Bilim insanları, yüzüne dolgu yaptıran kişilerin, bu işlemin damarları tıkayarak doku kaybı ve hatta körlük gibi tehlikeli komplikasyonlara yol açabileceği konu...
Bilim insanları, yüzüne dolgu yaptıran kişilerin, bu işlemin damarları tıkayarak doku kaybı ve hatta körlük gibi tehlikeli komplikasyonlara yol açabileceği konusunda uyarılması gerektiğini bildirdi.
İlginizi ÇekebilirBrezilya'daki Sao Paulo Üniversitesinden Dr. Rosa Sigrist ve ekibi, Mayıs 2022 ila Nisan 2025'te Brezilya, Kolombiya ve Şili'deki dört radyoloji merkezi, Hollanda'daki bir dermatoloji merkezi ve ABD'deki bir plastik cerrahi merkezinde yapılan başarısız 100 dolgu işlemini inceledi.
Araştırmada, ultrason taramaları sonucunda kırışıklıkları gidermek ve belirli bölgeleri şekillendirmek için kullanılan dermal dolgu işlemi sonucunda yüzdeki damarlarda kan akışının durduğu gözlemlendi.
Başaraştırmacı Dr. Sigrist, İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye yaptığı açıklamada, her ne kadar nadir görülse de dolgu maddesinin damarlara ya da bunun çok yakınına enjekte edilmesiyle ortaya çıkan bu tür komplikasyonların tedavi edilmezse doku ölümüne ve yüz deformasyonuna yol açabileceği uyarısında bulundu.
Özellikle burun çevresinin riskli enjeksiyon bölgesi olduğuna dikkati çeken Sigrist, burundaki damarların başın bazı çok önemli bölgeleriyle bağlantılı olduğunu ve bu damarların zarar görmesi halinde cilt hasarı, körlük, felç gibi ciddi komplikasyonların meydana gelebileceğini vurguladı.
Kliniklere enjeksiyonun yapılacağı yeri planlamak için ultrason kullanmalarını tavsiye eden Sigrist, komplikasyon ortaya çıkması durumunda ultrasonun tedavi edilecek yeri belirlemeye yardımcı olabileceğini kaydetti.
Meteoroloji uyardı! Günlerce sürecek: Kar, sağanak ve soğuk hava...Sigrist, "Eğer ultrason bulgusunu görebilirsek, tıkanmanın meydana geldiği tam noktayı belirleyebiliriz." dedi.
Çalışma, bu hafta, Kuzey Amerika Radyoloji Derneğinin yıllık kongresinde sunulacak.
"KAN DAMARLARININ YERİNİ HARİTALANDIRMAK, TEDAVİ ÖNCESİNDE DEĞERLİ BİLGİLER SAĞLAR"
İngiliz Estetik Plastik Cerrahlar Derneği (BAAPS) Başkanı Nora Nugent da ultrasonun birçok cerrahi ve tıbbi işlem açısından çok yararlı olduğunu vurgulayarak, "Kan damarlarının yerini haritalandırmak, şüphesiz ki tedavi öncesinde değerli bilgiler sağlar." ifadesini kullandı.
İngiltere hükümeti, ağustosta kozmetik işlemlere kısıtlamalar getirmeyi planladığını açıklamıştı.
Buna göre, yüksek riskli işlemlerin sadece "uygun niteliklere sahip" sağlık profesyonellerince uygulanması önerilmiş, dolgu ile botoks kliniklerinin lisans alması için daha sıkı standartları karşılamaları gerektiği vurgulanmıştı.
Asgari ücret maratonu başlıyor! İlk toplantı tarihi belli oldu Borsada manipülasyon soruşturması! Gökhan Gönül'e ev hapsi talebi
Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığınca inşa edilen Zonguldak Karadeniz Ereğli Özel Eğitim Kampüsünün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenen açılış tö...
Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığınca inşa edilen Zonguldak Karadeniz Ereğli Özel Eğitim Kampüsünün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenen açılış törenine katıldı.
Özel gereksinimli öğrencilerin halk oyunu gösterisi sunmasının ardından konuşan Erdoğan, kampüsün güzel fikirlerin, iyi niyetlerin ve işine gönülden bağlı insanların ortak emeğinin eseri olduğunu söyledi.
Bu örnek eğitim yuvasının, devletin çocukların ve ailelerin daima yanında olduğunun, onlar için her zaman daha iyisini yapma kararlılığının somut ifadesini yansıttığını belirten Erdoğan, bugün kendilerine bu gururu yaşatan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e ve Bakanlık çalışanlarına teşekkür etti.
Erdoğan, emeği geçen herkesi kutlayarak, çocuklar için fedakarca çalışan öğretmenlere şükranlarını sundu.
"Bir medeniyetin gelişmişliği, içindeki en zayıf üyelerine nasıl davrandığıyla ölçülür." şeklinde meşhur sözün bulunduğunu aktaran Erdoğan, bir toplumun, her mensubunu eşit önemde gördüğünde medeni olduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Yeryüzündeki hayatı herkes için yaşanabilir kılmanın derdindeysek, kalbimizin odalarında herkese yer varsa, işte o zaman, adil ve hakiki bir insan sevgisinden bahsedebiliriz." diyerek, şöyle devam etti:
"3 Aralık Dünya Engelliler Günü, bu konudaki eksiklerimizi düşünmenin, 'Hayatı güzelleştirmek için daha fazla ne yapabiliriz?' diye sormanın bir vesilesi olmalıdır. Biz engellilik kavramını, insanları iki gruba bölen bir etiket olarak görmüyor, karşımızdakine, eksiklik atfeden bir bakışla ele almıyoruz. Engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştıracak sistemsel düzenlemeleri, eğitim ve istihdam olanakları oluşturmayı ya da erişilebilirliği sağlamayı, bir hakkın teslim edilmesi olarak görüyoruz çünkü, engelli bireyler, toplumun eşit, onurlu ve saygın fertleridir. Onlara esas engel teşkil eden, sistemik sorunlardır. O nedenle bu sorunları çözmek ve toplumu herkesin sahip olduğu farklı yetenek seviyelerine uyumlu hale getirmek hepimizin görevidir."
Türkiye'den tarihi başarı: İlk kez NATO ve AB üyesi bir ülkeye savaş gemisi satışı yapıldı- "HÜKÜMETİMİZ İLK GÜNDEN BU YANA ENGELLİLERİN HAKLARINI KORUMAK İÇİN GÜÇLÜ ADIMLAR ATIYOR"
En başta inançlarının kendilerini, yeryüzünü imar etmekle mükellef kıldığını belirten Erdoğan, "Okul, hastane, bina, yol yaparken kapsayıcı olabiliyorsak, bu hizmetlerden herkes, eşit şekilde faydalanabiliyorsa, iş yerleri, alışveriş merkezleri, sinemalar, tiyatrolar, yani sosyal ve kamusal hayatın nabzının attığı yerlere ulaşmak, bir külfet olmaktan çıkmışsa, kimse kendini hayatın kıyısına itilmiş hissetmiyorsa, işte o zaman, işimizi layığıyla yapıyoruz demektir. Hükümetimiz, ilk günden bu yana engelli vatandaşlarımızın haklarını korumak ve sosyal adaleti tesis etmek için çok güçlü adımlar atıyor." diye konuştu.
Erdoğan, hükümetin erişilebilirlik standartlarından bakım desteğine, evde bakım hizmetlerinden eğitimde kaynaştırma ve bütünleştirme uygulamalarına kadar geniş kapsamlı çalışmalar yürüttüğünü anlatarak, bu anlamda ailelere maddi ve manevi destekler sağlandığını kaydetti.
