aman bölünürüz, aman parçalanırız” diye engel çıkardılar. 23 yıl boyunca hangi alanda kısıtlamaları, yasakları kaldırsak, özgürlükleri genişletsek, “Aman geriye gideriz” diye korku saldılar. Peki ne oldu? 23 yılda Türkiye bölündü mü, parçalandı mı, geriye gitti mi? Elbette hayır. Tam tersine, Türkiye büyüdü, güçlendi, bir ve beraber oldu, her alanda daha da ileriye gitti.
Kardeşlerim, unutmayın: önce zihinlerdeki prangaları kırıp atacağız. Önce elimizi, kolumuzu bağlayan, ufkumuzu karartan, vizyonumuzu daraltan zincirlerden kurtulacağız. Önce biz kendimize inanacak, kendimize güvenecek, emin adımlarla geleceğe yürüyeceğiz.
Milletimden, medyada, sosyal medyada, siyasette her fırsatta umutsuzluk, karamsarlık yayanlara karşı uyanık olmalarını istirham ediyorum.
Sevgili gençler, bakın, özellikle sizlere sesleniyorum. Ekranları başında bizi takip eden gençler, sanal alemde sizi kutuplaştıran, sizi kamplaştıran, sizi umutsuzluğa sevk eden o yayınların nereden, kimler tarafından yapıldığı işte tek tek ortaya çıkıyor.
Biri Arap ülkesine yerleşmiş, oradan gençler arasında Arap düşmanlığını yaymaya çalışıyor. Biri Amerika'ya yerleşmiş, oradan İstanbul'un gençlerini sokağa dökmeye çalışıyor. Biri İsrail'den yayın yapıyor, burada kışkırtma yapıyor. Farklı maskeler altında hepsi aynı oda hizmet ediyor. Bunlara aldanmayın. Bunlara lütfen pirin vermeyin.
Hiç kimsenin endişesi olmasın. Mevcut sorunları da aşacağız, ekonomiyi daha da büyüteceğiz, soframızdaki ekmeği daha da artıracağız, huzuru, kardeşliği, özgürlüğü, demokrasiyi, güvenliği daha da büyüteceğiz. Geleceğe sağlam adımlarla ilerliyoruz. Asırların tortularını kaldırarak, asırların engellerini aşarak ilerliyoruz.
Biz kendimize güvenirsek, biz birbirimize güvenirsek, 86 milyon kardeş olursak, Allah'ın izniyle aşamayacağımız engel, erişemeyeceğimiz hedef yoktur.
İnanıyorsanız, üstünsünüz. İnanıyorsanız, zafer sizindir. İnançta, güvenle, özgüvenle… İnşallah Türkiye'nin yüzyılını hep birlikte inşa edeceğiz.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle, bütçe maratonunun Genel Kurul sefaatinde sizlere Cenab-ı Allah’tan başarılar diliyorum. Sizlerden, gerilime, tahriklere, hakaretlere boyun eğmeden, sabırla ve tahammülle bu süreci yönetmenizi bekliyorum. Tüm misafirlerimize tekrar hoş geldiniz derken, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM'de AK Parti grup toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, Adalet Komisyonu'nda bugün görüşülmeye başlan...
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM'de AK Parti grup toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, Adalet Komisyonu'nda bugün görüşülmeye başlanan 11'inci Yargı Paketi'ne ilişkin, "Taslak çalışmalar üzerinde milletvekillerimizle beraber uzun süredir çalışma gerçekleştirmiştik. Özellikle, Yargı Reformu Stratejisi kapsamında, ceza adaletinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik önemli bir hedef var. Şimdi bu hedefle ilgili yapılacak yasal düzenlemeler var. 10'uncu Yargı Paketi'nde bir kısmı yapılmıştı. 9'uncu yargı paketinde de yine önemli düzenlemeler yapıldı. Bu da devamı olacak. Burada özellikle toplumsal huzuru tahkim etmeye yönelik önemli maddeler var. Bunlardan birisi çocukların korunması. Çocukların suçtan korunmasıyla ilgili, özellikle örgüt faaliyetleri kapsamında çocukların suçta kullanılması durumunda cezaların arttırılmasına yönelik önemli bir düzenleme. Çocuklarla ilgili; gerek suça sürüklenen çocuklarla ilgili gerek suç mağduru çocuklarla ilgili kapsamlı bir çalışma yapılacak. Meclis araştırma komisyonu kuruldu bu konuda. Diğer düzenlemeler o komisyonun çalışmaları sonrasında gündeme gelecek. 18 yaş altı suç işleyen çocukların suçtan korunması ve bu noktadaki yaptırımlarla ilgili olarak düzenlemeler, araştırma komisyonunun çalışmalarından sonra gündeme gelecek" dedi.
