İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya konuyla ilgili şu ifadeleri paylaştı: İstanbul'un Esenyurt ilçesinde geçen hafta öfkeyle bir aracın önünü kesip, arkadan gelen amb...
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya konuyla ilgili şu ifadeleri paylaştı: İstanbul'un Esenyurt ilçesinde geçen hafta öfkeyle bir aracın önünü kesip, arkadan gelen ambulansın geçişini engelleyen Y.T. yakalandı. Gereği yapıldı
İlk kez Yeni Trafik Kanunu Teklifine girecek maddeye göre, geçiş üstünlüğü olan ambulans ve itfaiyeye yol vermeyenlerin; Sürücü belgesini 30 gün süreyle geri alacağız, araçlarını 30 gün süreyle trafikten men edeceğiz.
Ayrıca geriye doğru 5 yıl içinde aynı ihlali 2. kez işleyenlerin sürücü belgelerini iptal edeceğiz.
Anlık öfkelerinize yenilmeyin! Trafik kuralları hepimiz için var. Hedefimiz ; Her sürücüye bir kural kitabı ezberletmek değil; Her bireyin içinde bir vicdan rehberi oluşturmaktır.
Saygısızca araç kullananları, ambulansa yol vermeyenleri lütfen 112 Acil Çağrı Merkezimize bildirelim. “Biz Gereğini Yaparız”
Sağlık Bakanlığı ve ASELSAN işbirliğiyle Türk mühendisler tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen OED cihazları, ani kalp durmaları vakalarında, acil müda...
Sağlık Bakanlığı ve ASELSAN işbirliğiyle Türk mühendisler tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen OED cihazları, ani kalp durmaları vakalarında, acil müdahale ekipleri gelene kadar geçen kritik sürede vatandaşların hızlı müdahale etmesine imkan sunacak.
Cihaza ait durum ve konum bilgileri takip sistemiyle izlenebilecek. OED cihazlarının anlık konumu, aktiflik durumu, cihazın batarya seviyesi 7 gün 24 saat Sağlık Bakanlığının takibi altında olacak.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doktor Öğretim Üyesi Bensu Bulut, AA muhabirine, Ankara'da 25 noktaya yerleştirilen OED cihazının kullanımını anlattı.
Ulus Meydanı'na konumlandırılan cihaz hakkında bilgi veren Bulut, OED'nin ani kalp durması durumlarında kalp ritmini analiz eden ve ihtiyaç halinde otomatik olarak şok verebilen taşınabilir bir cihaz olduğunu belirtti.
Bulut, cihazın sağlık eğitimi olmayan vatandaşların da kullanabileceği şekilde tasarlandığını aktararak, "OED cihazı, sesli ve görsel komutlar vererek adım adım uygulamayı destekleyen tam otomatik bir şekilde tasarlanmıştır. Bu yüzden tıbbi eğitimi olmayan kişiler de cihazı güvenilir bir şekilde kullanabilir. Acil bir durum olduğu zaman, ani kalp durmalarında uygulayıcı olacak vatandaş cihazı yerinden alıp ani kalp durması yaşayan hastanın yanına götürebilir." dedi.
Son dakika: 75 kilo altın ve gümüşle kaçmıştı! Annesi konuştu: Maşa olarak kullandılar- "OED CİHAZI TEMEL YAŞAM DESTEĞİNİN ÖNEMLİ PARÇASIDIR"
Ani kalp durmalarında beyin ve kalp gibi hayati organları korumak için etkin ve hızlı müdahale etmenin kritik öneme sahip olduğuna dikkati çeken Bulut, şöyle konuştu:
"Yetişkin hastalarda ani kalp durmasında çoğunlukla ritim şoklanabilir bir ritimdir. Şoklanabilir ritimlerde, şoklamak için geç kaldığımız her süre hastanın hayatta sağ kalım ihtimali azalmaktadır. Bu nedenle OED cihazı temel yaşam desteğinin çok önemli parçasıdır. Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlığımız tarafından kalabalık ortamlara OED cihazının yerleştirilmesini sağlayan bu proje çok değerli halk sağlığı yatırımıdır. Bu proje herkes için ilk yardım anlayışını güçlendiren toplumsal acil sağlık kapasitesini arttıran çok değerli bir adımdır. "
Bulut, OED cihazlarının yerleştirildiği yerlerin Ankara Valiliği tarafından açıklandığını belirterek, cihazın sesli komutla nasıl uygulama yapılacağını anlattığını ifade etti.
OED cihazının kullanımı ve acil bir müdahalenin nasıl olması gerektiği konusunda bilgi veren Bulut, şöyle devam etti:
"Yere yığılan, yanıtsız bilinçsiz solunumu olmayan bir kişiyle karşılaştığımızda, cihazın elektrotlarının yani pedlerinin, kişinin göğüs kafesinde nereye yerleştirmemiz gerektiği resmedilmiştir. Pedlerden bir tanesi şekilde görüldüğü üzere sağ köprücük kemiğinin altına, diğeri ise sol göğüs altına koltuk altı hizasında olacak şekilde yapıştırılmalıdır. Ardından cihaz açma kapama düğmesinden açıldıktan sonra cihazın vereceği komutlara uymamız gerekiyor. Cihaz bizden 112'yi aramamızı istemektedir. Çünkü, 112 gerek OED cihazının kullanımı gerek temel yaşam desteği açısından bize yardımcı olacaktır. Cihaz ritim analizi yapacak ve bu esnada hastaya dokunmamamız gerekir, zaten cihaz bunun uyarısında bulunacaktır. Kalp ritmi analiz edildikten sonra eğer şoklanabilir bir ritimse kimsenin hastaya dokunmaması gerekir. Şok verildikten sonra temel yaşam desteğine devam etmemiz gerekir. Temel yaşam desteği konusunda da cihaz işitsel uyarılarla bize destek olmaktadır. Hastaya göğüs basısı yapmamız gerektiğini ve kurtarıcı soluk vermemiz gerektiğini sözel olarak cihaz söylemektedir."