Ailelerin yaşadığı sorunların farkında olduklarını dile getiren Erdoğan "Hayatın sizi bazen yorduğunu görüyoruz. O yüzden, biz bu yolu sizlerle birlikte elele, omuz omuza yürüyoruz. Bugün açılışını yaptığımız bu eğitim kampüsü, bizim için ne kadar değerli olduğunuzun, evlatlarımızı bu toplumun emaneti ve zenginliği olarak gördüğümüzün bir ispatıdır. Hiçbir şüpheniz olmasın ki kamu kurumlarımızla, yerel yönetimlerimizle ve devletimizin tüm imkanlarıyla, her zaman sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Finlandiya Cumhurbaşkanı ile görüştü! İşte ele alınan konular...- "ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN ÇOCUKLARIMIZIN AKRANLARIYLA OKUMASI GELİŞİMLERİNE OLUMLU YANSIYOR"
Erdoğan, okullarda kaynaştırma ve bütünleştirme uygulamalarıyla, özel eğitime ihtiyacı olan çocukların, diğer akranlarıyla okuduğunu dile getirerek, bu uygulamanın bir yandan özel ihtiyaçları olan çocukların gelişimine olumlu katkılar sağlarken, diğer yandan birlikte yaşama kültürünü beslediğini belirtti.
Bunun, çocukların empati kurabilen, hayatın farklılıklarla zenginleştiğini içselleştiren, yardımlaşma ve dayanışmanın önemini erken yaşlarda kavrayan, erdemli insanlar olarak yetişmelerini sağladığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hepimiz, haber mecralarında, ayrımcılığın ve nefret dilinin, tüm dünyada yaygınlaştığına dair haberlere, üzülerek şahit oluyoruz. Modern dünya, hayatı ve insanları iki kutuplu hale getiriyor. Gönül köprülerini yıkıyor. En kötüsü de bireyselliği ön plana çıkararak, bencilliğe meşru bir zemin kazandırıyor. O nedenle manevi değerlerin erozyona uğradığı, böylesine sert bir küresel iklimde, bizi biz yapan kültürel kodlarımıza ve toplumsal adap kurallarımıza daha sıkı sarılmamız gerekiyor. Ne yazık ki bazen sırf AVM'lerin giriş kapılarına yakın diye, engelli vatandaşlarımız için tahsis edilmiş park yerlerinin işgal edildiğini görüyoruz. Aynı şekilde kaldırımlarda, görme engellilerin yolunun üzerine ya da engelli rampalarının önüne bırakılmış araçlara sıkça rastlıyoruz hatta bu sürücülerin, kendilerini uyaranlara karşı, hiçbir mahcubiyet içermeyen tavırlar takındıklarına, üzülerek şahit oluyoruz. Oysa bu topraklar gönüller yapmaya gelenlerin, işi kolay kılanların, şefkat ve merhamette güneş gibi olanların, insan insanın yurdudur diye inananların, kılı kırk yaran ince ruhların memleketidir. O yüzden ne hayatı birbirimize zorlaştırmak bize yakışır, ne de birbirimizi incitmek."
Memur ve emeklinin 5 aylık zam oranı belli oldu: İşte yeni maaşlar- "İNSAN AKLIYLA GÖNLÜYLE ZENGİN BİR VARLIKTIR"
Erdoğan, bugün dünyada 1 milyardan fazla engelli insan bulunduğunu aktararak, "Engellilik, imtihan dünyası olduğuna inandığımız bu alemde, hayatın türlü türlü hallerinden biridir. Bizim inancımızda ve medeniyet tasavvurumuzda insan, yalnızca bedenden ibaret olmayan, aklıyla, ruhuyla, kalbiyle, gönlüyle, hayaliyle de var olan, çok zengin bir varlıktır. Aşık Veysel'in gönlü, Cemil Meriç'in aklı, medeniyetimize nasıl hiç silinmeyecek izler bıraktıysa, paralimpik sporcularımız, hayalin ve bir ideale inanmanın sınırsızlığını nasıl gösterdiyse, yolları açıldığı takdirde aynı şekilde insanlığa ilham verecek nice insanımız var. Yeter ki onların varlık potansiyellerini gerçekleştirmelerine fırsat verecek imkanlar oluşturalım." ifadelerini kullandı.
Engelli bireylerin, karar alma mekanizmalarında ve liderlik pozisyonlarında yer almalarının önemli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sürdürülebilir kalkınmanın ve toplumsal değişimin yolunun, birlikte düşünmekten, hayata birbirlerinin gözlerinden bakmaktan geçtiğini sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından Emine Erdoğan, Bakan Tekin, Vali Osman Hacıbektaşoğlu ve eşi Güney Hacıbektaşoğlu, AK Parti Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt ve eşi Nurhayat Bozkurt, AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan ve eşi Hande Çağlayan, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Tülay Sayılı, MHP İl Başkanı Çağatay İpekçi, AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Feyyaz Öz ile kampüsün açılış kurdelesini kesti.
Ardından Erdoğan, protokol üyeleri, öğrenciler ve öğretmenlerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Daha sonra kampüsü gezen Emine Erdoğan, öğrencilerle sohbet etti. Erdoğan, anasınıfı bölümünde bulunan faaliyet odasında, Recep Asaf isimli otizmli çocuğun oyununa da eşlik etti.
Katıldığı etkinlikte kitap okuyan çocukları dinleyen Erdoğan, engelli çocukların hayatlarını idame ettirmeleri için faaliyet alanında hazırlanan çalışmaları izledi.
Öğrencilerin hazırladığı "Sıfır Atık Sergisi"ni de gezen Erdoğan, incelediği çalışmalar hakkında öğrencilerden bilgi aldı.
Erdoğan, öğretmenler odasında öğretmenlerle bir araya gelerek, faaliyetler hakkında bilgi edindi.
Emine Erdoğan, Zonguldak'ın Alaplı ilçesinde koruma altına alınarak tescillenen Bronz Çağ'a tarihlenen, Anadolu'nun bilinen en yaşlı, dünyanın ise en yaşlı 5 ağacı arasında yer alan porsuk ağacı dalından köklendirilen fideyi, Bakan Tekin'le kampüs bahçesine dikti.
Gelen bir telefonla hayatlarını değiştirdiler! 'En zengin ile en fakiri ayırt etmek pek mümkün değil'- KAMPÜS, 10 BİN METREKARE ALAN ÜZERİNE İNŞA EDİLDİ
Zonguldak'ın Karadeniz Ereğli ilçesinde orta-ağır düzeyde özel gereksinimli bireylerin eğitim görmeleri amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı standartları doğrultusunda 10 bin metrekare alana Özel Eğitim Kampüsü yapıldı.
Kampüste 1 özel eğitim anaokulu, 1 özel eğitim uygulama okulu (1. 2. ve 3. kademe) olan ana binada, kapalı yüzme havuzu, konferans salonu, yemekhane, 2 sera alanı, açık basketbol ve voleybol sahası, halı saha ve 2 güvenlik kabini yer alıyor.
Tunç, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, Al-Khatib ve beraberindeki heyetle Bakanlıkta bir araya geldiklerini belirtti. İlginizi Çekebilir Görüşmede, tarihi...
Tunç, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, Al-Khatib ve beraberindeki heyetle Bakanlıkta bir araya geldiklerini belirtti.
İlginizi ÇekebilirGörüşmede, tarihi ve kültürel olarak güçlü bağların bulunduğu iki ülke arasındaki adli işbirliğini daha da güçlendirmek adına yürüttükleri çalışmalar üzerine değerlendirmelerde bulunduklarını bildiren Tunç, şunları kaydetti:
"İşgalci İsrail'in, en temel insan haklarını yok sayarak Gazze'de işlediği insanlık ve savaş suçları karşısında uluslararası hukukun etkisizliğine vurgu yaptık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde Türkiye olarak daima Filistinli kardeşlerimizin yanında olacak, haklarını ve hukuklarını her platformda savunmaya devam edeceğiz. Başsavcı Akram Al-Khatib ve beraberindeki heyete nazik ziyaretleri için teşekkür ediyorum."
