İçişleri Bakanlığı, Cizre’de düzenlenen bir sempozyumla ilgili ‘koruma görüntülerinin’ kamuoyuna yansımasıyla birlikte, görüntülerle ilgili inceleme başlatıldığ...
İçişleri Bakanlığı, Cizre’de düzenlenen bir sempozyumla ilgili ‘koruma görüntülerinin’ kamuoyuna yansımasıyla birlikte, görüntülerle ilgili inceleme başlatıldığını duyurdu.
Bakanlığın resmi hesabı üzerinden yapılan açıklamada, “Cizre’de düzenlenen bir sempozyumla ilgili ‘koruma görüntülerinin’ kamuoyuna yansımasıyla birlikte, görüntülerle ilgili inceleme başlatılmış, sonrasında da konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirilmiştir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” ifadelerine verildi.
İÇİŞLERİ'NDEN O GÖRÜNTÜLERE SORUŞTURMA
İçişleri Bakanlığı, Barzani'nin Şırnak'a uzun namlulu silahlı korumalar eşliğinde gelmesiyle ilgili başlattığı soruşturma kapsamında iki müfettiş görevlendirdi.
İlginizi ÇekebilirKonuya ilişkin AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik "O görüntüler nahoştu, İçişleri Bakanlığımız soruşturma yürütüyor. Sonuçta Barzani'nin aktif görevi yok. Tabii ki güvenliğin sağlanması gerekir ama Türkiye Cumhuriyeti bu kudrete sahiptir." dedi.
Barzani ofisi adına sayın Bahçeli ile ilgili yayınlanan mesaja tepki gösteren Sözcü Çelik "Sayın Bahçeli'nin önemli bir röportajı yayınlandı Türkgün Gazetesi'nde. Barzani'nin ofisinde bir sözcü yapmış bu açıklamayı. Kaleme alınan metin saygısız metin. Irkçı faşist gibi ifadeler kullanılıyor. Sayın Bahçeli'nin bu değerlendirmeyi yaparken sayın Barzani'yi koruyan güvenlikçilerle ilgili değerlendirmesi var ama sayın Barzani'nin şahsına ilişkin bir olumsuz değerlendirmesi yoktur." dedi ve şöyle devam etti:
"SAYIN BAHÇELİ'YE SAYGISIZLIK KABUL EDİLEMEZ"
"Barzani'nin şahsıyla, ziyaretiyle olumsuz ifade yok, görüntülerle olumsuz ifadeleri var. Ofis sözcüsü ırkçı ve şovenist gibi ifadeler kullanmış. Sayın Bahçeli'nin terörsüz bölge çerçevesinde etrafımızda kurulan saygı sevgi ilişkisi diyor. Orada asıl açıklamayı yapan kişi kimse onun kullandığı dil ırkçı ve şovenist.
O açıklama doğrudan sayın Bahçeli'ye karşı saygısız ifadelerdir. Bu kabul edilemez ve mutlaka düzeltilmesi gerekir. Terörsüz bölge için emek veren bütün bir siyasi hayatın gücünü bu işe seferber etmiş, bu üslubun kullanılması akılsızlık, idraksizlik. Bunu kim kaleme almışsa düzeltilmesi gerekir. Sayın Barzani'nin ülkemize ziyareti milletimizin alicenaplığının göstergesidir diyor sayın Bahçeli."
AK Parti Sözcüsü Çelik: Barzani'nin Bahçeli'ye yönelik sözleri kabul edilemez Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan NATO'da yoğun diplomasi trafiği
Alınan bilgiye göre, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Bürosu'nda çalışan işçi kadrolu E.T'nin uzun zamandır işe gelmemesi üzerine dün durumdan şüphel...
Alınan bilgiye göre, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Bürosu'nda çalışan işçi kadrolu E.T'nin uzun zamandır işe gelmemesi üzerine dün durumdan şüphelenen sorumlu savcı, emanet memuru K.D'ye kasaları açtırdı.
Kasaların boş olduğunun anlaşılması üzerine yapılan incelemede, soruşturma ve kovuşturma dosyalarına ait yaklaşık 50 kilogram gümüş ve yaklaşık 25 kilogram altının kayıp olduğu belirlendi.
SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI'NDAN İNGİLTERE'YE KAÇMIŞ
Kolluk kuvvetleriyle iletişime geçilerek E.T. ve kasalardan sorumlu olan K.D'nin gözaltına alınması talimatı verilirken, yapılan araştırmada E.T'nin karısı E.T. ve çocuklarıyla birlikte 19 Kasım'da saat 08.22'de uçakla İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan İngiltere'ye kaçtığı tespit edildi.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, E.T. ve eşi hakkında yakalama kararı çıkarılırken, evlerinde yapılan aramada suç unsuruna rastlanmadı.