Öğrencilerin saygısızlığı gündem olmuştu! Öğretmenden ilk açıklama- "HAYAT KURTARICI BİR CİHAZ ÜRETENLERDEN ALLAH RAZI OLSUN"
Ulus Meydanına yerleştirilen OED cihazı hakkında bilgi alan kalp hastası 74 yaşındaki Yaşar Bektaş ise ilk yardım esnasında bu cihazın yardımcı olacağını ifade etti.
Bektaş, 2 kez anjiyo olduğunu belirterek, "Ulus'ta gezerken cihazı gördüm ve çok memnun oldum. Bizler kalabalık ortamlara çok giriyoruz ve ciddi rikle karşı karşıyayız aslında. Hayat kurtarıcı bir cihaz, üretenlerden Allah razı olsun. Bizim gibi yaşlıların çoğunluğu kalp hastasıdır o yüzden teşekkür ediyorum." dedi.
65 yaşındaki Seyfettin Karakuş ise cihazın önemine dikkati çekerek, memleket için yapılan her çalışmanın kıymetli olduğunu ve cihazın bulunduğu konumların acil yardımda bulunabilmesi için herkesin kullanımını öğrenmesi gerektiğini söyledi.
Dünya Engelliler Günü Buluşması! Erdoğan: 2026-2028 yıllarını kapsayan ikinci eylem planımızın hazırlıklarına başlandı
Kasımpaşa, teknik direktörlük görevi için Emre Belözoğlu ile sözleşme imzalandığını duyurdu.
Başkanvekili ve AK Parti Ankara Milletvekili Jülide Sarıeroğlu başkanlığında toplanan komisyonda, Emniyet Genel Müdürlüğü, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığ...
Başkanvekili ve AK Parti Ankara Milletvekili Jülide Sarıeroğlu başkanlığında toplanan komisyonda, Emniyet Genel Müdürlüğü, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Göç İdaresi Başkanlığı sunum yaptı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkan Yardımcısı İhsan Tufan Fırtına, erişilebilirlik kapsamında hizmet binalarında yaptıkları çalışmaları anlattı.
Karayolları Trafik Yönetmeliği kapsamında engelli park kartı verildiğini anımsatan Fırtına, engelli alanına park edenlere ilk 10 ayda ülke genelinde 198 bin 319 idari işlem uygulandığı bilgisini verdi.
KADES uygulamasına kayıt işleminde, kişinin işitme kaybı olup olmadığına dair bir soru eklendiğini aktaran Fırtına, 146 bin 458 işitme engelli kadının uygulamayı indirdiğini, 59 bin 688 ihbarda kadının işitme durumunun görevlilerce sistem üzerinden görülmesi üzerine geri aranmaksızın en yakın kolluk ekibinin yönlendirildiğini anlattı.
İlgili kanuna göre, Emniyet Genel Müdürlüğünde en az 623 engelli personel bulundurması gerektiğini aktaran Fırtına, engellilik oranı yüzde 60'a kadar olan 497, yüzde 60-80 arasında 108, yüzde 80 üzeri engele sahip 58 kişi olmak üzere 663 engelli personelin görev yaptığını bildirdi.
Bu personelden 505'inin e-KPSS ile atandığını söyleyen Fırtına, 2 bin 576 personelin ise engelli çocuğu bulunduğu bilgisini paylaştı.
Engelli bireylere yönelik iyileştirme önerilerini dile getiren Fırtına, "Özellikle işitme engelli vatandaşların işaret dili bilen personel vasıtasıyla iletişime geçmesi, zihinsel ve otizm engeli bulunan kişiler için de sessiz bekleme alanları oluşturularak bize müracaat ettiği alanlarda bekletilmeleri, engelli bireylerin bizlere müracaat ettiğinde görsel anlatım kartları kullanarak ifade alma süreçleri, orada yürüyen işlemlerin anlatılması konusunda bir uygulamaya geçilmesi önerilmektedir." ifadelerini kullandı.
"13 bin 919 engelliye afet farkındalık eğitimi verildi"
AFAD Afetlere Müdahale Genel Müdürü Sadi Ergin, engellilerle ilgili yürütülen program, eğitim ve iyi uygulama örneklerini anlattı.
Geliştirilen afet eğitim materyalleriyle 166 bin engelliye ulaştıklarını kaydeden Ergin, son 2 yılda 5 bin 321'i çocuk olmak üzere 13 bin 919 engelliye afet farkındalık eğitimi verdiklerini bildirdi.
Afet Yönetimi Karar Destek Sistemi'nde (AYDES) 450 bin 670 engellinin konum ve kimlik bilgileriyle kayıtlı olduğunu belirten Ergin, 6 Şubat depremleri sonrasındaki çalışmalara ilişkin şunları aktardı:
"Ülkemizde afet sonrası kurulan 220 bin konteynerde 707 bin vatandaşımızı misafir ettik. Burada bugün itibarıyla 244 bin 269 afetzede halen misafir edilmektedir. Bu 244 binin içerisinde 5 bin 242'si engelli bireylerden oluşmaktadır."
Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök de Türkiye'de yasal kalış hakkı olan yabancı sayısının 3 milyon 610 bin 286 olduğunu söyledi.
Bunlardan 1 milyon 92 bin 279'unun ikamet izni sahibi olduğunu bildiren Kök, geçici koruma altındaki Suriyeli sayısının 2 milyon 371 bin 412 ve uluslararası koruma altında da 146 bin 595 kişinin bulunduğu bilgisini paylaştı.
Kök, "Halihazırda uluslararası koruma ve geçici koruma statüsüyle ülkemizde bulunan engelli sayısı da 20 bin 813." bilgisini verdi.
Dünya Engelliler Günü Buluşması! Erdoğan: 2026-2028 yıllarını kapsayan ikinci eylem planımızın hazırlıklarına başlandı
Fenerbahçe'nin yıldız oyuncusu Alessia Orro, İtalyan basınına açıklamalarda bulundu.
D-SMART Sport’un “Gündem Özel” programında Cengizhan Muhcu'nun konuğu olan Fenerbahçe’nin 27 yıllık rekor sponsoru ve Gürsel Ulaşım Kurucu Ortağı Hürer Fethi Gü...