Beşiktaş'ta 2 Kasım'da oynanan Fenerbahçe derbisinden bu yana ağrılarını bahane ederek antrenmanlara ve maçlara çıkmayan Rafa Silva, antrenman eksiğini gidermek...
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında Sermaye Piy...
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) raporları doğrultusunda bazı hisse senetlerinde spekülasyon yapılarak yapay fiyat hareketleri oluşturulduğu belirlendi. SPK raporlarıyla ortaya çıkarılan usulsüz işlemlerde fiyatları manipüle eden kişilerin 'Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma' ve 'Bilgi Bazlı Piyasa Dolandırıcılığı' suçlarını işledikleri tespit edildi.
İlginizi Çekebilir12 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Bu kapsamda kimlikleri belirlenen kişilere yönelik İstanbul merkezli Ankara, Antalya, Samsun ve Kahramanmaraş'ta belirlenen adreslere operasyon düzenlendi. Operasyonda 12 kişi gözaltına alındı.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada "Şüpheliler Onur Yılmaz, Mehmet Yılmaz, Emre Kızılırmak, Erol Demir, Osman Özsoy, Suat Hamarat ve Sebahattin Azizağaoğlu isimli 7 kişinin tutuklu olarak Cezaevinde oldukları, şüpheliler Aref Ghafourı, Bedri Erdoğan, Cemal Çetinkaya, Furkan Koçak, Alper Atalay, İlker İlhan, Muhammet Erdoğan, Murat Ağcabağ, Murat Güler ,Gökhan Gönül, Emrullah Şalk, Akif Koç isimli 12 kişinin gözaltına alındığı, 6 şüpheli hakkında ise yakalama, arama ve el koyma adli işlemlerinin devam ettiği" ifade edildi.
Adliyeye işçi olarak girdi, 147 milyonla çıktı: Kendi halinde sessiz bir çalışandıADLİYEYE SEVK EDİLDİLER
Soruşturma kapsamında gözaltınan alınan şüpheliler işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.
AREF GHAFOURİ'E TUTUKLAMA TALEBİ
Savcılıkta ifade işlemleri tamamlanan eski futbolcu Gökhan Gönül ile Cemal Çetinkaya 'ev hapsi' şeklinde adli kontrol talebiyle, illüzyonist Aref Ghafouri ve diğer şüpheliler ise tutuklama istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
Memur ve emeklinin 5 aylık zam oranı belli oldu: İşte yeni maaşlar
Türkiye Futbol Federasyonu Hukuk Müşavirliği’nce dün Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edilen Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdal Adalı bugün yaptığı yazılı...
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ekonomimiz 21 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü büyüme trendini 2025'in 3. çeyreğinde de devam etti...
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ekonomimiz 21 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü büyüme trendini 2025'in 3. çeyreğinde de devam ettirmiştir. Türkiye ekonomisi 3. çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,7 büyüyerek istikrarlı seyrini korumuştur. Bu oranla OECD ülkeleri arasında 4'üncü olduk. G20 ülkeleri arasında da 5'inci sırada yer aldık." dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, grup toplantısının ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Vefat eden 26. ve 27. Dönem AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk'e yüce Allah'tan rahmet ve mağfiret niyaz eden Erdoğan, Cemal Öztürk'ü hep nezaketi, çalışkanlığı, tevazulu ve memleketi için çarpan samimi kalbiyle hayırlı hatırlayıp, hayırlar yad edeceklerini söyledi.
Cemal Öztürk'ün ailesine, yakınlarına, Giresunlulara ve AK Parti teşkilatına başsağlığı dileyen Erdoğan, salondakilerle Öztürk'ün ruhu için Fatiha Suresi'ni okudu.
"EKONOMİMİZ 21 ÇEYREKTİR BÜYÜYOR"
Ekonomide yılın 3. çeyrek verilerinin geçen aydan itibaren açıklanmaya başladığını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kasım ayının ilk günlerinde yılın 9 ayına dair turizm istatistikleri TÜİK tarafından milletimizle paylaşılmıştı. Buna göre, 2025 yılının 9 ayında ülkemizi ziyaret eden kişi sayısı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1,6 artarak, 49 milyon 993 bine çıkmıştı. Turizm gelirlerinde ilk 3 çeyrekte 50 milyar doları yakalamıştık. Böylece tüm zamanların üç çeyrek rekorunu kırmıştık. Pazartesi günü açıklanan büyüme rakamları da oldukça müspet geldi. Ekonomimiz 21 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü büyüme trendini 2025'in 3. çeyreğinde de devam ettirmiştir. Türkiye ekonomisi 3. çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,7 büyüyerek istikrarlı seyrini korumuştur. Bu oranla OECD ülkeleri arasında 4'üncü olduk. G20 ülkeleri arasında da 5'inci sırada yer aldık. Tarımda zirai don ve kuraklık kaynaklı hiç arzu etmediğimiz bir küçülme yaşadık. İnşallah bu yıl yağışların da bol ve bereketli olmasıyla tarımın toparlanmasını bekliyoruz. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış ise üretime ilişkin umutlarımızı daha da güçlendirmiştir. Yıllıklandırılmış milli gelirimiz 1,5 trilyon doları aşmıştır. Büyüme rakamlarımız milletimiz için hayırlı uğurlu olsun."
Son dakika: Memur ve emeklinin 5 aylık zam oranı belli oldu: İşte yeni maaşlar"HEDEF, TERÖR BELASINA SON VEREREK TÜRK EKONOMİSİNİ ŞAHLANDIRMAK"
Erdoğan, Türkiye'nin risk primindeki düşüşe dikkati çekerek, Türkiye'nin kredi risk priminin (CDS) 233 baz puana gerileyerek son 7 yılın en düşük seviyesine indiğini vurguladı.
Kasım ayı enflasyon rakamlarının bugün açıklandığını anımsatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Orada da umutlarımızı artıran bir tabloyla karşılaştık. Buna göre, kasım ayı enflasyonumuz 0,87 geldi. Temel mal enflasyonu yüzde 18'ler seviyesine indi. Hizmet enflasyonundaki düşüş ise sürüyor. Deprem konutları ve sosyal konut projelerimizde birlikte kira enflasyonunda hızlı bir gerileme bekliyoruz. Bu güzel haberlerin de ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Her zaman söylediğim gibi Türkiye'nin hedefi, rotası, izleyeceği güzergah bellidir. Bu hedef, 86 milyonun tamamının refahını kalıcı biçimde artırmaktır. Bu hedef, 2028 yılında 1,9 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır. Bu hedef, gelecek 3 yıl içinde mal ihracatımızı 375 milyar dolara çıkarmaktır. Bu hedef, yine 3 yıl sonra turizmde 100 milyar dolar gelir elde etmektir. Bu hedef, ülkemize 2 trilyon dolar maliyeti olan terör belasına son vererek Türk ekonomisini şahlandırmaktır."
"HEDEFLERİMİZDEN KOPMADIK VE KOPMUYORUZ"
"Bölgemizdeki sıcak çatışmalara, küresel ekonomideki belirsizliklere, gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen ticaret savaşlarına Türkiye'nin önünü kesmek için türlü oyunlar çeviren melun ve meyus odaklara rağmen hamdolsun hedeflerimizden kopmadık ve kopmuyoruz" diyen Erdoğan, "Bizi cesur kılan, bizi her türlü badire karşısında güçlü ve dirençli kılan işte budur. Hedeflerimize ulaşacağımıza olan sarsılmaz inancımızdır." dedi.
