Konya'da özel klinikte para karşılığında uyuşturucu hap özelliği taşıyan reçete yazdığı gerekçesiyle tutuklanan psikiyatri uzmanı doktorunun yargılandığı davaya...
Konya'da özel klinikte para karşılığında uyuşturucu hap özelliği taşıyan reçete yazdığı gerekçesiyle tutuklanan psikiyatri uzmanı doktorunun yargılandığı davaya devam edildi. Davada doktorun kendisini, "Cezaevindeki şartlara dayanamıyorum zor durumdayım" derken, avukatı ise "Madde ticareti yapmamıştır, olsa olsa doktorluk görevini kötüye kullanmıştır" diye savunma yaptı.
İlginizi ÇekebilirKonya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, geçtiğimiz yıl mayıs ayında merkez Selçuklu ilçesi İhsaniye Mahallesi'nde bulunan Psikiyatri Uzmanı Doktor Ferit K.'ya ait özel klinikte uyuşturucu bağımlısı kişilere para karşılığı uyuşturucu özelliği taşıyan ilaç reçetesi düzenlediği daha sonra ise düzenlenen reçeteden temin edilen uyuşturucu özelliği taşıyan hapların ticaretini yaptığı tespit edildi.
PSİKİYATRİ UZMANI DOKTORUN DA ARALARINDA BULUNDUĞU 36 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI
Usulsüz ve para karşılığında reçete düzenlemek suretiyle uyuşturucu madde ticaretine yönelik sürdürülen çalışmalarda Konya başta olmak üzere Karaman, Antalya ve Ankara illerinde belirlenen adreslere operasyon düzenledi. Operasyonlarda, aralarında Psikiyatri Uzmanı Doktor Ferit Karaduman'ın da bulunduğu toplam 51 şüpheli, ekipler tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda da 178 gram sentetik kannabinoid, 80 gram metamfetamin, 2 bin 586 uyuşturucu hap ve 3 hassas terazi ele geçirildi. Gözaltına alınan 51 şüpheli şahıstan 36'sı ise sevk edildikleri adliyede çıkartıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
YURT DIŞINDAN DAHİ UYUŞTURUCU REÇETESİ YAZMIŞ
Operasyonda gözaltına alınan Psikiyatri Uzmanı Doktor Ferit K.'nın kendisine başvuran kişilere usulsüz olarak uyuşturucu özelliği olan ilaç yazabilmek için banka hesabına 3 ila 5 bin lira para istediği, gönderilen para sonrası reçeteyi düzenlediği ortaya çıktı. Psikiyatri Uzmanı Doktor Ferit K.'nın geçtiğimiz 2023 yılında temmuz ayında ise önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gittiği burada bir süre kaldıktan sonra Gürcistan'a geçtiği belirlendi. 1 Eylül 2023 tarihinde kendisine ait özel muayenehanesinin mühürlendiğini öğrenen doktorun, hesabına para gönderen kişilere, E-imza ve E-reçete uygulaması üzerinden bir süre daha uyuşturucu ilaç reçetesi düzenlediği öğrenildi.
"CEZAEVİNDEKİ ŞARTLARA DAYANAMIYORUM" SAVUNMASI
Tutuklu sanıkların yargılandığı davaya bugün devam edildi. Duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları katıldı. Mahkeme heyeti tarafından söz hakkı verilen sanık Ferit K., "Uzun süredir tutukluyum cezaevindeki şartlara dayanamıyorum ve gerçekten orada zaten zor durumdayım. Tahliyemi istiyorum" dedi.
"MADDE TİCARETİ YAPMAMIŞTIR, OLSA OLSA DOKTORLUK GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANMIŞTIR"
Ferit K.'nın avukatı ise, "Kendisinin doktorluk vazifesi var, madde ticareti yapmamıştır, olsa olsa doktorluk görevini kötüye kullanmıştır. Müvekkilimin Kıbrıs'ta olduğu sırada hakkında soruşturma başlatıldığını biliyordu ama kaçmadı, gelip ifade verdi. Belki uyuşturucu ticareti yapan kişilere reçetede yardım eylemi olabilir. Ancak istenen ceza oldukça ağır müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum" diye savundu.