Olay Büyükçekmece Adliyesi'ndeki adli emanet bürosunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı emanet bürosunda görevli memur...
Olay Büyükçekmece Adliyesi'ndeki adli emanet bürosunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı emanet bürosunda görevli memur Erdal Timurtaş'ın uzun süredir işe gelmediği tespit edildi. Bunun üzerine savcılık, şüphe üzerine anahtarları emanet memuru Kemal D.'de bulunan kasaları açtırdı.
Açılan kasaların tamamen boş olduğu belirlendi. İlk tespitlere göre yaklaşık 25 kilogram altın ve 50 kilogram gümüşün çalındığı ortaya çıktı.
Savcılık durumun tespit edilmesinin ardından emniyet ekipleriyle irtibata geçerek Timurtaş ve Kemal D. hakkında gözaltı talimatı verdi.
Yapılan araştırmada, Timurtaş'ın eşi ve çocuklarıyla 19 Kasım 2025'te saat 08.22'de Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan İngiltere'ye uçtuğu belirlendi. Şüpheli Kemal D. ise gözaltına alındı.
Büyükçekmece Adliyesi'ndeki soygunda şok detaylar! Liste ortaya çıktı... İşte kaçış rotası'TOPLAM DEĞERİ 147 MİLYON LİRA'
Adli emanetten çalındığı anlaşılan altınların, göçmen kaçakçılığına yönelik bir operasyon sırasında ele geçirilen altınlar olduğu belirlendi.
Adli emanet bürosunda yapılan detaylı sayımda; 9 bin 906 gram altın, 49 reşat altın, 438 kolye, 66 gram küpe, 5 kilo altın külçesi, 7 adet arma altın, 167 tam altın, 606 bilezik, 1 kilo 477 gram bilezik, 376 yarım altın, bin 328 çeyrek altın, 40 Cumhuriyet altını, 2 bin 701 gram çeşitli takı, 487 Ata altın, 6 gremse altın ve 50 kilo gümüşün kaybolduğu tespit edildi. Yapılan hesaplamalarda çalınan altın ve gümüşlerin toplam değerinin yaklaşık 147 milyon lira olduğu ifade edildi.
'ALLAH ÇARŞINIZA PAZAR VERSİN'
Hırsızlık şüphelisi Erdal Timurtaş'ın 2021'de sürekli işçi kadrosuyla Büyükçekmece Adliyesi'nde göreve başladığı öğrenildi. Çevresinde sakin ve sessiz biri olarak bilinen şüphelinin, olayın ardından bazı çalışma arkadaşlarına "Malları sattım. Allah çarşınıza pazar versin" şeklinde mesaj gönderdiği iddia edildi.
KIRMIZI BÜLTEN TALEBİ
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından firari şüpheli Erdal Timurtaş. ve eşi hakkında kırmızı bültenle arama talep edildi. Talep Adalet Bakanlığı’na iletildi. Şüphelilerin bağlantılı olduğu ve iletişime geçtiği diğer kişilerin araştırılacağı ve soruşturmanın derinleştirileceği bilgisine de ulaşıldı.
DİĞER ŞÜPHELİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Şüphelinin parayı nasıl ve nerede kullandığına dair herhangi bir açıkklama yapılmazken, gözaltında olan diğer şüpheli Kemal D. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
BİRİSİ ONU YÖNLENDİRDİ, MAŞASI OLARAK KULLANDI
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kırmızı bültenle arama talep edilen Erdal Timurtaş'ın annesi Türkan Timurtaş, oğlunun suçsuz olduğunu söyleyerek, "Oğlum adliyeye temizlik görevlisi olarak girdi, personeldi. Bu adliyenin memuru, polisi, savcısı, başsavcısı araştırsın; temizlik görevlisiydi. Bu anahtar onda ne arıyor. Oğlumu kim harcadı, kim başını yaktı. Bunu kendi başına yapabilecek birisi değil. Kim yaptı bunu, temize çıkarın. Bizim haberimiz yoktu, polis kapımıza gelince öğrendik. Bunu iki çocukla gönderdiler, işsiz güçsüz. Orada ne yapacak, ne edecek. Bunu başını yaktılar, maşa olarak kullandılar. Temizlik görevlisi, bu çöpü atarken bunu çekiyorlar. Yüz kilo eşyayı siz kaç seferde taşıyabileceksiniz. Bize 'tatildeyim' dedi. İngiltere'ye gittiğini sizden öğrendik. Kredi ile ev almıştı, kendisine göre arabası da vardı. Maddi sıkıntısı yoktu. Oğlumu maşa olarak kullandılar. Kime sorarsanız sorun sigara içmez, alkol kullanmaz. Benim oğlumu kim kullandıysa, bu işi kim yaptırdıysa Allah belasını versin. Anahtar temizlik görevlisine verilir mi? Birisi onu yönlendirdi, maşası olarak kullandı. Bunu işsiz güçsüz oralara gönderdiler, yarında bırakacaklar. Bende şikayetçiyim, oğlumun başını yaktılar. Kasanın anahtarını niye veriyorlar" dedi.
Oğluna da seslenen Türkan Timurtaş, "Sana bunu kim yaptırdıysa ortaya çıkart, seni harcadılar" dedi. (DHA)
TUTUKLAMA TALEBİYLE ADLİYEYE SEVK
Öte yandan Büyükçekmece Adliyesi Emanet Bürosu'ndan ziynet eşyalarının çalınmasına ilişkin gözaltına alınan adli emanet memuru Kemal D., tutuklama talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Olay, geçen yıl 27 Aralık'ta, Melikgazi ilçesi Alpaslan Mahallesi'ndeki evde meydana geldi. Mahdi Gholamaıan ile kayınbiraderi Rasoul Gholamaıan arasında tartış...