Ekonomi başta olmak üzere her alanda daha aydınlık bir Türkiye'ye hep beraber ulaşacaklarını dile getiren Erdoğan, "Bu ülkeye yeni bedeller ödetmeyecek, bedel ödetmek isteyenlere de geçit vermeyeceğiz. Suyu bulandırıp bulanık suda sazan avına çıkanların oyunlarına gelmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"KOBİ'LERİMİZE ÇALIŞAN BAŞINA VERDİĞİMİZ DESTEĞİ 3 BİN 500 LİRAYA YÜKSELTİYORUZ"
Ekonomide rakamların, oranların ve karşılaştırmaların önemli olduğunu ama asıl önemlisinin 86 milyonun topyekun düşüncesi, fikri ve kanaati olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Asıl olan esnafın, tüccarın, emeklinin, emekçinin ne dediği ne hissettiğidir. Bu süreçte sadece rakamlara, sadece oranlara bakmıyor, çarşıya, pazara, esnafa, tüccara, reel sektörün kalbinin attığı sanayi bölgelerimize de kulak veriyoruz. Reel sektörden gelen talep ve şikayetleri daima dikkatle dinledik. Bugün de hissiyatımız en üst seviyededir. Kabine toplantımız sonrasında KOBİ'lerimizle ilgili yeni bir müjdemizi paylaştık. Geçen yıl emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde başlattığımız koruma programını devam ettiriyoruz. İstihdamını koruyan KOBİ'lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2 bin 500 liralık desteği, 2026 senesinde 3 bin 500 liraya yükseltiyoruz. Büyük ölçekli firmalarımızı da dahil edeceğimiz yeni programla 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. Yeni programımızın ekonomimize hayırlı olmasını diliyorum."
Galatasaray'da Victor Osimhen endişesi! Takımını yalnız bırakacakGüney Afrika'da düzenlenen G20 Liderler Zirvesi kapsamında önemli temaslarda bulunduklarını ifade eden Erdoğan, G20 ülkelerinin dünya ekonomisinin yüzde 85'ini, nüfusunun ise üçte ikisini temsil ettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 ülkelerinin, iktisadi güçleri, dünya siyasetindeki ağırlıklarıyla küresel sorunlara çözüm arayışında ön plana çıktığını vurguladı.
G20'nin aktif üyelerinden biri olan Türkiye'nin, çalışmalara gereken desteği verdiğini dile getiren Erdoğan, 2015'deki "Dönem Başkanlığı" sırasında düşük gelirli ülkelerin sesi olduklarını, Johannesburg Zirvesi'nde de "Daha adil bir dünya mümkün" şiarıyla küresel sistemin yapılandırılmasına olan ihtiyacı dile getirdiklerini anlattı.
Erdoğan, dünya genelinde her 10 kişiden birinin hala aşırı yoksullukla mücadele ettiğinin altını çizerek, "Dünyanın bir çok ülkesine gittiğimizde şu ibretlik manzarayla sık sık karşılaşıyoruz, bir yanda dünyanın en pahalı markalarıyla arzı endam eden bir avuç elit varken, diğer yanda günlük bir dolar gelirle hayata tutunmaya çalışan milyonları görüyoruz. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan mevcut düzenin sürdürülebilir olmadığının altını her zeminde çiziyoruz." diye konuştu.
G20 Zirvesi'ndeki mesajlarının Afrikalılar nezdinde memnuniyetle karşılandığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası platformlardaki dik ve dirayetli duruşuyla daha fazla takdir topladığını, çağrılarının daha fazla makes bulduğunu, bunda son 20 yılda Afrika'yla ilişkilerin geliştirilmesinin büyük payı olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda Afrika'daki büyük elçiliklerin sayısının 12'den 44'e çıkarıldığını, Afrika ülkelerinin Ankara'daki temsilciliklerinin ise 10'dan 38'e yükseldiğini bildirdi.
"AFRİKA VE AFRİKA HALKLARI BİZİM KARDEŞİMİZDİR"
Afrika kıtasıyla ticaretin 20 yılda 5 milyar dolardan 37 milyar dolar seviyelerine geldiğini, hedefin 50 milyar dolar olduğunu söyleyen Erdoğan, doğrudan yatırımların 10 milyar dolara ulaştığını, Türk şirketlerinin 97 milyar dolar değerinde 2 binden fazla proje üstlendiğini hatırlattı.
Erdoğan, THY'nin 41 ülkede 64 noktaya ulaşarak Afrika kıtasının en geniş uçuş ağına sahip firmalarından birisi olduğunu aktardı.
Türkiye Maarif Vakfı'na ait okulların 22 bin öğrenciye eğitim hizmeti verdiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye mezunu öğrencilerin kıtada bakan, büyükelçi, bürokrat, işadamı, akademisyen olarak önemli görevlere geldiğine işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Afrika ve Afrika halkları bizim kardeşimizdir. Bu kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirmek bizim görevimizdir. Bu hukuka 20 yıl boyunca hiç gölge düşürmedik, inşallah düşürmeyeceğiz. Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum, biz her şeyden önce vicdan sahibi bir millet ve devletiz. En yakınımızdan en ücra köşeye kadar ulaşabildiğimiz her yere imkanlarımız ölçüsünde el uzatmak bizim için çekinilecek bir durum değildir. Tam tersine Türkiye'nin alan el konumundan son 23 yılda veren el konumuna gelmesi ülkemiz ve milletimiz adına bir kıvanç vesilesidir. Nasıl 103 bin tonu aşan insani yardımlarımızla Gazze'ye en fazla yardım gönderen ülkelerden biriysek, neredeyse tüm dünyanın derin bir sessizlikle izlediği Sudan'daki trajediye de en fazla hassasiyet gösteren biziz."
Erdoğan, AFAD'ın, Türk Kızılay'ın, Türkiye Diyanet Vakfı'nın ve insani yardım vakıflarının Gazze'de olduğu gibi Sudan'daki insani felaketi de hafifletmek için seferberlik ruhuyla koşturduğunu söyledi.
Akan kanın durması, Sudan'ın daha fazla kaosa sürüklenmemesi için yoğun çaba içerisinde olduklarının altını çizen Erdoğan, büyük ülke ve büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa içeride ve dışarıda bu tavır içerisinde olacaklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizler de takip etmişsinizdir, 2026 yılı Türkiye açısından kelimenin tam anlamıyla bir uluslararası zirveler yılı olacak. COP31 Zirvesi vesilesiyle 200'e yakın ülkeyi Antalya'mızda ağırlayacağız. Temmuz ayında NATO Zirvesi'ni başkentimiz Ankara'da gerçekleştireceğiz. Türk Devletleri Teşkilatı'nın 13'üncü zirvesine ülkemizde ev sahipliği yapacağız. 2026 senesi boyunca da Türkiye'nin itibarına itibar katmayı sürdüreceğiz." ifadesini kullandı.
Afrika'yla ilgili Erdoğan'ın açıklamalarının ardından Türkiye-Afrika ilişkilerine ilişkin video izletildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Namık Kemal'in Hürriyet Kasidesi'nden bir bölümü okuyarak, "Günümüz Türkçesiyle ifade edecek olursak, 'Kendini insan bilenler, halka hizmetten usanmaz. Mert olanlar, ezilenlere yardımdan el çekmez.'" ifadelerini kullandı.
Gelecek nesillere, devraldıklarından daha ileri bir ekonomi, daha güçlü bir demokrasi, daha caydırıcı bir savunma sanayi, daha itibarlı bir dış politika, daha iyi hizmet üreten bürokrasi teslim etmek amacıyla dur durak bilmeden çalıştıklarının altını çizen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"İstiyoruz ki, yarın veya ertesi gün değil, bizden 40-50 sene hatta bir asır sonra bile hayırla, şükranla, minnetle yad edilen eserler bırakalım. İstiyoruz ki, çocuklarımıza her alanda müreffeh ve muzaffer bir ülke emanet edelim. İstiyoruz ki, gençlerimize demokrasi standartları, hukuk standartları yaşam standartları çok yüksek bir Türkiye teslim edelim. İstiyoruz ki, yıllardır halının altına süpürülmüş sorunları çözelim 'Türkiye Yüzyılı'nın inşasının önündeki büyük, küçük bütün engelleri kaldıralım. Bizim yegane niyetimiz budur. Bizim siyasette varlık gayemiz budur."