Mahkeme heyeti, duruşma sonrası tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı ileri tarihe erteledi.
12 kez şikayet edilmiş: İlla çocuğumun suratının parçalanması mı gerekiyordu?
Kaza, dün akşam saatlerinde Polatlı-Konya kara yolunda meydana geldi. Konya yönüne giden otomobil ve karşı yöndeki TIR’ın çarpıştığı kazada, 2'si çocuk, 6 kişi ...
Kaza, dün akşam saatlerinde Polatlı-Konya kara yolunda meydana geldi. Konya yönüne giden otomobil ve karşı yöndeki TIR’ın çarpıştığı kazada, 2'si çocuk, 6 kişi yaralandı. Kazanın ardından bölgeye sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi.
12 kez şikayet edilmiş: İlla çocuğumun suratının parçalanması mı gerekiyordu?Olay yerinde ilk müdahalesi yapılan yaralılar, ambulanslarla çevre hastanelere kaldırıldı. Yaralılardan medikal estetik doktoru Zülfü Akşit, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.
Kaza hakkında soruşturma başlatıldı.
Falcı Sertaç Taşdelen tahliye edildi
İlçedeki bir apartmanda ikamet eden Öztürk ailesinin çocukları 1,5 yaşındaki Efe ve 5 yaşındaki Doğa, karşı komşularının beslediği pitbull cinsi köpeğin saldırı...
İlçedeki bir apartmanda ikamet eden Öztürk ailesinin çocukları 1,5 yaşındaki Efe ve 5 yaşındaki Doğa, karşı komşularının beslediği pitbull cinsi köpeğin saldırısında yaralanmış, köpeğin sahibi F.T.Ö. "birden fazla kişiyi bilinçli taksirle yaralama" suçundan tutuklanmıştı.
Olayla ilgili konuşan baba Adem Öztürk, yaralanan kızının kısa süreli tedavinin ardından eve döndüğünü ancak psikolojik açıdan şokta olduğunu söyledi.
Saldırıda ağır yaralanan oğlu Efe'nin hastanedeki tedavisinin sürdüğünü ifade eden Öztürk, "Az önce görüntülü konuştum, iyi maşallah, bizi özlemiş. Yaraları kapanmaya başlamış, enfeksiyon tedavisi görüyor, antibiyotik kullanıyor. Annesi olay gününden bu yana hastanede. Çocuk çok küçük olduğu için, emzirdiği için başka kimse bakamıyor. Eşimin de psikolojisi çok kötü." dedi.
Köpeğin sahibinin daha önce pitbull cinsi köpeğini site bahçesinde gezdirirken çekilen görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde Erol'un köpeğini tasmasız ve ağızlıksız şekilde basketbol sahasında gezdirdiği, korkuyla sahadan çıkan çocukların ise tellerin arkasında köpeği izlediği anlar yer aldı.
Yaşanan olayla ilgili hukuki sürecin devam ettiğini anımsatan Öztürk, "Bundan sonraki süreçte serbest bırakılmasını istemiyoru. Bu yüzden bize yardım etmelerini, bu kadının en ağır şekilde yargılanmasını istiyoruz." diye konuştu.
Konuya çok sayıda bakanın ve yetkilinin de dahil olmasının kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Öztürk, süreci avukatlarıyla takip edeceklerini kaydetti.
"BU KADIN ÇIKARSA, BİZ BİR DAHA RAHAT UYUYAMAYIZ"
Apartmanda ve mahallede daha önce de şikayetlerin olduğunu anlatan Öztürk, güvenlik endişelerinin devam ettiğini söyledi. Öztürk, şunları ifade etti:
"İlla bir çocuğun ya da bir insanın yaralanması, ölmesi mi gerekiyor köpeği almak için? Peki, böyleyse niye almadınız? İlla benim çocuğumun suratının parçalanması mı gerekiyordu? Bunun gibi birçok apartmanda besleyenler var. Köpek besleyebilirler ama apartmanda insanlar içinde olmaz. Ben de köpek seven bir insanım. Ama kesinlikle hiçbir köpeği evime alıp da bu şekilde köpeğe de insanlara da karşı komşuma da eziyet edemem."