Olay, geçen yıl 27 Aralık'ta, Melikgazi ilçesi Alpaslan Mahallesi'ndeki evde meydana geldi. Mahdi Gholamaıan ile kayınbiraderi Rasoul Gholamaıan arasında tartışma çıktı. Büyüyen tartışmada Rasoul Gholamaıan tabancayla başından vuruldu. Komşuların ihbarı üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlilerinin kontrolünde, Gholamaıan'ın hayatını kaybettiği belirlendi. Mahdi Gholamaıan ise polis tarafından cinayet şüphesiyle gözaltına alındı. Rasoul Gholamaıan'ın cenazesi, otopsi işlemlerinden sonra İran'a gönderildi. Gözaltına alınan Mahdi Gholamaıan ise emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
İlginizi ÇekebilirİDDİANAME HAZIRLANDI
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanıp, iddianame hazırlandı. Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Mahdi Gholamaıan hakkında müebbet hapis cezası istendi.
'O BENİM KARDEŞİM GİBİYDİ'
Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasında tutuklu sanık Mahdi Gholamaıan ile Rasoul Gholamaıan'ın şikayetçi annesi, babası ve kız kardeşi ile taraf avukatları hazır bulundu. Ölen Rasoul Gholamaıan'ın hem amcasının oğlu hem de eşinin ağabeyi olduğunu anlatan sanık Mahdi Gholamaıan, suçsuz olduğunu öne sürerek, “Rasoul’ü ben öldürmedim. İntihar etti. O benim kardeşimdi. Onun sevinci benim sevincim, üzüntüsü de benim üzüntümdü. Aramızda çok farklı bir ilişki vardı. Kardeşim gibiydi. Ben kardeş katili değilim” diye konuştu. Ölen Rasoul’ün annesi F.G. ise “Oğlumun kanı yerde kalmasın. Şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
75 kilo altın ve gümüşle kaçmıştı! Annesi konuştu: Maşa olarak kullandılar‘BENZER DAVALARDA BİLİRKİŞİLİK YAPTIM’
Duruşmada Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağlar Özdemir bilirkişi sıfatıyla dinlendi. Türkiye’nin pek çok yerinde önemli davalarda mütalaa verdiğini söyleyen Prof. Dr. Özdemir, oyuncak silah ile olayı canlandırarak, tüm detayları ile mahkeme heyetine anlattı. Prof. Dr. Çağlar Özdemir, “18 yıldır olay yeri ve olay yerinin yeniden canlandırılması üzerine çalışıyorum. Türkiye genelinde birçok medyatik dosyada raporum bulunmaktadır. Bu tür benzer dosyalarda bilirkişilik yaptım. Duygu Delen ve Şule Çet davalarının raporlarını ben vermiştim” dedi.
‘ATIŞIN SANIK TARAFINDAN YAPILDIĞINA DAİR DELİL BULAMADIM’
Olayın hukuki değerlendirmesinin hukukçular tarafından yapılması gerektiğini de söyleyen Prof. Dr. Özdemir, “Olayın kaza, intihar ya da cinayet değerlendirmesi hukukçuların alanında olduğu için raporumda bu yönde bir değerlendirmede bulunmadım. Heyetiniz uygun görürse kendi düşüncemi paylaşabilirim. Ben söz konusu olaydaki atışın sanık tarafından yapıldığına dair bir delil bulamadım. O yüzden böyle raporlama yaptım. İntihar olduğunu düşünüyorum. Ama takdir yetkisini sizlere bırakıyorum” diye konuştu.
7 işçinin öldüğü yangın faciasında ihmaller zinciri: Sigortasız işçiler, tek çıkış kapısı, eksik sistemlerERTELENDİ
Mahkeme heyeti verdiği ara karar ile sanık Mahdi Gholamaıan’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşma savcısının mütalaasını hazırlamak için süre istemesi üzerine davayı erteledi.
İstanbul'un önemli su kaynaklarından biri olan Terkos Gölü'nde yaşanan kuraklık nedeniyle su seviyesi ciddi oranda düştü. Suyun çekilmesiyle birlikte yıllardır ...
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Terörsüz Türkiye" sürecinde gelinen aşamaya dikkati çekerek, "Bin düşünüp bir konuşmanın gerektiği günlere giriyoruz. Herkesin ön...
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Terörsüz Türkiye" sürecinde gelinen aşamaya dikkati çekerek, "Bin düşünüp bir konuşmanın gerektiği günlere giriyoruz. Herkesin öncelikle bu sürecin bundan sonraki en hassas dönemini siyasi pozisyonlarının malzemesi haline getirmemesi lazım. Hepimizin siyasi fikirleri farklı, siyasi partileri farklı, anlayışları, kanaatleri farklı ama herhalde ortak olduğumuz nokta, artık bu memlekette silahlar sussun, terör sona ersin, analar ağlamasın, ocaklar sönmesin ve bu milletin geleceği bir şekilde karanlık ellere teslim edilmesin. Onun için özellikle 'siyasi malzeme yapılmaması' konusunu her birinizden istirham ediyorum." dedi.
"Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Kurtulmuş'un başkanlığında toplandı.
Güney Kıbrıslı siyasetçiden Yunan gazetesine çarpıcı itiraf! 'Türkiye'yi durdurmanın tek bir yolu var, durumdan faydalanmalıyız''SÜREÇ AL-VER SÜRECİ DEĞİL'
Kurtulmuş, TBMM Tören Salonu'nda gerçekleştirilen 19. toplantının açılışında yaptığı konuşmada, çalışmaların en hassas, en kritik ve en kırılgan dönemine girildiğini vurguladı.
Şimdiye kadar hassasiyetle, fedakarlıkla bu çalışmaları yürüttüklerini ve bu noktaya kadar gelindiğini ifade eden Kurtulmuş, "Bundan sonra da artık son düzlükte bir iki temel vazifemizi de icra edip oluşturacağımız sonucu da Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunacağız. Ümit ederim ki çalışmalarımız hayırlarla neticelenir." diye konuştu.
Kurtulmuş, "Terörsüz Türkiye" sürecinin, komisyonun çalışmalarından ibaret olmadığını, meselenin sadece bir kısmı olduğunu söyledi.