Efsanevi isim eleştirdi, uzmanlar yorumladı! Çocuklara özel içerikler neden 'boş'?"ÖZGÜR ÖZEL HEDEF SAPTIRMASIN, BENİM KÜRT KARDEŞİM KİMİN CELLAT OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen günlerde savunma sanayinde küresel bir başarıya daha imza attıklarını söyleyerek, "KIZILELMA adını verdiğimiz insansız savaş uçağımız, Murat isimli radarımızla tespit edilen bir savaş uçağını GÖKDOĞAN isimli füzemizle havadan havaya tam isabetle vurmayı başardı. Böylece KIZILELMA, havadan havaya görüş ötesi hedefi vurabilen ilk insansız savaş uçağı oldu. Türkiye, hava savunmasında çok stratejik bir imkana sahip olma yolunda ciddi bir üstünlük elde etti. Milletimize bu gururu yaşatan tüm kurumlarımıza, bilim insanlarımıza, çalışanlara ve özel sektörümüze ülkem ve milletim adına buradan samimi tebriklerimi iletiyorum." ifadelerini kullandı.
Bu testlerin Sinop'ta yapıldığını ve küresel başarıya bu şehirde ulaşıldığını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biliyorsunuz CHP Genel Başkanı, bu testleri, 'Sinop'ta balıklar rahatsız oluyor' diyerek eleştirmişti. Biz ona yine Sinoplu Diyojen'in meşhur sözüyle cevap verelim, 'gölge etme başka ihsan istemez.' Siz gidin kurultay üstüne kurultay yapın. Siz gidin kendi iç meselelerinizle uğraşın. Siz gidin gırtlağınıza kadar battığınız pisliklerden arının. Siz gidin önce içinizdeki yolsuzluk yapanları ayıklayın. Bize gölge etmeyin o bize yeter. Şimdi çıkmış, artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri selefi Kılıçdaroğlu gibi birilerini 'cellat' olmakla itham ediyor. Neymiş, DEM Parti'nin terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm Sendromuymuş, yani celladına aşık olmakmış. Yahu insanda biraz utanma olur, mahcubiyet olur. Hadi Türkiye'yi bilmiyorsun. Hadi dış politikadan haberin yok. Hadi ekonomide elifi görsen mertek zannedersin. İnsan bari kendi geçmişini bilir, kendi kara sicilini bilir.
Şimdi bu beyefendiye sormak lazım. Ya sen ömrün boyunca hiç mi CHP'nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat, kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir. Şurada, Ulus Meydanı'nda İstiklal Mahkemelerinde alelacele kararlar alıp darağaçlarında iskemleyi kimin devirdiğini milletim gayet iyi bilir. Merhum Menderes'i, Polatkan'ı Zorlu'yu adım adım darağacına kimin taşıdığını milletim bilir. Şimdi ardından timsah gözyaşları döktükleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir. Terörle mücadele adı altında Tunceli'den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel hedef saptırmasın. Kendini boşu boşuna hiç yormasın. Eğer cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın. Kendi tarihine baksın. CHP'nin geçmişine baksın. Celladı orada zaten görecektir."
Gelen mektupla 3 bin yıllık aile sırrı çözüldü! 'Sen mağaradakilerden birisin'"CHP'NİN SAKLAMAYA ÇALIŞTIĞI GİZLİ YÜZÜ, NİYETİ, FİKRİ VE ZİKRİ DEŞİFRE OLUYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'de yönetimin değişmesine rağmen "her şeye çıkar odaklı bakma" anlayışından CHP'nin kurtulamadığını belirtti.
CHP'nin gözünde kendilerinin "ağa", geri kalan milyonlar ise "maraba" konumunda olduğunu kaydeden Erdoğan, CHP için Kürtlerin oy deposundan ibaret olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Ama artık yutmazlar. Denklem gayet basittir. Hiçbir karşılık beklemeden seçimlerde oy verdiğinizde sizden iyisi yok. Tersi bir durumda ise sizden kötüsü yok. Bakın biz buna daha önce 14-28 Mayıs seçimlerinde deprem bölgesinde şahit olduk. Sırf kendi cumhurbaşkanı adaylarına oy vermediler diye depremzedelerimize günlerce etmediklerini bırakmadılar. Gece vakti misafirhanelerden kovmaktan, sosyal medyadaki edepsizliklere kadar her türlü vicdansızlığı, her türlü hoyratlığı sergilediler. Bugün de aslında aynısı tekerrür ediyor. CHP zihin kodlarındaki faşizmi ve elitizmi dışa vuruyor. CHP'nin saklamaya çalıştığı gizli yüzü, niyeti, fikri ve zikri deşifre oluyor." diye konuştu.
AK Parti olarak kendilerinin tavırlarının belli olduğunu kaydeden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Onlar ne yaparsa yapsın, biz Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Çerkes'iyle, Laz'ıyla tüm Türkiye'yi kucaklamaya devam edeceğiz. Hiçbir ayrım gözetmeden, 86 milyonun her bir ferdini aynı samimiyetle, aynı muhabbetle bağrımıza basacağız. Terörsüz Türkiye sürecindeki çalışmalarla ilgili şu hakikati bugün tarihe kayıt olarak düşmek istiyorum. Bundan 24 sene evvel, 14 Ağustos 2001 tarihinde partimizi kurarken sergilediğimiz irade neyse, 2005 yılında Diyarbakır'da 'bu sorun benim de sorunumdur' derken ortaya koyduğumuz cesaret neyse, 2013 yılında, 'çözüm için baldıran zehri içmek gerekirse, biz o baldıran zehrini de içeriz, yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin' dediğimiz gündeki kararlılığımız neyse, AK Parti olarak bugün de aynı iradeyi, aynı cesareti ve samimiyeti taşıyoruz.
Partimizin, ittifakımızın ve devletimizin, önce 'Terörsüz Türkiye'yi ardından ülkemize yönelik terör tehdidinin bertaraf edildiği terörsüz bölgeyi inşa etme azmi tamdır. Cumhur İttifakı, hedef, anlayış ve fikir birliği içindedir. Her fırsatta söylüyorum, bugün tekrar altını çizerek ifade ediyorum, Allah'ın izniyle aziz milletimizin de hayır duasıyla bu sefer başaracağız. Evlatlarımıza terörün karanlık gölgesinin düşmediği bir Türkiye'yi inşallah teslim edeceğiz. Cumhur İttifakı olarak bir siyasi risk alıyorsak sadece elimizi değil gövdemizi de taşın altına koyuyorsak işte bunun için alıyoruz."
"SAYIN BAHÇELİ'YE SÖYLENEN HADSİZ SÖZLER KABUL EDİLEMEZ, BU VAHİM HATADAN DÖNÜLMELİ"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Mesut Barzani'nin ofisinden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sözlerine yönelik yapılan açıklamaya ilişkin, "İttifak ortağımız MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi hedef alan dünkü saygısız ve hadsiz açıklamaları asla tasvip etmediğimizi, kabul edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek isterim." dedi.
Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Mesut Barzani'nin ofisinden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sözlerine yönelik yapılan açıklamayı eleştiren Erdoğan, "İttifak ortağımız MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi hedef alan dünkü saygısız ve hadsiz açıklamaları asla tasvip etmediğimizi, kabul edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek isterim." sözlerini sarf etti.