Gözaltına alınan şüpheli K.D. işlemleri için emniyete götürülürken emanet büroda çalışan yazı işleri müdürü dahil bütün personelin bilgi sahibi olarak ifadesine başvuruldu.
HTS KAYITLARI İSTENDİ
Emanet büroda halen incelemenin devam ettiği öğrenilirken, şüpheli K.D. hakkında ek gözaltı kararı verildi.
Soruşturma kapsamında adliyede çalışan özel güvenliğin de tanık olarak dinlendiği, şüphelilerin kullandığı telefonların HTS kaydının istendiği ve kamera çalışmasının halen devam ettiği belirtildi.
Tatil sırasında hayatını kaybetti, otopside kalbi bulunamadı! SON DAKİKA! Putin'den Ukrayna ve Avrupa'ya savaş tehdidi: Hazırız
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), sevkleri açıklandı.
İspanyol devi Barcelona, son zamanlarda adı Fenerbahçe ile anılan Polonyalı yıldız Robert Lewandowski'nin geleceği ile ilgili kararını verdi.
Trabzon'da pandemi döneminde potansiyelini keşfeden Ülkü Koçoğlu, Bulgaristan'dan getirdiği 'Helix Aspersa Maxima' türü kara salyangozları ile üretime başladı.
Fal, astroloji, spiritüalizm, medyumluk ve yıldız haritası gibi birçok alanda hizmet veren “Faladdin” ve “Binnaz” isimli mobil fal uygulamaları üzerinden falcıl...
Fal, astroloji, spiritüalizm, medyumluk ve yıldız haritası gibi birçok alanda hizmet veren “Faladdin” ve “Binnaz” isimli mobil fal uygulamaları üzerinden falcılık ve medyumluk faaliyetleri yürüttüğü, bu suçları işlemek için bilişim sistemleri kurarak suç geliri elde ettiği ve bu gelirleri yurt dışına çıkardığı iddiasıyla Sertaç Taşdelen hakkında, "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
İlginizi Çekebilir“TEK GAYEM BU MEMLEKETTE ÜRETMEK”
Taşdelen İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanık Sertaç Taşdelen’in yanı sıra avukatları da katıldı. Tutuklu sanık Taşdelen savunmasında “Bilkent Üniversitesi’nden şeref derecesi ile mezun oldum. Türkiye’de bir teknoloji ve yazılım şirketi kurdum. Yaklaşık 40 kişilik mühendislerden oluşan kadromuz vardır. Bizim burada asla kara para aklamamız mümkün değildir. Ben 16 Temmuz sabahı 10 polis, 2 kameraman ile evimden alındım. Ben bu vatan için canımı vermeye niyetli, teknoloji üretmeye niyetli biriyim. Sosyal sorumluluklara ilgi duyan genç bir kardeşinizim. Benim tek gayem bu memlekette üretmek. Teknoloji ihracatı yaparak ülkemize kazandırmak. Ben de bir ananın evladıyım. Yolumu gözleyen nişanlım var. Ben bu vatanın evladıyım. Tahliyemi istiyorum” dedi.
TAHLİYE EDİLDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın ev hapsi adli kontrol şartı ile tahliyesine karar verdi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Faladdin ve Binnaz'ın kurucusu Sertaç Taşdelen hakkında istenen ceza belli oldu
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Marta Kos ile görüştü. Dışişleri Bakanlığının NSosyal hesabından yapıl...
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Marta Kos ile görüştü. Dışişleri Bakanlığının NSosyal hesabından yapılan paylaşımda, Bakan Fidan'ın Kos ile Brüksel'de bir araya geldiği bildirildi.
DIŞİŞLERİ BAKANI FİDAN, AB DIŞ İLİŞKİLER VE GÜVENLİK POLİTİKASI YÜKSEK TEMSİLCİSİ KALLAS İLE GÖRÜŞTÜ
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçika'nın başkenti Brüksel'de, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile bir araya geldi. Bakanlığın NSosyal hesabından, Fidan'ın NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı nedeniyle bulunduğu Brüksel'deki temaslarına ilişkin paylaşım yapıldı. Buna göre Fidan, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kallas ile bir araya geldi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Habertürk'te canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. İşte Çelik'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar: İlginizi Ç...