Bir devlet politikası olarak sürdürülen bu sürecin, devletin bütün ilgili kurumları vasıtasıyla sahada ve bir şekilde örgütle yapılan temaslarla bugüne kadar getirildiğini belirten Kurtulmuş, bu sürecin bir al-ver, bir pazarlık süreci olmadığının altını çizdi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, örgütün kendisini feshetme kararını ortaya koyduktan ve silahları teslim etme sürecine sembolik bir törenle başladıktan sonra bu sürecin hızlandığını ve siyasetin de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek için TBMM'de bulunan siyasi partilerden 11'inin ittifakıyla bu komisyonu kurarak bugüne kadar getirdiğini kaydetti.
Kurtulmuş, "Bundan sonra çok daha dikkatli olmamız gereken, çok daha hassas davranmamız gereken bir sürece girdiğimiz aşikardır. Bunu başta kendim olmak üzere her birimize önemli bir uyarı olarak ortaya koymak istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.
HEYETİN İMRALI ZİYARETİ
Komisyonda şimdiye kadar 134 kişi ve kuruluşun dinlendiğini, 18. komisyon toplantısında ise katılanların 5'te 3 nitelikli çoğunluğuyla alınan karar gereği komisyonda grubu bulunan partileri temsilen birer temsilcinin adaya gitmesi yönünde bir karar alındığını anımsatan Kurtulmuş, üç siyasi partinin temsilcisinin gönderildiğini ve ziyaretin 24 Kasım tarihinde gerçekleştirildiğini hatırlattı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ziyaretin gerçekleştirilmesi ile birlikte komisyonumuzun dinleme faslı nihayete ermiştir. Böylece komisyon bu konuyla ilgili farklı toplumsal kesimleri, bu konunun tarafı olanları ve bu süreçlerde mağdur olanları dinlemiş ve bu son ziyaretle birlikte de dinleme faslı tamamlanmıştır.
Bundan sonraki süreçte raporlama safhasına geçiyoruz. Yani komisyon çalışmalarından sonra Terörsüz Türkiye'nin gerçekleştirilmesiyle ilgili kendi açımızdan gördüğümüz, ortak hassasiyetlerle hele hele mümkünse müşterek kanaatlerimizi paylaştığımız bir raporu hazırlamayı ümit ediyorum. Böylece bu raporun hazırlanmasıyla birlikte de bu tarihi süreç çok önemli bir eşiği daha atlatacak ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olacaktır."
Önceki toplantıda, grubu bulunan siyasi partilerden ve milletvekillerinden raporlarını hazırlamalarını istediklerini aktaran Kurtulmuş, "Şimdiye kadar 5-6 arkadaşımızın hazırladığı rapor geldi. Bunların hepsini biz kaydediyoruz. Bir sayfa, bir evrak bile gelse bu evrakı kaydedip bu sürecin resmi tutanakları içerisine almış oluyoruz. Dolayısıyla bugünkü oturumumuzda raporları dinleyeceğiz. Raporu hazır olan partiler varsa onları dinleyeceğiz." ifadesini kullandı.
"DİL, ÜSLUP VE DAVRANIŞLARIMIZA DA AZAMİ DİKKAT ETMEMİZ GEREKTİĞİ BİR SÜREÇTEYİZ"
Sürecin ne kadar hassas bir noktaya geldiğinin herkesçe görüldüğünü belirten Kurtulmuş, şu görüşleri paylaştı:
"Söylenen her bir sözün, normal zamanda söylenen sözlerden kat kat daha tesirli olduğu, hiç beklemediğiniz çevrelerde beklemediğiniz şekilde olumlu ya da olumsuz etki ettiği bir sürece giriyoruz. Dolayısıyla hani derler ya eskiler, 'Söz gümüşse sükut altındır'. Burada yüz düşünüp bir konuşma hatta bin düşünüp bir konuşmanın gerektiği günlere giriyoruz. Herkesin öncelikle bu sürecin bundan sonraki en hassas dönemini siyasi pozisyonlarının malzemesi haline getirmemesi lazım. Hepimizin siyasi fikirleri farklı, siyasi partileri farklı, anlayışları, kanaatleri farklı ama herhalde ortak olduğumuz nokta, artık bu memlekette silahlar sussun, terör sona ersin, analar ağlamasın, ocaklar sönmesin ve bu milletin geleceği bir şekilde karanlık ellere teslim edilmesin. Onun için özellikle 'siyasi malzeme yapılmaması' konusunu her birinizden istirham ediyorum.
Burada basınımızın da üstüne çok büyük sorumluluklar düşüyor. Zaman zaman bu uyarıyı yaptım ama hissediyoruz, buna ihtiyaç var. Sürecin aslı; kim ne dedi, nereden geldi, nereye gitti; bütün bunlardan daha önemlisi, ortaya hangi somut sonuçlar konuldu. Önemli olan bu siyasi süreçte, budur. Yani sürecin magazinleştirilmemesi için olağanüstü bir gayret sarf etmemiz gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca dil, üslup ve davranışlarımıza da azami dikkat etmemiz gerektiği bir süreçteyiz."
Bu meselenin bir ya da birkaç siyasi partinin meselesi olmadığının altını çizen Kurtulmuş, "Terörsüz Türkiye" hedefinin, bütün Türkiye'nin, 86 milyonun meselesi olduğunu belirtti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu mesele, hayırla ve başarıyla sonuçlandığında bir ya da birkaç parti kazanmış olmayacak, sürece karşı olan partiler de dahil olmak üzere bütün Türkiye kazanmış olacak. Bunun için elimizi şimdiye kadar olduğu gibi taşın altına koymaya devam edeceğiz ve olumlu sonuç almak için de sabırla inşallah bu müzakere süreçlerini tamamlamış olacağız. Tekraren söylüyorum. Sağda solda, içeriden ya da dışarıdan, bu mesele son noktaya geldi, son günlere yaklaşıyor, bu meseleyi akamete uğratalım diye hesap kitap içerisinde olanların varlığını biliyoruz. Akıl, onların aklından daha üstün olmayı gerektirir. Onun için bizler de sabırla, farklılıklarımızı yine birbirimize ifade ederek yolumuza devam edeceğiz. İnanıyorum ki bu sefer Türkiye kazanacak. Bu sefer mutlaka kazanacağız."