İlginizi ÇekebilirBakan Tunç, "Meskun mahalde silah atmanın cezası arttırılıyor. Düğünlerde, nişanlarda, asker uğurlama gibi o mutlu günleri matem havasına dönüştüren tatsız olayları önleyebilmek için özellikle oralarda silah kullanımı durumunda ceza daha ağır hale geliyor. Yine trafikte yol kesme konusu var. Trafikte yol kesme suçu müstakil bir suç olarak ceza kanununda düzenleniyor. Araç kiralamalardan dolayı kiralık araçlardan kaynaklanan suç işleme durumları söz konusu. Burada da yine cezaları artıran bir durum söz konusu. Bilişim suçları, bilişim yoluyla dolandırıcılık, internet dolandırıcılığı, özellikle sanal bahis, kumar tüm bunlarla artık mücadele gerekiyor. Bu anlamda bilişim suçlarıyla mücadele kapsamında gerek bankalara, ödeme kuruluşlarına getirilen yükümlülükler var. GSM abone hatlarıyla ilgili tedbirler var. Önemli düzenlemeler, bilişim suçlarıyla ilgili" diye konuştu.
'TAKDİR MİLLETVEKİLLERİMİZİN'
Pakette, yargılamayı hızlandırmaya yönelik düzenlemelerin de yer aldığını söyleyen Tunç, "Avukatların disiplin düzenlemeleriyle ilgili maddeler var. Tabi bir madde de Covid düzenlemesi. Yanlış anlatılıyor, bu bir af değil. Yani burada özellikle suç tarihi bakımından aynı durumda olan kişilerin aynı yaptırıma tabi tutulmasıyla ilgili bir talep söz konusuydu. 2020 yılında yapılan düzenlemede bazı suçlar istisna edilerek denetimli serbestlik 1 yıldan 3 yıla çıkarılmıştı. 2023 yılı temmuza kadar Covid izni uzatılmıştı. 31 Temmuz 2023'e geldiğimizde dışardaki hükümlülerden cezasının koşulu salıvermeye 5 yıl kalanlar cezaevlerine dönmemişti. Bunlardan kimler yararlanmıştı? Cezaevinde bulunanlar, cezaları kesinleşenler yararlanmıştı. Ama aynı tarihte suç işleyen ya da daha önce suç işleyip yargılaması devam edenler yararlanamamıştı. Dolayısıyla bunların yararlanamamasının, aynı durumdaki kişilerin aynı yaptırıma tabi olması ilkesi gereğince, bir eşitlik sağlanması düşüncesiyle komisyona intikal eden bir kanun teklifi. Burada takdir milletvekillerinin. Burada toplumdan gelen beklentiler, eleştiriler, milletvekillerimiz tarafından elbette ki dikkate alınacaktır. En doğru düzenleme yapılacaktır. Burada önemli olan suçla mücadelede bir zafiyete uğranılmaması. Herkesin yaptığının yanına kar kalmaması ama bunu yaparken de tabi adaletten ayrılmamak. Dolayısıyla eşitlik ilkesi de önemli. Tüm bunları milletvekillerimiz göz önünde bulundurarak bir düzenleme yapacak. Meclis'in durumuna göre, bu komisyondaki görüşmeler sürüyor. Şimdi bütçe görüşmeleri başlıyor. Haftaya Genel Kurulda bütçe görüşmeleri başlıyor. Bütçe görüşmelerinden sonra Meclis'in gündemine komisyon raporu gelir. Ama bu düzenlemelerin içerisinde biraz önce saydıklarım aynı şekilde geçmeyebilir de geçebilir de. Dolayısıyla takdir tamamen burada milletvekillerimizin" açıklamasında bulundu.