Yetkililere bundan sonra kimsenin zarar görmemesi için çağrıda bulunan Öztürk, "İnşallah birkaç güne Efe'mize kavuşacağız. Yüzünde iz kalacak belki ama zamanla iyi olacak. Bu kadın dışarı çıkarsa, biz bir daha rahat uyuyamayız. İlk defa dün gece, onun içeri alınmasıyla eşim de ben de rahat uyuyabildik." açıklamasında bulundu.
ŞİKAYETLERLE İLGİLİ TUTANAK TUTULMUŞ
Öte yandan F.T.Ö'nün evinde beslediği pitbull cinsi köpek ile ilgili daha önce 12 şikayette bulunulduğu ve bazı şikayetlerle ilgili tutanak tutulduğu ortaya çıktı. Ağustos 2025'te pitbull cinsi köpeğin saldırı girişiminde bulunduğu çocukların babası İ.K.'nın şikayeti üzerine jandarmanın tarafların ve görgü tanıklarının ifadelerini aldığı ortaya çıktı. Tutanakta İ.K.'nin köpeğin sahibi F.T.Ö'ya, "Köpeğin bir daha çocuklarıma saldırır ve saldırmaya yeltenir ise kafasını keserim" dediği yer aldı. Olayla ilgili bilgisine başvurulan Y.Ü. ise "F.T.Ö köpeği ile dışarıya çıktığında bulunduğu alana ve gezdiği yerlere çocuklar yaklaşamamaktadır. Köpek saldırgan ve güçlü bir köpek olduğu için insanlar korkuyorlar. Sahibi bayan bir şahıs olduğu için köpeğe gücü yetmemektedir. F.T.Ö'yü birkaç kere sürükleyerek çektirirken görmüşlüğüm vardır" ifadeleri tutanakta yer aldı.
BELEDİYEDEN AÇIKLAMA
Etimesgut Belediyesi'nden yapılan açıklamada, "Belediyeler olarak evde beslenen pitbull cinsi köpekleri direkt alıp barınağa gönderemiyoruz. Sahipli köpeklerin (yasak ırk) tespiti halinde Tarım ve Orman Bakanlığı 9'uncu Bölge Müdürlüğü ve İlçe Tarım Müdürlüğü köpeği alır ve belediyelere teslim eder. Belediyeler bu aşamadan sonra köpeği barınakta gözetim altında tutmakla yükümlü. Nitekim yaşanan bu üzüntü verici olayda da İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri gerekli işlemleri 9'uncu Bölge Müdürlüğü eşliğinde koordineli bir şekilde gerçekleştirmiş ve ilgili köpeği barınağımıza teslim etmiştir. Söz konusu köpek şu an barınağımızda karantinada altında" denildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kılık kıyafet yasakları başta olmak üzere önlerinde duran engelleri tek tek kaldırdıkça, büyük memnuniyetle ifade etmek ist...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kılık kıyafet yasakları başta olmak üzere önlerinde duran engelleri tek tek kaldırdıkça, büyük memnuniyetle ifade etmek isterim ki, kadınlar kamu bürokrasisinde daha fazla yer almaya, daha görünür olmaya başladı." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 28. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile 18. Dönem İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'ne katıldı.
Konuşmasına, törenin ülke, millet ve adalet teşkilatı için hayırlara vesile olmasını dileyerek başlayan Erdoğan, eğitim ve staj dönemlerini başarıyla tamamlayarak mesleğe adım atmaya hazırlanan 712 hakim, 492 Cumhuriyet savcısı ve 147 idari hakimi tebrik etti.