Kurtulmuş, toplantının ilk bölümünde siyasi partilerin, rapor safhasına ilişkin görüş ve temennilerini, yöntem tekliflerini dinleyeceklerini, ikinci oturumda da İmralı ziyaretiyle ilgili görüşmenin yapılacağını aktardı.
İşte kasım ayında en çok satılan araçlar! Elektriklide zirve TOGG'un
Yeşilay Bodrum İlçe Temsilcisi Kaan Toker (60), farkındalık oluşturmak için yürümeye karar verdi. Turgutreis Kadıkalesi mevkisinde yürüyüşe başlayan Toker, yan...
Yeşilay Bodrum İlçe Temsilcisi Kaan Toker (60), farkındalık oluşturmak için yürümeye karar verdi. Turgutreis Kadıkalesi mevkisinde yürüyüşe başlayan Toker, yanına asker arkadaşı gazi Hasan Danacı'yı da (62) alarak yaklaşık 25 saatte yürüyüşünü tamamladı.
Yürüyüşte zaman zaman zorlanan Toker, asker arkadaşının da desteğiyle farkındalık projesini tamamlamanın mutluluğunu yaşadı.
Toker, gazetecilere, yürüyüşe başladıktan 40 kilometre sonra zorlandığını, yürüyüş yaptığını duran asker arkadaşının kendisine eşlik etmeye geldiğini söyledi.
Geri kalan yolu beraber yürüdüklerini ifade eden Toker, "Onunla birlikte askerlik anılarımızı canlardık ve bana yürüyüşte güç verdi. Annem yakın zamanda vefat etmişti onu da düşünerek yürüyüşümü başarıyla tamamladım. Amacım hem Cumhuriyetimizin 102. Yılında farkındalık oluşturmak ve Bodrum'da kurulacak olan bağımlıların tedavi gördüğü Yeşilay Danışmanlık Merkezi projesine destek vermek." dedi.
Askerlik yaptığı 1987'de gazi olan Hasan Danacı da asker arkadaşına yürüyüşte 62 kilometre eşlik ettiğini ve bundan da büyük keyif aldığını dile getirdi.
İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Oktay Dumruk da iki asker arkadaşın zorlu koşullarda 29 saatte tamamlamayı düşündükleri yürüyüşü 25 saatte bitirdiklerini ifade ederek, azim ve kararlılıkları için ikiliyi tebrik etti.
Tunç, Şingah Mahallesi'nde inşa edilecek Bayburt Adalet Sarayı temel atma töreninde yaptığı konuşmada, her zaman milli iradenin ve demokrasinin yanında olan Bay...
Tunç, Şingah Mahallesi'nde inşa edilecek Bayburt Adalet Sarayı temel atma töreninde yaptığı konuşmada, her zaman milli iradenin ve demokrasinin yanında olan Bayburt'ta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Cumhur İttifakı'na destek veren Bayburtlulara teşekkür eden Tunç, katılımcılara Erdoğan'ın selamını iletti.
Tunç, Bayburt'a 23 yılda her alanda büyük hizmetler yapıldığını ve yapılmaya da devam ettiğini belirterek, Kop Tüneli açıldığında Erzurum ve Bayburt'un neredeyse birleşmiş olacağını, Bayburt Havalimanı'nın da kente ulaşımı kolaylaştıracağını ifade etti.
Son dakika: 75 kilo altın ve gümüşle kaçmıştı! Annesi konuştu: Maşa olarak kullandılarBayburt Adliyesi'nin inşaat sürecinin, temel atma töreninin ardından hızlı şekilde tamamlanacağını anlatan Tunç, adliye binasını 2027'nin ilk aylarında hizmete açmayı planladıklarını vurguladı.
Tunç, adaletin tecelli edeceği mekanların önemli olduğunu, dolayısıyla bu mekanların, adaletin vakarına uygun inşa edilmesi gerektiğini belirtti.
Adaletin tecelli edebilmesi için sadece mekanların ve teknolojik imkanların yetmeyeceğini, bu konularda çok mesafe aldıklarını ifade eden Tunç, 391 müstakil adliye sarayı yapıldığını söyledi.
Geçmişte merdiven altlarında, kiralık, köhne binalarda duruşmalar yapıldığını belirten Tunç, Türkiye'nin bunlardan kurtulduğunun altını çizdi.
Tunç, sadece bunlardan kurtulmanın yetmeyeceğini, o binalarda uygulanacak mevzuatın da ihtiyaca cevap vermesi, çağın gereklerine uygun hale gelmesi gerektiğini aktardı.
Türkiye'nin bu konuda 23 yılda çok önemli mesafeler aldığına işaret eden Tunç, 80 yıldan bu yana uygulanan, İtalya'dan, Almanya'dan, Fransa'dan, İsviçre'den alınan temel kanunların hepsinin yenilendiğini, milletin ruhuna, çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirildiğini belirtti.
Tunç, mevzuatın yenilenmesinin yeterli olmadığını, mevzuatı uygulayacak hakim ve savcıların hem sayı hem nitelik itibarıyla güçlü olabilmeleri için çok çalıştıklarını ifade ederek, "Sayıyı 9 binlerden 26 binlere yükselttik ve onların daha güçlü, daha donanımlı bir şekilde vatandaşlarımıza yargı hizmetlerini sunabilmeleriyle ilgili imkanları arttırdık." diye konuştu.
Özellikle son zamanlarda hukuk eğitiminin kalitesini arttırmak için hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasını 100 bine yükselttiklerini vurgulayan Tunç, yatay geçiş, alttan dikey geçiş, ikinci öğretimi kaldırdıklarını ve hukuk mesleklerine giriş sınavı uygulamasını başlattıklarını söyledi.
Real Madrid'den Osimhen bombası! 'Üst düzey bir isimden duydum'Tunç, avukat olabilmek, hakim, savcı yardımcılığı sınavına girebilmek için hukuk mesleklerine giriş sınavının da geçilmesi gerektiğini belirterek, bu nedenle hakim ve savcı yardımcılığı sistemini başlattıklarını kaydetti.