Süresiz nafakanın kaldırılmasının gündemde olmadığını söyleyen Bakan Tunç, "Aile hukukuyla ilgili çalışmalar var ama şu anda bir gündemimizde değil" dedi.
Son dakika: Ev sahibi ve kiracılar dikkat: Kira zam oranı belli oldu
Namık Mahallesi Karlıdere Caddesi'nde henüz bilinmeyen sebeple kontrolden çıkan İETT otobüsü, 5 katlı binanın giriş katında hizmet veren börekçiye girdi. İhbar ...
Namık Mahallesi Karlıdere Caddesi'nde henüz bilinmeyen sebeple kontrolden çıkan İETT otobüsü, 5 katlı binanın giriş katında hizmet veren börekçiye girdi.
İhbar üzerine bölgeye sevk edilen polis ekipleri cadde üzerinde önlem alırken, itfaiye de olay yerinde çalışma yaptı. Çarpmasının etkisiyle hafif yaralanan otobüsteki 3 yolcuya, sağlık ekiplerince müdahale edildi.
Kazada, binanın zemin katında bulunan konfeksiyonun duvarında hasar meydana geldi. Otobüs, kaza yerinden vinç yardımıyla kaldırıldı.
İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, saat 10.50'de İstanbul Özel Halk Otobüsleri Kooperatifine ait özel halk otobüsünün, şoförünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıktığı kaydedildi.
Otobüsteki 3 yolcunun hafif yaralandığı kazaya ilişkin İETT ve emniyet birimlerince gerekli idari ve adli soruşturma başlatıldığı belirtilen açıklamada, yaralı yolcuların sağlık durumuyla yakından ilgilenildiği ifade edildi.
25 Ekim 2023 tarihinde 16 yaşındaki kızı Melike Oğuz'u okula götüren baba Hüseyin Oğuz'un kullandığı motosiklete Serik ilçesi Belek yolu Otogar kavşağında otobü...
25 Ekim 2023 tarihinde 16 yaşındaki kızı Melike Oğuz'u okula götüren baba Hüseyin Oğuz'un kullandığı motosiklete Serik ilçesi Belek yolu Otogar kavşağında otobüs çarptı. Baba kazayı hafif yaralı olarak atlatırken kazada ağır yaralanan kızı Melike Oğuz tedavi gördüğü hastanede 1 hafta sonra hayatını kaybetti. O tarihten bu yana her gün kızının mezarına gelerek çiçeklerini suluyor, temizliğini yapıyor. Son günlerde kızının mezarındaki çiçeklerin sürekli çalınması üzerine baba Hüseyin Oğuz Antalya Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğünden aldığı izinle kızının mezarını görecek şekilde çevreye güvenlik kamerası taktırdı. kızının mezarının etrafına güvenlik kamera kayıtlarını inceleyen Oğuz, orta yaşlarda bir kadın ve bir adamın sürekli gelerek mezarlıktaki çiçekleri çaldığını gördü.
"BEN EKİYORUM ONLAR ÇALIYOR"
Yetkililerden çiçekleri çalanların yakalanmasını ve gerekli cezaya çarptırılmasını isteyen baba Hüseyin Oğuz, "Kızımın mezarına diktiğim çiçekleri 4-5 seferdir çalıyorlar. Ben ekiyorum onlar çalıyor. Mezar 2 yıl önce kazada kaybettiğim kızımın mezarı. Ben mezarını yaptıralı yaklaşık bir sene oldu. Bir senedir sürekli gelip çiçekleri çalıyorlar" diyerek sitem etti.
Oğuz, "Gelsinler ne kadar çiçek istiyorlarsa alıvereyim. Yeter ki mezarın üzerindeki çiçekleri çalmasınlar" diyerek hırsızlık yapan kişilere çağrıda bulundu. Şüphelilerden şikayetçi ve davacı olduğunu söyleyen Oğuz, "Bir an önce şüphelilerin yakalanmasını istiyorum" dedi.