Gerek Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in gerekse Dışişleri Bakanlığının konuya dair rahatsızlıkları açıkça dile getirdiğini, gerekli diplomatik adımların atıldığını, izahat yapılmasının istendiğini belirten Erdoğan, "Bu vahim hatadan bir an önce dönülmeli ve düzeltilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Bundan sonra "Terörsüz Türkiye" sürecinin biraz daha ivme kazanmasını ümit ettiklerini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İyimser konuşurken 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de göz ardı etmiyoruz, hedefe yaklaştıkça istismar mekanizmaları daha fazla devreye girecek. Terör bitince işsiz kalacak olanlar, bunu engellemek için daha fazla mesai yapacak. Türkiye'nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler son ana kadar vazgeçmeyecek. Bunların tamamının farkındayız ve hepsine de hazırlıklıyız. İnancım ve samimi duam odur ki sorunları çözmek amacıyla milletimizin Gazi Meclisimize gönderdiği bütün milletvekillerimiz, hayati önemi haiz bu konuda bizimle aynı hissiyatı paylaşır, aynı hedefe yürür. Özellikle tarihi bir sorumluluk üstlenen Komisyonumuzun şimdiye kadar başarıyla yürüttüğü çalışmalarını bundan sonra da milletin ve memleketin menfaatlerini önceleyen bir anlayışla tekemmül ettireceğine inanıyorum. AK Parti olarak biz bugüne kadar olduğu gibi sorumluluk almaya, yapıcı ve ön açıcı olmaya devam edeceğiz."
Koyunlu çifti Bakan Kurum'u bu kez sevinç gözyaşlarıyla karşıladı"ETKİ AJANLARI MİLLETİMİZİN HUZURUNU BOZMAK İÇİN YOĞUN GAYRET İÇİNDELER"
Erdoğan, ana muhalefetin eski yönetim, yeni yönetim ve paralel yönetim arasında giderek kızışan çatışmalarını örtmek, belediyelerde ortaya çıkan yolsuzluklarını perdelemek için topluma karamsarlık pompaladığını, umutsuzluk yaymaya çalıştığını çok net gördüklerini ve bildiklerini vurguladı.
Muhalefetin bu noktada yalnız olmadığını da anladıklarını kaydeden Erdoğan, "İçeride ya da dışarıda birtakım etki ajanları milletimizin huzurunu bozmak, milletimizi kutuplaştırmak, özellikle de gençlerimizi umutsuzluğa, karamsarlığa sevk etmek için yoğun gayret içindeler. Bir yandan tarihimizin en yıkıcı depreminin yaralarını sarıyoruz, bir yandan açılıştan açılışa koşuyoruz. Bir yandan ekonomiyi büyütüyoruz, diğer yandan savunma sanayinde küresel rekorlar kırıyoruz yani her alanda büyük bir atılım ve kalkınma seferberliği içindeyiz. Tabii bunları görmek için Türkiye'ye nereden baktığınız son derece önemli." ifadesini kullandı.
Türkiye'ye başkalarının ellerine tutuşturduğu gözlüklerle bakanların her şeyi bulanık göreceklerini ancak Türkiye'ye kendi gözüyle ve gözlüğüyle bakanların her alanda yükselen, büyüyen, güçlenen, iddiaları, tezleri olan, ayakları yere sağlam basan özgüvenli bir Türkiye göreceklerini vurgulayan Erdoğan, bu toprakların 1000 yılı aşkın süredir Müslüman Türk hakimiyeti altında olduğunun, bu topraklarda isteyenin istediğine inanmakta özgür olduğunun, isteyenin kendi ibadethanesinde, kendi ibadetini yapmakta özgür olduğunun, bu toprakların hoşgörü toprağı olduğunun altını çizdi.
Üç kıtada hüküm süren, üç kıtada at koşturan cihan imparatorluğunun bakiyesi Selçuklu'nun, Osmanlı'nın devamı bir ülke olduklarını anlatan Erdoğan, 7 asır önce "Yaratılanı severim, Yaradan'dan ötürü" diyen Yunus Emre'nin sevgi diliyle konuştuklarını, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" buyuran Şeyh Edebali'nin hikmet dolu tavsiyesinin izinden gittiklerini, tarihe ve ecdatlarına baktıklarında insan ve insanı merkeze alan bir devlet anlayışı gördüklerini belirtti.
100 yıllık dede mirası: Ölene kadar bırakma şansım yok"ONLAR CAMİLERİ YIKARKEN BİZ BURADA KİLİSELERİ TAMİR EDİYORUZ"
Avrupa'da zaman zaman birilerinin çıkıp, Türkiye'ye ve İslam ülkelerine dini azınlıklar üzerinden ders vermeye kalktığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Oysa ki bu coğrafya en az 1000 yıldır kimi komşu devletler, 1400 yıldır kesintisiz İslam hakimiyeti altındadır. Bu coğrafyada Hristiyan var, Musevi var, Ermeni, Rum, Keldani, Ezidi, Süryani ve daha nice topluluk var. 1400 yıldır bu coğrafyada varlar ve özgürce ibadetlerini yerine getiriyorlar. Avrupa'da 1950'lere kadar bunun bir örneğini bulamazsınız, göremezsiniz. Bu topraklarda sayısı az ya da çok onlarca farklı inanış, asırlar boyu huzur içinde yaşamıştır ama Batı'da tarih boyunca bırakın azınlıkları, mezhepler üzerinden kan dökülmüş, milyonlarca insan kırıma uğramıştır. Bizimle Batı arasındaki en temel zihniyet farkı işte budur. Bizim kendimize güvenimiz tam. Onlar camileri yıkarken biz burada kiliseleri tamir ediyoruz çünkü bizim korkumuz yok. Biz kendimize güveniyoruz. Biz gücümüzün farkındayız. Biz devletlerden bir devlet, milletlerden bir millet değiliz. Biz inancımızla, kimliğimizle, ideallerimizle, 3 kıta, 7 iklimde düzen kurmuş Türk milletiyiz. Biz tarihiyle, vicdanıyla, merhametiyle, adaletiyle büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti'yiz."
Önce kendilerine güveneceklerini ve özgüven sahibi olacaklarını kaydeden Erdoğan, bu milletin Allah'ın izniyle aşamayacağı hiçbir engelin olmadığını ifade etti.
AK Parti olarak kuruldukları günden itibaren korku üzerine değil, umut üzerine bir gelecek inşa etmenin mücadelesini verdiklerini dile getiren Erdoğan, "23 yıl boyunca hangi sorunu çözmek için elimizi uzatsak 'aman bölünürüz, aman parçalanırız' diye engel çıkardılar. 23 yıl boyunca hangi alanda kısıtlamaları, yasakları kaldırsak, özgürlükleri genişletsek, 'aman geriye gideriz' diye korku saldılar. Peki ne oldu? 23 yılda Türkiye bölündü mü, parçalandı mı, geriye gitti mi? Elbette hayır. Tam tersine, Türkiye büyüdü, güçlendi, bir ve beraber oldu, her alanda daha da ileriye gitti." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerim, unutmayın, önce zihinlerdeki prangaları kırıp atacağız, elimizi, kolumuzu bağlayan, ufkumuzu karartan, vizyonumuzu daraltan zincirlerden kurtulacağız. Önce biz kendimize inanacak, kendimize güvenecek, emin adımlarla geleceğe yürüyeceğiz. Milletimden medyada, sosyal medyada, siyasette her fırsatta, umutsuzluk, karamsarlık yayanlara, bütün bunlara karşı uyanık olmalarını istirham ediyorum." dedi.