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Habertürk'te canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Çelik'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
İlginizi ÇekebilirTerör hiçbir zaman amacına ulaşamadı. Odak noktası PKK'nın feshi ve silah bırakması. Komisyonun çalışmaları pusula olacak.
Cumhurbaşkanımız 20 yıl önce 'kürt sorunu var' demişti. Büyük devrimler yapıldı.
Tüm uzantılar silah bırakacak. Silah bırakıldıktan sonra diğer aşamalara geçilir. Silah bırakma tamamlanır, PKK varlığının sona erdirdiğini gösterirse kanuni düzenlemeler ele alınır.
Komisyon her kesimi dinledi. Farklı düşünceden birçok kişinin görüşüne bakıldı. Süreçte pazarlık olmadı olmaz. Devlet hiçbir taviz vermiyor.
Birisi terör sona ersin çağrısı yapıyorsa komisyonun bunu değerlendirmesinden doğal bir şey olamaz.
Tek vatan tek millet tek bayrak tek devleti zedeleyecek adım yok. Herhangi bir terör örgütüyle ya da yabancı güçle pazarlık söz konusu değil.
Dikkatten kaçtı ama SDG ile ilgili konuşurken bir tanesi silah bırakmaya karşı söylem üretirken sonra buna da bir dibace eklendi. Biz koalisyonun içindeyiz dolayısıyla buna karar veremeyiz diye bir şey söylendi. Birtakım karmaşık ilişkiler vekalet savaşların, birtakım projeler olarak gündeme geliyor. Mesela Suriye bölümünde '10 Mart anlaşmasını uygulayın' deyince karşı şeyler söyleniyor ya. Suriye Kürtlerini emperyalizmin lejyoneri yapmayı kazanım olarak düşünülüyor.
KENDİ ŞEHİR VE DÖNÜŞLERİ GÜVENCE ALTINA ALINACAK
Cumhurbaşkanımız Esad'a daha o zaman 'Senin ülkende Kürtlerin hiçbir hakkı yok, haklarını ver' diyordu. O zamana kadar TBMM'de şimdiki DEM partinin selefi olan hiçbir parti gündeme getirmemişti. Suriyeli mültecilerin kendi şehir ve dönüşü güvence altına alınacak deniliyor. En önemlisi 7. madde. 7. madde, bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi reddedilecektir' deniliyordu.
'TÜRKİYE İÇİN TEHDİT TEŞKİL ETMİYORUZ' DEDİLER
'Biz Türkiye için tehdit teşkil etmiyoruz' dediler son toplantılarında. Biz de diyoruz ki, 'Irak ile yöntemle Suriye'deki yöntem ayrı'. Bu anlaşmanın uygulanması bizim açımızdan SDG'in terör örütü olmaktan çıkmasının ispatıdır. Örgütlerin karakteri böyledir. Konjonktürel duruma bakarlar. Türkiye Cumhuriyeti uyarmıştır 'kaotik durumlardan kendinize bir şey çıkarmayın' diye. Burada biz kimseye kötü gözle bakmıyoruz. Ülkemize kötü gözle bakanlara kötü gözle bakıyoruz. Türkmen, Arap, Sünni, Şii, Alevi, Ezidi hepsi kazansın. Ayrılıkçı Dürzi lider dışında hiçbir sorunumuz yok. Onların da haklarını savunuyoruz. İsrail'in ayrılıkçı Dürzi bölgesi ile SDK bölgesini entegre etmesini görüyoruz. Burada doğru olan şudur; bölgedeki Türk, Kürt, Arap ve halkların kazanacağı bir durum.
Alıntı MetniCUMHURBAŞKANIMIZ G-20 ZİRVESİNDE ABD YETKİLİLERİ İLE GÖRÜŞTÜ
Cumhurbaşkanımız G-20 zirvesinde herkesle ve ABD yetkilileri ile görüştü. Biz de Suriye yönetimine uygun şekilde Cumhurbaşkanımızın mesajını kapsayacak şeklinde herkesi kucaklamalar diyoruz. Türkiye ilk olarak Cumhurbaşkanı Şara ile ilişki kurduğunda mesafeli duran hepsi kendi ülkelerine davet ettiler. Cumhurbaşkanı Şara uluslararası platformlarda Suriye Devlet Başkanı olarak konuşuyor. ABD yaptırımları kaldırdı.