AKOM tarih verip açıkladı! İstanbul’a kar ne zaman yağacak?Halihazırda Türkiye genelinde 2 bin 415'i idari yargıda olmak üzere toplam 25 bin 449 hakim ve Cumhuriyet savcısının görev yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "25 bini aşkın hakim ve Cumhuriyet savcımızın 9 bin 812'sini kadın yargı mensuplarımızın teşkil etmesini ayrıca önemli buluyorum. 28. ve 18. dönemde dereceye giren 8 genç arkadaşımızdan 5'inin kadın olması ayrıca takdire şayandır, memnuniyet vericidir. Dönem birincimizin şahsında kendilerini özellikle tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE ÇOK FARKLI ATMOSFER YAKALADI"
Erdoğan, Türkiye'nin kadınları hayatın dışına iten demokrasi ayıplarından kurtuldukça çok farklı bir atmosfer yakaladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Kılık kıyafet yasakları başta olmak üzere önlerinde duran engelleri tek tek kaldırdıkça, büyük memnuniyetle ifade etmek isterim ki, kadınlar kamu bürokrasisinde daha fazla yer almaya, daha görünür olmaya başladı. Ancak bazı çevrelerin bu değişime henüz ayak uyduramadığını görüyoruz. Başörtülü yargı mensuplarımız konusunda edep ve ahlak sınırlarını aşan hazımsızlıklara zaman zaman hepimiz şahit oluyoruz. Akıl, vicdan ve hukukla bağdaşmayan bu tepkileri sadece derin bir teessüf ve taaccüple takip ettiğimizin bilinmesini isterim. Türkiye artık bunları geride bırakmıştır, geride bırakmak zorundadır.
Belki biraz zaman alacak, belki biraz hazım problemi çekilecek ama özgürlüklerin herkese eşit uygulandığı Yeni Türkiye'yi inşallah herkes kabullenecek. Bilhassa kadınların kamu-özel ayrımı olmadan, hayatın farklı alanlarında onurluca yer almalarına herkes alışacak. Buradan, ülkemizin dört bir yanında en küçük biriminden en yüksek dereceli mahkemesine kadar mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan, çabalayan, milletimizin adalet talebini karşılayan yargı mensuplarımıza ve adalet teşkilatı çalışanlarımıza muhabbetlerimi iletiyorum."
"ADALETİN TECELLİSİ İÇİN VİCDANI HÜR, AKLI HÜR BİRER VATAN EVLADI OLARAK FEDAKARCA ÇALIŞACAKSINIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden yargı mensuplarını rahmetle yad etti, merhum Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz ile birlikte yargı camiasının tüm şehitlerine rahmet diledi.
Büyük bir heyecanla kura çekimini bekleyen adaylara bir hususu hatırlatmak istediğini söyleyen Erdoğan, "Sevgili genç kardeşlerim, sizler birazdan çekilecek kuralar neticesinde vazifelerinize başlayacak, memleketin her bir köşesinde adalet neferi olarak görev yapacaksınız. Maaşını alıp köşesine çekilen, mesaisi bitince arabasına binip evine dönen biri olarak değil, adalet için, adaletin tecellisi için vicdanı hür, aklı hür, kalbi hür, birer vatan evladı olarak inşallah fedakarca çalışacaksınız." ifadelerini kullandı.
Şüphesiz mücadelelerin en büyüğünün, hak için verilen vazifelerin en faziletlisinin adalet uğruna yapılanlar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sizler, devletimizin adalet neferleri olarak bu mücadelenin kalbindesiniz. İbn Haldun'un veciz ifadesiyle 'Adalet, halk arasına konulmuş bir terazidir.' İşte bu terazinin dengesi, eğitimini aldığınız bilgiye dayanan vicdanınızın rehberliğinde, kaleminizden dökülen hükümlerle sağlanacaktır. Talip olduğunuz sorumluluğu layıkıyla ifa etmenin yolu çok çalışmaktan, vicdanlı ve sağduyulu davranmaktan, basiret ve feraset sahibi olmaktan geçiyor. Önünüze gelecek her dosyanın içinde en az bir insanın hikayesi, en az bir insanın istikbali, umudu, hayalleri ve kaderi olduğunu lütfen unutmayın. Her birinizin bugünden itibaren artık bu yüksek hassasiyetlerle, vazifenizi yerine getireceğinize yürekten inanıyorum.