Gençleri sanal alemde kutuplaştıran, kamplaştıran, umutsuzluğa sevk eden yayınların nereden, kimler tarafından yapıldığını tek tek ortaya çıkardıklarının altını çizen Erdoğan, "Biri, Arap ülkesine yerleşmiş, oradan gençler arasında Arap düşmanlığını yaymaya çalışıyor. Biri, Amerika'ya yerleşmiş, oradan İstanbul'un gençlerini sokağa dökmeye çalışıyor. Biri, İsrail'den yayın yapıyor, burada kışkırtma yapıyor. Farklı maskeler altında hepsi aynı odağa hizmet ediyor. Bunlara aldanmayın, lütfen prim vermeyin. Hiç kimsenin endişesi olmasın, mevcut sorunları da aşacağız, ekonomiyi daha da büyüteceğiz, soframızdaki ekmeği daha da büyüteceğiz. Huzuru, kardeşliği, özgürlüğü, demokrasiyi, güvenliği daha da büyüteceğiz." sözlerini sarf etti.
"İNANÇLA, GÜVENLE, ÖZGÜVENLE İNŞALLAH TÜRKİYE YÜZYILI'NI HEP BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ"
Erdoğan, geleceğe sağlam adımlarla ilerlediklerine, asırların tortularını kaldırarak, engelleri aşarak ilerlediklerine dikkati çekerek, "Biz kendimize güvenirsek, birbirimize güvenirsek, 86 milyon kardeş olursak, Allah'ın izniyle aşamayacağımız engel, erişemeyeceğimiz hedef yoktur. İnanıyorsanız üstünsünüz, inanıyorsanız zafer sizindir. İnançla, güvenle, özgüvenle inşallah Türkiye Yüzyılı'nı hep birlikte inşa edeceğiz. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun diyorum." diye konuştu.
2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin, TBMM Genel Kurulu'nda görüşüleceğini anımsatarak, milletvekillerine başarılar dileyen Erdoğan, milletvekillerinin, gerilime, tahriklere, hakaretlere boyun eğmeden, sabırla ve tahammülle bütçe sürecini yönetmelerini beklediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İlginizi Çekebilir Cumhurbaşkanlığı İletişim ...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
İlginizi ÇekebilirCumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, ikili ilişkiler ile bölgesel ve küresel konular ele alındı.
Erdoğan, Türkiye ile Finlandiya arasında ikili ticaret hacmini artırmak için gayret gösterdiklerini, ilişkileri atılacak adımlarla ileriye taşımayı hedeflediklerini ifade etti.
Türkiye'nin Ukrayna ile Rusya arasındaki barış sürecinin başarıyla tamamlanması için gayret gösterdiğini, İstanbul müzakerelerinin işlevselliği kanıtlanmış bir diplomatik zemin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Gazze'deki ateşkesin uygulanmasını yakından takip ettiğini, bölgede kalıcı barışın iki devletli çözüm vizyonuyla mümkün olduğunu, Finlandiya'nın Filistin Devleti'ni tanımasının memnuniyet verici olacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Finlandiya'nın 6 Aralık Bağımsızlık Günü'nü de kutladı.
Erdoğan'dan Barzani'nin Bahçeli açıklamasına sert tepki: Bu vahim hatadan dönülmeli! Türkiye'den tarihi başarı: İlk kez NATO ve AB üyesi bir ülkeye savaş gemisi satışı yapıldı
Samsun'un Canik ilçesinde, Lovelet AVM yanındaki akaryakıt istasyonunda 27 Nisan 2025 gecesi meydana gelen olayda, oto yıkama bölümünde aracını yıkayan Adem Kay...
Samsun'un Canik ilçesinde, Lovelet AVM yanındaki akaryakıt istasyonunda 27 Nisan 2025 gecesi meydana gelen olayda, oto yıkama bölümünde aracını yıkayan Adem Kaya (35), kızları Açelya Mina (7) ve Ayla (5) toprak kayması sonucu göçük altında kalarak hayatlarını kaybetmiş, anne Çiğdem Kaya (31) ise yaralı olarak kurtulmuştu. Söz konusu davanın ilk duruşması 04 Aralık Perşembe günü Samsun 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne görülmeye başlanacak.
"BU TOPRAK KAYMASI DEĞİL, CİNAYET"
Duruşma öncesi acılı anne Çiğdem Kaya, avukatları, kayınpederi İrfan Kaya, kayınvalidesi Nurhayat Kaya ve aile fertleriyle birlikte Terme Akçay Karacalı Mahallesi'ndeki aile kabristanını ziyaret etti. Eşinin ve iki kızının mezarına çiçek bırakan Kaya, ilk kez İHA'ya konuşarak gözyaşlarıyla şunları söyledi:
"İhmalsizlik yüzünden yavrularım ve eşim toprak altında yatıyor. Bu toprak kayması değil, cinayet. Başka annelerin canı yanmasın. Çocuklarım seslerini duyamadım. Adem'in elimi tutamadım. AVM hala açık, neden? Kapatılacağı söylenmişti. Adalet istiyorum."
Yaşadığı dehşet anlarını anlatan Çiğdem Kaya, "Eşim o sabah kahvaltı hazırlamıştı. Ailece çok mutlu kahvaltı yaptık. Arkadaşı aradı, Kavak ilçesine piknik yapmaya gittik. Piknik dönüşü eşim ‘aracı yıkayalım' dedi. Ben de olur dedim. Çocuklarım arabada uyuyordu. Ben aracın içinde arkadaydım. Eşim bana ‘yardım eder misin' dedi. Olur, yardım ederim dedim. Araçtan indim. Araçta çocuk kilidi kilitliydi. Bana kapıyı açtı. Paspasları çıkardım. O sırada ses duydum. Ben o sesi yukarda yol vardı, araçtan taş sıçradı zannettim. Aklımın ucundan geçmezdi oradan kayalık geleceğini. Eşime 2-3 kere söyledim ses duyuyorum, ses geliyor diye. Eşim markete girdi jeton almak için epey bir bekledi. Mutlu mutlu geldi gülümseyerek yanıma geldi. Yüzünde sadece o ifadeyi hatırlıyorum. Jetonu atıp suyu açtı. Hava çok soğuktu. Adem, ben arabaya binmek istiyorum bineyim mi dedim. Bana ‘binme yardım et, tez bitirelim' dedi. Ben de araca binmedim. Suyu tutunca üzerime geliyordu, ben kenara çekildim. Adem ‘ses duyuyorum' diyerek yukarı baktı. O anda heyelan oldu. Yardım isterken çocuklarım ve eşim can vermişler haberim yok. Ben yardım isterken onlar da orada ölmüşler. Çocuklarımın sesini bile duyamadım, eşimi duyamadım. Kimin parmağı varsa Allah'a havale ediyorum. Evlatlarımdan ettiler, evimi yıktılar. Uzağa taşınmak zorunda kaldım. Samsun'a bile sığdıramadılar beni. Herkese Allah'a havale ediyorum. Rabb'imin adaletine bırakıyorum. Psikolojim bozuldu, evden çıkamıyorum, çocuk görüyorum dayanamıyorum ne yapacağımı bilmiyorum" ifadelerini kullandı.
Çiğdem Kaya'nın kız kardeşi öğretmen Hatice Tatlı, "Çocuklar çok küçüktü, daha anaokuluna gidiyorlardı. Anneleri onların saçının teline bile kıyamazken, bir ihmalsizlik sonucu hayatlarını kaybettiler. Her birinin saçı teli kadar adalet arıyoruz. Başka annelerin canı yanmasın. Başka yürekler yanmasın. Sadece bir heyelan veya doğal afet adı altında kalsın istemiyoruz. İhmalsizliği kim yaptıysa, kim buna sebebiyet verdiyse, kim bunu görmezden geldiyse, biz başta Allah'a, daha sonra devletimize, daha sonra ilgili kurumlara güveniyoruz, adalet arıyoruz. Dilerim Rabb'imden kanlar yerde kalmasın" diye konuştu.