Başkan Trump'ın ilk dönemi inişli çıkışlı dönemdi. O dönemde bir şey gördü. Yolunda sabit duran, verdiği sözün arkasında duran bir tek Erdoğan var. Yüksek düzeyli bir AB yetkilisinden kendi kulaklarımla duydum: Sizin dengeli siyasetiniz, ara bulucu liderliğiniz demişti. Latin Amerika'dan Ortadoğu'ya, ABD'den Asya'ya kadar herkesin kurduğu cümle. Demokratik seçilmiş olarak dünyada en tecrübeli isim sayın Cumhurbaşkanımız. Yasaklı olduğu dönemde ABD'ye davet edildiğinde Bush başkandı. Orada görüşme yapıldı. Ben Cumhurbaşkanımızın yanındaydım. İlk davet Berlusconi'den geldi. Bu tecrübenin politika oluştumada ne kadar isabetli ve dayanıklı sistem kurduğunu tüm ülkeler teslim ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı birisi siyaset sahnesinden ayrıldığında mutlaka onu doğum günlerinde arar. Onlar da Cumhurbaşkanımızı ararlar. Bu dünyanın birçok yerinde böyle.
ŞIRNAK'TAKİ PEŞMERGE GÖRÜNTÜLERİ
Türkiye'de kendisini hangi etnik olarak zikrederse zikretsin herkes birinci sınıf vatandaştır. Aynı vatanı, aynı geleceğimiz vatandaşlarımızdır Kürtler. Bu süreçler yürürken bir sürü kişiyle muhatap oluyorsunuz. Bahsettiğiniz konuyu üç bölüme ayırmak lazım. Birincisi oraya geçmiş zamanlarda da gittik. 23 yıldır iktidardayız. Daha öncesini hatırlayanlar da var. Orada terör örgütünün faaliyetlerini yoğun şekilde yaptığı zamanlarda sokaklarda canlılık yoktu. Bakın orada festivaller yapılıyor, kültürel toplantılar da yapılıyor. Şehitlerimiz Allah gani gani rahmet eylesin. Bize mesaj verdiler. Canımızı feda ediyoruz bizim çocuklarımız özgür yaşasın diye. Ege'de nasıl festival havası varsa şimdi orada da aynı şey var. Biz söz vermiştik 'Fırat'ın Dicle'nin, Zap suyunun kuzularını emperyalizmin çakallarına feda etmeyeceğiz'. Bu sözün tutulduğu yerdir.
Sayın Barzani'nin terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge sürecine destek vermesi önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanımızla da bir görüşme yapmıştı. Fiilen başkan olduğu dönemde de bir konu hariç bütün konularda Türkiye ile gayet iyi dostluk ilişkisi içinde oldu. O konu da referandum meselesiydi. İyi ilişkilerimiz oldu. Ben KDP'nin kongresine katıldım. Türkiye ile ilgili doğrudan pozitif mesajlar verdi. Orada sadece Türk heyetiyle görüştü. DEAŞ'a karşı oranın korunmasında Türkiye atkif rol üstlendi.
Bahsettiğiniz görüntü tabii ki nahoş ve olumsuz yorumlara zemin teşkil etti. Bununla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı bir soruşturma yürütüyor. Sonuç olarak sayın Barzani'nin aktif görevi yok. Tabii ki güvenliğini sağlanması gerekir Türkiye Cumhuriyeti bu kudrete sahiptir. Biz yayına girmeden onun ofisi adına sayın Bahçeli ile ilgili saygısız mesaj yayınlandı. Sayın Bahçeli'nin önemli bir röportajı yayınlandı Türkgün Gazetesi'nde. Barzani'nin ofisinde bir sözcü yapmış bu açıklamayı. Kaleme alınan metin saygısız metin. Irkçı faşist gibi ifadeler kullanılıyor. Sayın Bahçeli'nin bu değerlendirmeyi yaparken sayın Barzani'yi koruyan güvenlikçilerle ilgili değerlendirmesi var ama sayın Barzani'nin şahsına ilişkin bir olumsuz değerlendirmesi yoktur.
BAHÇELİ'YE SAYGISIZLIK KABUL EDİLEMEZ
Barzani'nin şahsıyla, ziyaretiyle olumsuz ifade yok, görüntülerle olumsuz ifadeleri var. Ofis sözcüsü ırkçı ve şovenist gibi ifadeler kullanmış. Sayın Bahçeli'nin terörsüz bölge çerçevesinde etrafımızda kurulan saygı sevgi ilişkisi diyor. Orada asıl açıklamayı yapan kişi kimse onun kullandığı dil ırkçı ve şovenist. O açıklama doğrudan sayın Bahçeli'ye karşı saygısız ifadelerdir. Bu kabul edilemez ve mutlaka düzeltilmesi gerekir. Terörsüz bölge için emek veren bütün bir siyasi hayatın gücünü bu işe seferber etmiş, bu uslubun kullanılması akılsızlık, idraksizlik. Bunu kim kaleme almışsa düzeltilmesi gerekir. Sayın Barzani'nin ülkemize ziyareti milletimizin alicenaplığının göstergesidir diyor sayın Bahçeli.