Bakan Tunç, bir yandan da mahkeme sayılarını artırdıklarına işaret ederek, özellikle yargıdaki gecikmeyi ortadan kaldırmak için büyük bir çaba içerisinde olduklarını dile getirdi.
Sıfır Kadastro Dosyası Projesi ile 50 yıldır devam eden davaların hızlı bir şekilde sonuçlanmasıyla ilgili çalışmaları sürdürdüklerine dikkati çeken Tunç, diğer yandan da 2016’dan bu yana uygulamaya alınan istinaf mahkemelerinin daire ve üye sayısını her geçen gün artırdıklarını vurguladı.
Tunç, 3 binden fazla yeni mahkeme ve ihtisas dairesi kurarak özellikle oradaki yığılmanın, gecikmenin önüne geçmek için çalıştıklarını belirtti.
"Geciken adalet, adalet değildir." ifadesini kullanan Tunç, şöyle devam etti:
"Vatandaşımız hakkına bir an önce kavuşmalıdır. 26 bin yargı mensubumuz ve avukatlarımızla beraber bu noktada özverili bir çalışmayla inşallah biriken iş yükünü hızlı bir şekilde önümüzdeki süreçte ortadan kaldırmak için mücadele edecekler. Uygulamaya koyduğumuz bu tedbirler sayesinde tabii bunun sonuçlara da yansıdığını memnuniyetle görüyoruz."
Tunç, 5 temel amaçları ve 264 hedefleri olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Özellikle ceza adaleti sisteminin etkinliğinin arttırılmasıyla ilgili hedefi önemsiyoruz. Çünkü toplumsal barış ve huzurun teminatı, ceza adaleti sisteminin daha etkin işlemesinden geçiyor. İşte bu anlamda 9. Yargı Paketi Meclisimizde yasalaşmıştı. 10. Yargı Paketi yine ceza adaleti sistemiyle ilgiliydi. Özel infaz usullerinin kapsamının daha da etkin hale getirilmesiyle ilgili düzenlemeler yer almıştı ve 11. Yargı Paketi de yine ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılmasına yönelik önemli düzenlemeler içeriyor.
"ONLARI SUÇTAN KORUMAK BAŞTA AİLELERİNİN AMA EN ÖNEMLİSİ DE DEVLETİN, BİZLERİN GÖREVİ"
Tunç, 11. Yargı Paketi'ne ilişkin şu bilgileri aktardı:
"38 maddeden oluşan bu teklif, AK Parti Grubunca Meclis Başkanlığına sunulmuştu. Meclis Başkanlığı, Adalet Komisyonu'na sevk etti. Dünden itibaren Meclis Adalet Komisyonumuzda 11. Yargı Paketi ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Bu pakette önemli düzenlemeler var. Birçok kanunda değişiklik var. Özellikle toplumsal huzur ve barışın daha da tahkim edilmesi ve huzuru, güvenliği, ceza adaleti sisteminin etkinliğini arttırmaya yönelik önemli düzenlemeler var. Başta çocuklarımız, onlar bizim geleceğimiz. Onları suçtan korumak başta ailelerinin ama en önemlisi de devletin, bizlerin görevi. Hem suça sürüklenen çocukları suça sürüklenmekten alıkoymamız lazım, onları suça iten nedenleri ortadan kaldırmamız lazım. Suça itilmişse etkin bir ceza adaleti sistemiyle çocuğun üstün yararını gözeterek bir yargılama hizmetinin verilmesi lazım hem de çocuklarımızın suçtan korunması lazım. Suç mağduru çocuklarımızı, suçtan korumaya yönelik çok önemli tedbirler geçmiş dönemlerde hep almıştık. Çocuk görüşme merkezleri, çocuk izlem merkezleri, çocuk adalet merkezleri. Erzurum'dan başlamıştık, bunu şimdi diğer illerimize de yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Bu yargı paketinde çocukları suçta kullanan örgütlerle mücadele bakımından, çocukların örgütlü suçlarda ya da örgüt faaliyeti kapsamında çocukları kullananlara ağır yaptırımlar, ağır cezalar getiren düzenlemeler var 11. Yargı Paketi'nde."
Meskun mahalde silah atmanın yol açtığı sıkıntılara işaret eden Tunç, şöyle devam etti:
"O mutlu olacağımız günlerde, askerleri uğurlamalarda, düğünlerde, nişanlarda, kutlama günlerinde maalesef havaya silah atarak o günleri matem havasına dönüştüren olayları ortadan kaldırmak istiyoruz. Bununla ilgili yaptırımlar var. Kuru sıkı da dahil olmak üzere. Toplumu korkutmak vesaire bunların olmamasını istiyoruz. Yine trafik güvenliğini tehlikeye atan suçlar bakımından İçişleri Bakanlığımızın idari para cezalarıyla ilgili bir çalışması vardı. Bizim de Türk Ceza Kanunumuzda hapis cezası gerektiren, trafik güvenliğini tehlikeye atan, trafikte yol kesen o magandaların önüne geçmek durumundayız. Onlara ağır yaptırımlar getiren maddeler de yine kanun teklifimizde şu anda Adalet Komisyonu'nda görüşülüyor. Yine kiralık araçlardan kaynaklanan, o araçların suçta kullanılmasına yönelik yaptırımlar içeren düzenlemeler var."
Tunç, son zamanlarda bilişim suçlarının arttığına dikkati çekerek, "Teknoloji gelişiyor. İnternet çağındayız, internetin zararlı unsurlarından çocuklarımızı, gençlerimizi, toplumumuzu korumak zorundayız. İnternet yoluyla dolandırıcılıklar, telefon hatlarıyla yapılan dolandırıcılıklar, tüm bunları ortadan kaldırmak ve bunları engellemek ve bunlara yönelik önemli yaptırım getirmek durumundaydık. Bu konuda da özellikle bilişim suçları, bilişim sistemleri kullanılarak yapılan dolandırıcılık, sanal bahis, sanal kumar, gerçekten kanayan yara bunlar. Bu konularda Sayın Cumhurbaşkanımızın çok büyük bir kararlılığı var önlenmesi hususunda, toplumun bu zararlı alışkanlıklardan korunması konusunda. Bizler de bu anlamda ceza kanunlarımızda bunlara ağır yaptırımlar getiren hususları düzenliyoruz." dedi.