Oğuz konuşmalarına şöyle devam etti: "Bir çocukla yaklaşık 30-35 yaşlarında kapalı bir kadın ile saçlı sakallı bir adam gelip buradan çiçekleri alıp gidiyor. Bu çalanlar bu çiçekleri ne yapıyor bilmiyorum. Ya evinde yetiştiriyor ya da çiçekçilere para karşılığında satıyor. Ne yaptığını bilmiyoruz."
"ÇALDIKÇA CİĞERİM PARÇALANIYOR"
Antalya Büyükşehir Belediyesinden izin alarak mezarın etrafına kamera sistemi kurdurduğunu belirten Oğuz, "Sürekli çiçekler çalınıyor. Çalındıkça ciğerimiz parçalanıyor. Bazen panelin elektriği yetmeyince kapanıyor. Ama görüntülerde 2 kişi çiçekleri çalıyor. Mezarlıktaki çiçekleri neden çalıyorlar. Gelsinler 50 - 100 tane alayım" dedi.
"EN AZINDAN ÖLÜYE BARİ SAYGISI OLSUN İNSANLARIN"
Gedik Mahalle Muhtarı Halil Koca ise, "Daha öncede mahalle mezarlıklarımızda buna benzer bir sürü olay oldu. Vatandaşımızın talebi üzerine Antalya Büyükşehir Belediyesinden izin alarak kamera yerleştirdik. Birçok mezarda aynı şekilde çiçek hırsızlığı oldu. İnsana saygı yok. Büyüğe saygı yok. En azından ölüye bari saygısı olsun insanların. Bunu alan kişiler herhalde ticaretini yapıyor. Serik'teki diğer mezarlıklarda da aynı olaylar yaşanmıştır. Duyuluyor" dedi.
Olay, dün saat 15.30 sıralarında Cizre ilçesi Konak Mahallesi’nde Cizre Köprüsü yakınlarında meydana geldi. İddiaya göre, iki arkadaşıyla birlikte Dicle Nehri’n...
Olay, dün saat 15.30 sıralarında Cizre ilçesi Konak Mahallesi’nde Cizre Köprüsü yakınlarında meydana geldi. İddiaya göre, iki arkadaşıyla birlikte Dicle Nehri’nin kıyısına giden Ahmet Erçil’in terliği suya düştü. Terliğini almak için eğilen Erçil, dengesini kaybederek nehre düştü.
İlginizi ÇekebilirAkıntıya kapılan Ahmet Erçil’i kurtarmak için suya giren bir vatandaşın çabası sonuçsuz kalınca, 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verildi. İhbar üzerine bölgeye AFAD, Cizre Belediyesi’ne bağlı dalgıç ekipleri, itfaiye ve polis sevk edildi. Ekipler hem su altında balık adamlarla hem de botlarla su yüzeyinde arama yaptı.
Ekiplerin çalışmasıyla, sabah saatlerinde Ahmet Erçil’in cansız bedeni bulundu. Sudan çıkarılan Erçil’in cenazesi, otopsi için Şırnak Devlet Hastanesi’ne götürüldü.
Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Ankara'nın Çankaya ilçesindeki Kocatepe Mimar Kemal Anadolu Lisesi'nde eğitim gören öğrencilerin öğretmenleriyle alay ettiği görüntüler, sosyal medyada paylaşıl...
Ankara'nın Çankaya ilçesindeki Kocatepe Mimar Kemal Anadolu Lisesi'nde eğitim gören öğrencilerin öğretmenleriyle alay ettiği görüntüler, sosyal medyada paylaşıldı.
Okul yönetimi, tepki çeken görüntülerle ilgili disiplin süreci başlattı. Cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülerde; öğrencilerin ders anlatımını sabote ettikleri ve saygısızca tavırlar sergiledikleri, öğretmenin ise öğrencileri sakinleştirmeye çalıştığı anlar yer aldı.
229 km hızla gelen ölüme 25 yıl hapis istemi! Yürek dağlayan soru: 'Baba kelimesini artık kullanamayacak mıyım?' Koyunlu çifti Bakan Kurum'u bu kez sevinç gözyaşlarıyla karşıladı*Tam metin içeriği, kaynak sitenin yapısının değişmesine bağlı olarak eksik gelebilir.
Yorumlar (0)
Yorumunuzu Ekleyin