Duam odur ki, meslek hayatınız boyunca fikrinizde, zikrinizde, hükmünüzde daima adalet olsun. Cenabıallah hepinizin yar ve yardımcısı olsun. Şurası muhakkak ki adalet, devlet ve toplum düzenimizin mihveridir. Varlığı en yüksek fazilet, yokluğu ise toplum hayatı için felakettir. Genceli Nizami, adaletin hayatımızdaki yerini 'Memleketin direği adalettir her zaman, adalette nasibin saadettir her zaman' olarak tarif ediyor. Evet, memlekette huzur, refah, saadet ve kalkınmanın köşe taşı adalettir. Bunun için inancımızın da bir gereği olarak 'Mülk Allah'ındır' diyor, adaleti de mülkün temeli olarak kabul ediyoruz. Adalet mülkün temeli olduğu gibi dostluğun, kardeşliğin, barış ve huzurun da güvencesidir."
Erdoğan, milleti asırlardır maruz kaldığı tehdit ve saldırılardan koruyan en güçlü kalkanın, hiç kuşkusuz, adalete verdiği önem olduğunu belirterek, "Ülkeyi yönetme sorumluluğunu omuzlandığımızda Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Çok şükür bu sözümüzün arkasında durduk. Geride bıraktığımız 23 yıl boyunca en büyük yatırımları bu alanlara yaptık. En büyük reformları yine bu alanlarda hayata geçirdik." diye konuştu.
Adil ve etkin işleyen, toplumun bütün fertlerine güven veren bir yargı sistemi için reform iradesini ilk günden beri canlı tuttuklarını dile getiren Erdoğan, "Reform çalışmalarını, toplumsal talep ve ihtiyaçlar temelinde yenilediğimiz strateji belgeleri ve eylem planlarıyla takvime dayalı, süreli hedefler haline getirdik." dedi.
Katilden şok savunma! 'Öldürdüğüm adam yapay zeka, Şakir amca değil'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yargının kendi doğal mecrasındaki işleyişine, siyaset kurumu ve medya dahil herkesin saygı duyması gerektiğini belirterek, "İşini yapan, işini doğrulukla, dürüstlükle yapan, anayasa ve kanunlar çerçevesinde iyi niyetle yapan yargı mensuplarımıza destek olmalıyız. Ancak ve sadece kararlarıyla konuşabilen yargı mensuplarının sükuneti, zafiyet olarak algılanmamalı, bunu hiç kimse istismar etmemeli." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 28. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile 18. Dönem İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'ne katıldı.
Bir yandan adalet teşkilatının personel yapısını güçlendirirken diğer yandan yeni mahkemeler ihdas ettiklerini belirten Erdoğan, "Göreve geldiğimizde 26 bin 274 olan adalet personeli sayımız yüzde 262 artışla bugün 95 bin 224'e çıktı. Müstakil adliye binalarımızın sayısı 78'den 391'e yükseldi. 2002'de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımız birazdan çekeceğimiz kuralarla birlikte 26 bin 803'e ulaşacak. Adli yargıda faaliyet gösteren mahkemelerimizin sayısını 3 bin 581'den 8 bin 681'e, idari yargıdaki sayıyı ise 146'dan 239'a çıkardık. Sadece son 2,5 yılda adli ve idari yargıda 3 bin 474 mahkeme ve istinaf dairesi kurduk. Yargıda dosyaların kapatılma süresini kısalttık. Bu alanda pek çok Avrupa ülkesini geride bıraktık. Artık hem adli hem de idari yargı mahkemelerimiz davaları çok hızlı bir şekilde çözüme ulaştırıyor." ifadelerini kullandı.
Sadece şu iki istatistiğin bile bu konuda alınan mesafenin görülmesine yardımcı olacağına işaret eden Erdoğan, Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonu raporlarına göre Türkiye'de İdari Yargı Mahkemelerinde ortalama dosya görülme süresinin 168 gün olduğunu bildirdi.