Orada sayın Bahçeli'nin verdiği mesaj nahoş görüntülerle ilgilidir. Barzani'yle, gelişiyle ilgili bir cümle yok. Ofisin ifadeleri sayın Bahçeli'ye karşı kullanılması asla kabul edilemez. Bu dil terörsüz bölge sürecine zarar verecek bir dil olmuş.
Hukukla ilgili mesele. Bir yandan 'hükümet müdahale ediyor' deniliyor. Bir taraftan 'müdahale et' diye çağrıda bulunuluyor. Bu da garip durum.
Putin'den Ukrayna ve Avrupa'ya savaş tehdidi: Hazırız Trafik sigortalarında yeni dönem başlıyor! Hasarsızlığı olan sürücü ödüllendirilecek
AFAD, Karabük'ün Ovacık ilçesi merkezli 3.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini duyurdu. Saat 20:32'de yaşanan sarsıntının derinliği ise 6,98 km olarak öl...
AFAD, Karabük'ün Ovacık ilçesi merkezli 3.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini duyurdu. Saat 20:32'de yaşanan sarsıntının derinliği ise 6,98 km olarak ölçüldü.
Tatil sırasında hayatını kaybetti, otopside kalbi bulunamadı! SON DAKİKA! Putin'den Ukrayna ve Avrupa'ya savaş tehdidi: Hazırız
Çaykur Rizespor, Ziraat Türkiye Kupası 4. Tur maçında Pendikspor’u 6-1 mağlup etti. Yeşil-mavililer bu sonuçla adını grup aşamasına yazdırdı.
Türkiye Futbol Federasyonu, Trendyol Süper Lig'de 14. haftada oynanan maçlarda hakemlerin VAR monitörüne çağrıldığı pozisyonların kayıtlarını açıkladı. Söz konu...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kılık kıyafet yasakları başta olmak üzere önlerinde duran engelleri tek tek kaldırdıkça, büyük memnuniyetle ifade etmek ist...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kılık kıyafet yasakları başta olmak üzere önlerinde duran engelleri tek tek kaldırdıkça, büyük memnuniyetle ifade etmek isterim ki, kadınlar kamu bürokrasisinde daha fazla yer almaya, daha görünür olmaya başladı." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 28. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile 18. Dönem İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'ne katıldı.
Konuşmasına, törenin ülke, millet ve adalet teşkilatı için hayırlara vesile olmasını dileyerek başlayan Erdoğan, eğitim ve staj dönemlerini başarıyla tamamlayarak mesleğe adım atmaya hazırlanan 712 hakim, 492 Cumhuriyet savcısı ve 147 idari hakimi tebrik etti.
AKOM tarih verip açıkladı! İstanbul’a kar ne zaman yağacak?Halihazırda Türkiye genelinde 2 bin 415'i idari yargıda olmak üzere toplam 25 bin 449 hakim ve Cumhuriyet savcısının görev yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "25 bini aşkın hakim ve Cumhuriyet savcımızın 9 bin 812'sini kadın yargı mensuplarımızın teşkil etmesini ayrıca önemli buluyorum. 28. ve 18. dönemde dereceye giren 8 genç arkadaşımızdan 5'inin kadın olması ayrıca takdire şayandır, memnuniyet vericidir. Dönem birincimizin şahsında kendilerini özellikle tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE ÇOK FARKLI ATMOSFER YAKALADI"
Erdoğan, Türkiye'nin kadınları hayatın dışına iten demokrasi ayıplarından kurtuldukça çok farklı bir atmosfer yakaladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Kılık kıyafet yasakları başta olmak üzere önlerinde duran engelleri tek tek kaldırdıkça, büyük memnuniyetle ifade etmek isterim ki, kadınlar kamu bürokrasisinde daha fazla yer almaya, daha görünür olmaya başladı. Ancak bazı çevrelerin bu değişime henüz ayak uyduramadığını görüyoruz. Başörtülü yargı mensuplarımız konusunda edep ve ahlak sınırlarını aşan hazımsızlıklara zaman zaman hepimiz şahit oluyoruz. Akıl, vicdan ve hukukla bağdaşmayan bu tepkileri sadece derin bir teessüf ve taaccüple takip ettiğimizin bilinmesini isterim. Türkiye artık bunları geride bırakmıştır, geride bırakmak zorundadır.