"CİNAYET GİBİ BİR OLAY"
Kaya ailesinin avukatı Kartal Akcan, duruşma öncesi acılı aileyi ziyaret ederek destek oldu. Avukat Akcan yaptığı açıklamada, "Bu dosya ağır ceza mahkemesinde görülecek. Taksirle adam öldürme dosyası. 30 yıllık meslek hayatımda takip ettiğim en zor ve en meşakkatli davaların başında geliyor. 2 tane evladımız ve babaları hayatlarını kaybetti. Buna bir kaza kaza demeye bin şahit lazım. Çiğdem kardeşimizin dediği gibi ağır kusur demeye de dilim varmıyor. Cinayet gibi bir olay. Adem bir evin tek evladıydı. İki ailenin soyu gitti maalesef. Çok zor bir olay. Anne hem ailesini kaybetti hem de sakat kaldı. Çok zor bir olay. Allah kimsenin başına vermesin. Bu işin vicdani yönü, psikolojik yönü var. Tabii ki bir de hukuki yönü var. Yarın ağır ceza mahkemesinde duruşması olacak. Çok iyi bir yargılama olacağından, adaletten şaşırmayacağından eminim. Burada ihmaller zinciri var. Akaryakıt istasyonu yıkama olduğu yer ruhsatsız. Tabii ki burada faaliyet gösteriyor. Burada kamu kurumlarına çok büyük görevler düşüyor. Buranın takibi yapılmış olsaydı bu aile yok olmazdı" şeklinde konuştu.
2 YILDAN 15 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİ
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede ise olayın "iş güvenliği ihmali" sonucu meydana geldiği vurgulanırken, istasyon sahibi Mehmet Zeki G. ile işletmede fiilen müdür gibi hareket ettiği belirtilen Kemal Y. hakkında TCK 85/2 kapsamında 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.
BİLİRKİŞİ RAPORU: "RUHSATSIZ VE TEDBİRSİZ"
Dosyaya giren bilirkişi raporunda, oto yıkama bölümünün tesisin vaziyet planında yer almadığı, ruhsat ve izin belgesi bulunmadığı ve gerekli iş güvenliği tedbirlerinin alınmadığı vurgulandı. Raporda, işletme yetkililerinin heyelan ve toprak kayması risklerine karşı koruma önlemlerini göz ardı ettiği kaydedildi.
Trabzonspor, sol kaval kemiği ağrıları devam eden Rayyan Baniya'nın ameliyat olacağını açıkladı.
Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Çocuk Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturmada, elebaşılığını Rusya'da tutuklu bulunan Beratcan Gökdemir'in yaptığ...
Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Çocuk Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturmada, elebaşılığını Rusya'da tutuklu bulunan Beratcan Gökdemir'in yaptığı ve kamuoyunda "Daltonlar" olarak bilinen organize silahlı suç örgütünün 33 ayrı eylemine iştirak ettiği tespit edilen 15'i tutuklu, 19'u adli kontrollü 34 yaşı küçük şahıs olduğu ifade edildi.
Adliyedeki dev soygunda yeni detaylar! Altınları market arabasıyla taşıdı: On numara bir çocuktuAçıklamada, şunlar kaydedildi:
"'Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma', 'kasten öldürme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'nitelikli yağma', 'silahla tehdit', 'mala zarar verme', '6136 sayılı Kanun'a muhalefet', 'izinsiz olarak ateşli silah veya mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme ve satma' 'vahim silah veya mermilerin satın alınması, taşınması ve bulundurulması', 'resmi belgede sahtecilik', 'genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması' ve 'herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle hırsızlık' suçlarından soruşturma tamamlanmış olmakla, yaşı küçük şahıslar hakkında 20 aydan 79 yıla kadar hapis cezası talebiyle Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ne kamu davası açılmıştır."
Son dakika... Meteoroloji uyardı! Günlerce sürecek: Kar, sağanak ve soğuk hava...
Serik'e bağlı Merkez Mahallesi’ndeki bir ilkokulun bahçesinde 30 Kasım günü bir araya gelen 11 öğrenci, bir kız öğrenciyi tehdit edip, sonrasında darbetti. Şidd...
Serik'e bağlı Merkez Mahallesi’ndeki bir ilkokulun bahçesinde 30 Kasım günü bir araya gelen 11 öğrenci, bir kız öğrenciyi tehdit edip, sonrasında darbetti. Şiddete uğrayan öğrencinin olayı anlattığı ailesi, polise şikayetçi oldu. Polisin araştırmasında, öğrenciye şiddet uygulandığı anların cep telefonu kamerasıyla görüntülendiği belirlendi.
İlginizi ÇekebilirGörüntüleri inceleyen polis, 11 öğrencinin ifadesini aldıktan sonra adliyeye sevk etti. Çocuklar savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Serik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de ailenin şikayeti üzerine soruşturma başlattı.
Öğrencinin şiddete uğradığı anların yer aldığı görüntülerde; kız ve erkek öğrenci grubunun bir kız öğrenciyi tehdit ettikten sonra tekme ve yumruk attığı, yere düşürüp tekmeledikleri ve saçından sürüklediği anlar yer aldı.
Telefon kaydında bir erkek öğrencinin sigara içerek kavgayı izlediği, bazılarının da 'İyi vur', 'Kafasını yere çarp', 'Vurun acımayın' gibi sözleri yer aldı.
Öğrencilerden öğretmene zorbalık! Ankara'da lisede tepki çeken görüntüler
Fenerbahçe-Galatasaray derbisini tribünden takip eden Serdar Dursun, gelen tepkilerin ardından açıklamalarda bulundu.
Edinilen bilgilere göre, "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçundan hakkında 12 yıl 3 ay 14 gün kesinleşmiş hapis cezası bulunan O.K., Sivas İl Emniyet ...
Edinilen bilgilere göre, "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçundan hakkında 12 yıl 3 ay 14 gün kesinleşmiş hapis cezası bulunan O.K., Sivas İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği ile İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonla yakalandı. Yapılan çalışmalarda, firari hükümlü O.K.’nin kendisine ait iş yerinde saklandığı belirlendi.
Okul bahçesinde korkunç görüntü! 11 kişi bir kız öğrenciyi dövdü: 'Vurun acımayın'İş yerine operasyon düzenleyen ekipler, duvara sabitlenen evrak dolabının arkasında oluşturulmuş gizli bir odada saklanan şahsı yakaladı. Gözaltına alınan O.K., sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak kapalı cezaevine gönderildi.
İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, halkın can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla 7 gün 24 saat aralıksız görev yapıldığı, vatandaşlardan gelen her türlü ihbar ve başvurunun titizlikle değerlendirildiğini belirtildi.
Vicdansızlar durmuyor! Çaresiz baba, kızının mezarını kamera taktı: Bari ölüye saygınız olsun
Bolu’da faaliyet gösteren Patika 14 Doğa Yürüyüş Grubu, 30 Kasım’da Bolu’nun Çatakören Yaylası’ndan, Gidiriş köyüne kadar doğa yürüyüşü gerçekleştirdi. 29 doğas...
Bolu’da faaliyet gösteren Patika 14 Doğa Yürüyüş Grubu, 30 Kasım’da Bolu’nun Çatakören Yaylası’ndan, Gidiriş köyüne kadar doğa yürüyüşü gerçekleştirdi. 29 doğasever, dinlemek için güzergah üzerindeki bir çeşmede mola verdi.
Mola verilen çeşmede, oluk olarak tarihi eser niteliği taşıyan bir lahit kullanıldığı görüldü. Yürüyüş grubu tarafından fotoğraflanan lahitte haç işareti kabartmaları dikkat çekti.
Lahidin bir bölümünün ise hayvanların rahat su içmesi için kesildiği fark edildi. Doğaseverler, durumu Bolu Müze Müdürlüğü’ne bildirirken, konuya ilişkin inceleme başlatıldı.
Haritada artık yok… Geçmişte 'Kuş Cenneti'ydi! Türkiye'nin bir gölü tamamen kurudu*Tam metin içeriği, kaynak sitenin yapısının değişmesine bağlı olarak eksik gelebilir.
Yorumlar (0)
Yorumunuzu Ekleyin