Bu sürenin Fransa'da 314, Almanya'da 308, İtalya'da ise 574 gün olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Bölge idare mahkemelerinde dosyaların görülme süresi ülkemizde 136 gün iken İspanya'da 325, Fransa'da 329, Almanya'da ise 460 gündür. Türkiye bu aşamaya büyük bir özveriyle gelmiştir. Bu olumlu tabloya rağmen önümüzde halen uzun bir yol var. İnşallah sizlerle omuz omuza bu yolu da sabırla yürüyeceğiz." diye konuştu.
"YARGI MENSUPLARININ SÜKUNETİ ZAFİYET OLARAK ALGILANMAMALI"
"Hakimlik cübbesini giymek ve hüküm makamına oturmak, insanı insan olmaktan kaynaklanan zaaflarından, kusurlarından, noksanlarından tek başına kurtarmaya yetmez" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hakimler, savcılar yanılgı nedir bilmeyen hakikat avcıları da değildir. Yargılamaya iştirak edenlerin samimi katkıları olmadan varılacak sonuca, kurulacak hükme hakikatin rengini vermek mümkün olamaz. Bununla birlikte hakim ve savcılarımızın bugün toplumsal algıda tuttukları yer, onları adaletin merkezi figürü haline getirmiştir. Takdir edersiniz ki bu oldukça büyük ve ağır bir sorumluluk demektir. Bu mesuliyeti hakkıyla taşımanın yegane formülü, adalet menziline aklın rehberliğinde, vicdanın nezaretinde yürümektir. Elbette akıl bilgiden beslenmeli, vicdan ön yargıları reddetmelidir. Devleti ve toplumsal düzeni korumak, adaleti tesis etmekle mümkün olur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bekası için üzerine titredikleri hasletlerin, adil devlet, güçlü millet ve özgür birey olduğunu vurguladı.
"İstikbalimizden emin olmak istiyorsak, hep beraber bunları korumak ve güçlendirmek mecburiyetindeyiz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Burada şunu da özellikle hatırlatmak istiyorum. Yargının kendi doğal mecrasındaki işleyişine, siyaset kurumu ve medya dahil herkesin saygı duyması gerekiyor. İşini yapan, işini doğrulukla, dürüstlükle yapan, Anayasa ve kanunlar çerçevesinde iyi niyetle yapan yargı mensuplarımıza destek olmalıyız. Ancak ve sadece kararlarıyla konuşabilen yargı mensuplarının sükuneti, zafiyet olarak algılanmamalı, bunu hiç kimse istismar etmemeli." değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada sadece 50 kişide var! 'Altın kan' laboratuvarda üretilebilecek mi?"YARGIYI BİZZAT KENDİLERİ SİYASALLAŞTIRIYOR"
Bu konuda yeterince özenli davranılmadığının altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle son aylarda yargı mensuplarımızı hedef alan, hatta çoğu zaman tehdide varan sorumsuz bir üslubun siyasete hakim olduğu görülüyor. Bunun sebebi, muhatap olunan iddiaların vahameti ve ciddiyetidir. Her fırsatta hakim ve savcılara parmak sallayarak, tehdit ve taciz ederek adalet sistemini felç etmeye çalışanların en büyük korkusu, adalet önünde maskelerinin düşmesinden duydukları derin endişedir. Hukukun temel prensiplerinden biri şudur: rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma gibi nitelikli suçların işlendiğine dair yeterli suç şüphesine ulaşan savcılık makamı için kamu davası açmak bir tercih değil, yasal bir mecburiyettir. Her fırsatta yargıya parmak sallayanların öncelikle bu hukuk kaidesini öğrenmelerinin şart olduğuna inanıyorum. Yargıya 'siyasallaştı' ithamında bulunanlar aslında çirkin üsluplarıyla yargı mensuplarımızı tartışmaların içine çekerek, yargıyı bizzat kendileri siyasallaştırıyor.