Belki biraz zaman alacak, belki biraz hazım problemi çekilecek ama özgürlüklerin herkese eşit uygulandığı Yeni Türkiye'yi inşallah herkes kabullenecek. Bilhassa kadınların kamu-özel ayrımı olmadan, hayatın farklı alanlarında onurluca yer almalarına herkes alışacak. Buradan, ülkemizin dört bir yanında en küçük biriminden en yüksek dereceli mahkemesine kadar mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan, çabalayan, milletimizin adalet talebini karşılayan yargı mensuplarımıza ve adalet teşkilatı çalışanlarımıza muhabbetlerimi iletiyorum."
"ADALETİN TECELLİSİ İÇİN VİCDANI HÜR, AKLI HÜR BİRER VATAN EVLADI OLARAK FEDAKARCA ÇALIŞACAKSINIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden yargı mensuplarını rahmetle yad etti, merhum Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz ile birlikte yargı camiasının tüm şehitlerine rahmet diledi.
Büyük bir heyecanla kura çekimini bekleyen adaylara bir hususu hatırlatmak istediğini söyleyen Erdoğan, "Sevgili genç kardeşlerim, sizler birazdan çekilecek kuralar neticesinde vazifelerinize başlayacak, memleketin her bir köşesinde adalet neferi olarak görev yapacaksınız. Maaşını alıp köşesine çekilen, mesaisi bitince arabasına binip evine dönen biri olarak değil, adalet için, adaletin tecellisi için vicdanı hür, aklı hür, kalbi hür, birer vatan evladı olarak inşallah fedakarca çalışacaksınız." ifadelerini kullandı.
Şüphesiz mücadelelerin en büyüğünün, hak için verilen vazifelerin en faziletlisinin adalet uğruna yapılanlar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sizler, devletimizin adalet neferleri olarak bu mücadelenin kalbindesiniz. İbn Haldun'un veciz ifadesiyle 'Adalet, halk arasına konulmuş bir terazidir.' İşte bu terazinin dengesi, eğitimini aldığınız bilgiye dayanan vicdanınızın rehberliğinde, kaleminizden dökülen hükümlerle sağlanacaktır. Talip olduğunuz sorumluluğu layıkıyla ifa etmenin yolu çok çalışmaktan, vicdanlı ve sağduyulu davranmaktan, basiret ve feraset sahibi olmaktan geçiyor. Önünüze gelecek her dosyanın içinde en az bir insanın hikayesi, en az bir insanın istikbali, umudu, hayalleri ve kaderi olduğunu lütfen unutmayın. Her birinizin bugünden itibaren artık bu yüksek hassasiyetlerle, vazifenizi yerine getireceğinize yürekten inanıyorum.
Duam odur ki, meslek hayatınız boyunca fikrinizde, zikrinizde, hükmünüzde daima adalet olsun. Cenabıallah hepinizin yar ve yardımcısı olsun. Şurası muhakkak ki adalet, devlet ve toplum düzenimizin mihveridir. Varlığı en yüksek fazilet, yokluğu ise toplum hayatı için felakettir. Genceli Nizami, adaletin hayatımızdaki yerini 'Memleketin direği adalettir her zaman, adalette nasibin saadettir her zaman' olarak tarif ediyor. Evet, memlekette huzur, refah, saadet ve kalkınmanın köşe taşı adalettir. Bunun için inancımızın da bir gereği olarak 'Mülk Allah'ındır' diyor, adaleti de mülkün temeli olarak kabul ediyoruz. Adalet mülkün temeli olduğu gibi dostluğun, kardeşliğin, barış ve huzurun da güvencesidir."
Erdoğan, milleti asırlardır maruz kaldığı tehdit ve saldırılardan koruyan en güçlü kalkanın, hiç kuşkusuz, adalete verdiği önem olduğunu belirterek, "Ülkeyi yönetme sorumluluğunu omuzlandığımızda Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Çok şükür bu sözümüzün arkasında durduk. Geride bıraktığımız 23 yıl boyunca en büyük yatırımları bu alanlara yaptık. En büyük reformları yine bu alanlarda hayata geçirdik." diye konuştu.