"ÇOK MESAFELER ALDIK, ALACAĞIMIZ DAHA ÇOK MESAFELER VAR"
Bakan Tunç, 11. Yargı Paketi'nde yargıyı hızlandırmak ve istinaf süreçleriyle ilgili bazı maddeler de bulunduğunu söyledi.
Paketin, ceza adaleti sisteminin etkinliğini arttırmaya yönelik olduğunu dile getiren Tunç, 12. Yargı Paketi'nin hazırlıklarını da milletvekilleriyle paylaştıklarını ve teklif üzerinde çalıştıklarını, hukuk ve idari yargılama süreçlerinin hızlandırılmasıyla ilgili kanun teklifinin de önümüzdeki günlerde Meclis gündemine geleceğini belirtti.
Tunç, mevzuatı geliştirmeye ve iyileştirmeye, yargının fiziki ihtiyaçlarını karşılamaya, yargı mensuplarının gerek konut, gerekse özlük haklarıyla ilgili birçok çalışmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın destekleriyle karşılamaya devam ettiklerini söyledi.
Tarafsız ve bağımsız yargının, adalet hizmetleri noktasında milletin memnuniyetini en üst noktaya çıkarabilmesi hedefiyle çalıştıklarını anlatan Tunç, "Çok mesafeler aldık, alacağımız daha çok mesafeler var. Türkiye Yüzyılı'nı, adaletin de yüzyılı yapmanın gayreti içerisinde çalışmalarımızı tüm yargı teşkilatımızla, ilk derecesinden yüksek yargısına varıncaya kadar büyük bir gayret içerisinde sürdürüyoruz." diye konuştu.
Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yargı mensuplarımıza yönelik bazı soruşturmalardan hareketle haksız eleştiriler hatta hakarete, tehdide varan birtakım açıklamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Yargımız büyük bir özveri içerisinde. 26 bin hakim ve savcısıyla 200 bin ceza infazıyla beraber, 200 bin yargı personeliyle gece gündüz bir gayret içerisinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı içerisinde özellikle vatandaşlarımızın hakkının, hukukunun korunması anlamında büyük bir gayret içerisindeler. Tabii yargıya yönelik, sosyal medya üzerinden, işte televizyon ekranlarında, haksız ve hudutsuz eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu haksız eleştirileri elbette ki kendilerine iade ediyoruz. Ama bugün geldiğimiz noktada yargı sistemimizin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve milli iradeye duyduğu saygı, demokratik hukuk devleti ilkesine duyduğu saygı, geçmişle kıyaslanamayacak kadardır. 'Eskiden yargı tarafsızdı, bağımsızdı. Bugün yargı taraflı bağımlı hale geldi' diyenler bize geçmişi unutturmaya çalışıyorlar. Biz adaleti köhne binalardan, adliyenin en vakarına yakışır binalarına kavuşturmakla kalmadık, o merdiven altı duruşmalardan, o adliyenin mehabetine uygun binalara kavuşturmakla kalmadık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, yargıyı, birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkardık, vesayetçiden kurtardık, darbeciden kurtardık, milletin yargısı haline getirdik."
"TÜRKİYE'Yİ TERÖRÜN HER TÜRLÜSÜNDEN KURTARACAĞIZ İNŞALLAH"
Etnik kökeni ne olursa olsun her vatandaşın, birinci sınıf vatandaş olduğunu dile getiren Tunç, bu anlayışla bütün ayrımcılığı ortadan kaldırdıklarını ifade etti.
Tunç, büyük bir kalkınma hamlesiyle her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırarak temel hak ve özgürlükleri tahkim ederek, teröre mazeret teşkil eden bütün unsurları ortadan kaldırdıklarını aktardı.
Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin Tunç, şu görüşlerini paylaştı:
"Bu süreci sabote etmek isteyenler içeride ve dışarıda var. Türkiye'yi huzursuz etmek, Türkiye'nin gelişmesini ve kalkınmasını önlemek isteyen o şer şebekelerine karşı uyanık olacağız. Süreci baltalamak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. İnşallah Meclis'in konuya el atmasıyla beraber, kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çizeceği yol haritasıyla beraber adımlarımızı kararlılıkla atmaya devam edeceğiz. Türkiye'yi terörün her türlüsünden kurtaracağız inşallah. Hem içeride hem dışarıda kurtaracağız."
Bayburt Adliyesi'nin 15 bin metrekarede inşa edileceğini anlatan Tunç, görev yapan hakim ve savcıların yarısının kadın olduğunu, projede küçük bir değişiklikle kreş yapılabileceğini de belirtti.
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Salih Ayhan da Adalet Bakanlığının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlığından bu yana önemli hizmetler yaptığını belirterek, yeni Bayburt Adliyesi'nin hayırlı olmasını diledi.
Konuşmaların ardından, Bakan Tunç, Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, Bakan Yardımcısı Ayhan ve diğer ilgililer butona basarak Bayburt Adalet Sarayı'nın temelini attı.
Törene, AK Parti Bayburt Milletvekili Orhan Ateş, Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Daire Başkanı Turan Kuloğlu, Bayburt Cumhuriyet Başsavcısı Burak Yılmaz ve davetliler katıldı.
New York Times'tan Pentagon'a dava! 'Basın özgürlüğünü ihlal ediyorlar'
Nijerya Milli Takımı'nın eski teknik direktörü ve efsane futbolcu Sunday Oliseh, Real Madrid'in Victor Osimhen'in transferi için ciddi şekilde devrede olduğunu ...
A Milli Erkek Basketbol Takımı, FIBA dünya sıralamasında 11. basamağa yükseldi.
*Tam metin içeriği, kaynak sitenin yapısının değişmesine bağlı olarak eksik gelebilir.
Yorumlar (0)
Yorumunuzu Ekleyin