Adil ve etkin işleyen, toplumun bütün fertlerine güven veren bir yargı sistemi için reform iradesini ilk günden beri canlı tuttuklarını dile getiren Erdoğan, "Reform çalışmalarını, toplumsal talep ve ihtiyaçlar temelinde yenilediğimiz strateji belgeleri ve eylem planlarıyla takvime dayalı, süreli hedefler haline getirdik." dedi.
Katilden şok savunma! 'Öldürdüğüm adam yapay zeka, Şakir amca değil'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yargının kendi doğal mecrasındaki işleyişine, siyaset kurumu ve medya dahil herkesin saygı duyması gerektiğini belirterek, "İşini yapan, işini doğrulukla, dürüstlükle yapan, anayasa ve kanunlar çerçevesinde iyi niyetle yapan yargı mensuplarımıza destek olmalıyız. Ancak ve sadece kararlarıyla konuşabilen yargı mensuplarının sükuneti, zafiyet olarak algılanmamalı, bunu hiç kimse istismar etmemeli." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 28. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile 18. Dönem İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'ne katıldı.
Bir yandan adalet teşkilatının personel yapısını güçlendirirken diğer yandan yeni mahkemeler ihdas ettiklerini belirten Erdoğan, "Göreve geldiğimizde 26 bin 274 olan adalet personeli sayımız yüzde 262 artışla bugün 95 bin 224'e çıktı. Müstakil adliye binalarımızın sayısı 78'den 391'e yükseldi. 2002'de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımız birazdan çekeceğimiz kuralarla birlikte 26 bin 803'e ulaşacak. Adli yargıda faaliyet gösteren mahkemelerimizin sayısını 3 bin 581'den 8 bin 681'e, idari yargıdaki sayıyı ise 146'dan 239'a çıkardık. Sadece son 2,5 yılda adli ve idari yargıda 3 bin 474 mahkeme ve istinaf dairesi kurduk. Yargıda dosyaların kapatılma süresini kısalttık. Bu alanda pek çok Avrupa ülkesini geride bıraktık. Artık hem adli hem de idari yargı mahkemelerimiz davaları çok hızlı bir şekilde çözüme ulaştırıyor." ifadelerini kullandı.
Sadece şu iki istatistiğin bile bu konuda alınan mesafenin görülmesine yardımcı olacağına işaret eden Erdoğan, Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonu raporlarına göre Türkiye'de İdari Yargı Mahkemelerinde ortalama dosya görülme süresinin 168 gün olduğunu bildirdi.
Bu sürenin Fransa'da 314, Almanya'da 308, İtalya'da ise 574 gün olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Bölge idare mahkemelerinde dosyaların görülme süresi ülkemizde 136 gün iken İspanya'da 325, Fransa'da 329, Almanya'da ise 460 gündür. Türkiye bu aşamaya büyük bir özveriyle gelmiştir. Bu olumlu tabloya rağmen önümüzde halen uzun bir yol var. İnşallah sizlerle omuz omuza bu yolu da sabırla yürüyeceğiz." diye konuştu.
"YARGI MENSUPLARININ SÜKUNETİ ZAFİYET OLARAK ALGILANMAMALI"
"Hakimlik cübbesini giymek ve hüküm makamına oturmak, insanı insan olmaktan kaynaklanan zaaflarından, kusurlarından, noksanlarından tek başına kurtarmaya yetmez" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hakimler, savcılar yanılgı nedir bilmeyen hakikat avcıları da değildir. Yargılamaya iştirak edenlerin samimi katkıları olmadan varılacak sonuca, kurulacak hükme hakikatin rengini vermek mümkün olamaz. Bununla birlikte hakim ve savcılarımızın bugün toplumsal algıda tuttukları yer, onları adaletin merkezi figürü haline getirmiştir. Takdir edersiniz ki bu oldukça büyük ve ağır bir sorumluluk demektir. Bu mesuliyeti hakkıyla taşımanın yegane formülü, adalet menziline aklın rehberliğinde, vicdanın nezaretinde yürümektir. Elbette akıl bilgiden beslenmeli, vicdan ön yargıları reddetmelidir. Devleti ve toplumsal düzeni korumak, adaleti tesis etmekle mümkün olur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bekası için üzerine titredikleri hasletlerin, adil devlet, güçlü millet ve özgür birey olduğunu vurguladı.
"İstikbalimizden emin olmak istiyorsak, hep beraber bunları korumak ve güçlendirmek mecburiyetindeyiz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Burada şunu da özellikle hatırlatmak istiyorum. Yargının kendi doğal mecrasındaki işleyişine, siyaset kurumu ve medya dahil herkesin saygı duyması gerekiyor. İşini yapan, işini doğrulukla, dürüstlükle yapan, Anayasa ve kanunlar çerçevesinde iyi niyetle yapan yargı mensuplarımıza destek olmalıyız. Ancak ve sadece kararlarıyla konuşabilen yargı mensuplarının sükuneti, zafiyet olarak algılanmamalı, bunu hiç kimse istismar etmemeli." değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada sadece 50 kişide var! 'Altın kan' laboratuvarda üretilebilecek mi?"YARGIYI BİZZAT KENDİLERİ SİYASALLAŞTIRIYOR"
Bu konuda yeterince özenli davranılmadığının altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle son aylarda yargı mensuplarımızı hedef alan, hatta çoğu zaman tehdide varan sorumsuz bir üslubun siyasete hakim olduğu görülüyor. Bunun sebebi, muhatap olunan iddiaların vahameti ve ciddiyetidir. Her fırsatta hakim ve savcılara parmak sallayarak, tehdit ve taciz ederek adalet sistemini felç etmeye çalışanların en büyük korkusu, adalet önünde maskelerinin düşmesinden duydukları derin endişedir. Hukukun temel prensiplerinden biri şudur: rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma gibi nitelikli suçların işlendiğine dair yeterli suç şüphesine ulaşan savcılık makamı için kamu davası açmak bir tercih değil, yasal bir mecburiyettir. Her fırsatta yargıya parmak sallayanların öncelikle bu hukuk kaidesini öğrenmelerinin şart olduğuna inanıyorum. Yargıya 'siyasallaştı' ithamında bulunanlar aslında çirkin üsluplarıyla yargı mensuplarımızı tartışmaların içine çekerek, yargıyı bizzat kendileri siyasallaştırıyor.
Bunu son derece tehlikeli bulduğumu burada ifade etmek isterim. Hukuk devletini korumak ve adalet idealini yaşatmak sadece yargı mensuplarının, sadece hukuk insanlarının değil, siyasetçi ve gazetecisiyle hepimizin müşterek görevidir. Kabahati sürekli başkalarında arayanlar, çıkarlarına dokunulduğunda üsluplarını kirletenler, artık yargıyı ve işini yapan yargı mensuplarını hedef göstermekten vazgeçmelidir. Her fırsatta vurguluyorum, bugün tekrar ifade ediyorum. Hukukun önünde herkes eşittir. Kimse layüsel değildir. Hukuk devletinde suç işleme imtiyazına sahip sınıflar yoktur ve olamaz. Hukuk ancak meşru çıkarı ve hakkın ali hatırını korur. Bizim de sorumluluğumuz hukukun işlemesine yardımcı olmak, adaletin tecellisine katkı sunmaktır. Adalet ve hukuk sadece mahkemelerin kararlarıyla değil, toplumun her kesiminin hukuka ve adalete sahip çıkmasıyla sağlanabilir. Biz tam 23 yıldır işte bunu yapmanın derdindeyiz. Bundan sonra da demokrasiden, hukuktan, adaletten, özgürlüklerden ödün vermeden çalışmaya devam edeceğiz. Genç hukukçularımızın meslek hayatları boyunca omuzlarında taşıdıkları bu ağır yükün bilinciyle hareket edeceklerine inanıyorum. Rabb'im hepinizin yar ve yardımcısı olsun."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kura töreninin hayırlı olmasını dileyerek, dereceye giren tüm gençleri tebrik etti.
İnsan kaçakçılığı yapan eski tuğgeneralin cezası kesinleştiPROGRAMDAN NOTLAR
Törene, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Sayıştay Başkanı Metin Yener, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da katıldı.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönem birincileri Adli Yargı Cumhuriyet Savcısı Adayı Yasemin Cankurtaran, Adli Yargı Hakim Adayı Zehra Yetimler ve İdari Yargı Hakim Adayı Uygar Karakoç'a plaketlerini verdi.
Ziraat Türkiye Kupası 4. Tur müsabakasında Ankara Keçiörengücü, sahasında Kayserispor'u 2-0 mağlup etti ve adını grup aşamasına yazdırdı.
Nijerya'nın 2025 Afrika Uluslar Kupası için açıkladığı geniş kadroda Victor Osimhen, Paul Onuachu ve Wilfred Ndidi de yer aldı.
*Tam metin içeriği, kaynak sitenin yapısının değişmesine bağlı olarak eksik gelebilir.
Yorumlar (0)
Yorumunuzu Ekleyin