Bunu son derece tehlikeli bulduğumu burada ifade etmek isterim. Hukuk devletini korumak ve adalet idealini yaşatmak sadece yargı mensuplarının, sadece hukuk insanlarının değil, siyasetçi ve gazetecisiyle hepimizin müşterek görevidir. Kabahati sürekli başkalarında arayanlar, çıkarlarına dokunulduğunda üsluplarını kirletenler, artık yargıyı ve işini yapan yargı mensuplarını hedef göstermekten vazgeçmelidir. Her fırsatta vurguluyorum, bugün tekrar ifade ediyorum. Hukukun önünde herkes eşittir. Kimse layüsel değildir. Hukuk devletinde suç işleme imtiyazına sahip sınıflar yoktur ve olamaz. Hukuk ancak meşru çıkarı ve hakkın ali hatırını korur. Bizim de sorumluluğumuz hukukun işlemesine yardımcı olmak, adaletin tecellisine katkı sunmaktır. Adalet ve hukuk sadece mahkemelerin kararlarıyla değil, toplumun her kesiminin hukuka ve adalete sahip çıkmasıyla sağlanabilir. Biz tam 23 yıldır işte bunu yapmanın derdindeyiz. Bundan sonra da demokrasiden, hukuktan, adaletten, özgürlüklerden ödün vermeden çalışmaya devam edeceğiz. Genç hukukçularımızın meslek hayatları boyunca omuzlarında taşıdıkları bu ağır yükün bilinciyle hareket edeceklerine inanıyorum. Rabb'im hepinizin yar ve yardımcısı olsun."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kura töreninin hayırlı olmasını dileyerek, dereceye giren tüm gençleri tebrik etti.
İnsan kaçakçılığı yapan eski tuğgeneralin cezası kesinleştiPROGRAMDAN NOTLAR
Törene, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Sayıştay Başkanı Metin Yener, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da katıldı.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönem birincileri Adli Yargı Cumhuriyet Savcısı Adayı Yasemin Cankurtaran, Adli Yargı Hakim Adayı Zehra Yetimler ve İdari Yargı Hakim Adayı Uygar Karakoç'a plaketlerini verdi.
Silivri bir dogal gaz tesisinde yangın ihbarı üzerine çok sayıda ekip bölgeye sevk edildi. Yangın nedeniyle tesislerin boşaltıldığı öğrenildi. İSTANBUL VALİLİĞ...
Silivri bir dogal gaz tesisinde yangın ihbarı üzerine çok sayıda ekip bölgeye sevk edildi.
Yangın nedeniyle tesislerin boşaltıldığı öğrenildi.
İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA
İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada; "02.12.2025 Salı Günü saat 14.30 sıralarında Silivri’de bulunan BOTAŞ tesislerinde, sebebi henüz belirlenemeyen bir sebeple yangın çıkmıştır. Olay yerine çok sayıda itfaiye, AFAD ve UMKE ekibi sevk edilmiştir. Ekiplerin yangına müdahalesi devam etmekte olup, ilk belirlemelere göre olayda ölen ya da yaralanan bulunmamaktadır. Yangının kesin çıkış sebebi, ekiplerin yangın sonrasında yapacağı incelemede tespit edilecektir." ifadelerine yer verildi. (DHA)
Haber Detay Görsel SliderKONTROL ALTINA ALINDI
Valilikten yapılan son açıklamada ise "Silivri BOTAŞ tesislerinde çıkan yangın kontrol altına alınmış olup, itfaiye ekiplerinin bölgede söndürme ve soğutma çalışmaları devam etmektedir." bilgisi verildi.
BOTAŞ'TAN AÇIKLAMA
BOTAŞ'tan yapılan açıklamada, tesiste 14.20 civarında ünitelerin vana bakımlarının yapılması amacıyla bir ünitenin izole edilmesi esnasında kontrollü gaz çıkışı yapıldığı, bu sırada gaz çıkışı ile birlikte gazın yanarak havaya atılmasının (venti) gerçekleştiği aktarıldı.
İşletme prosedürleri gereği tüm yüzey tesislerinin kontrollü şekilde gazsızlaştırma işlemine tabi tutulduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Çıkan gazın kontrollü şekilde yanması sağlanmış, yine prosedürler gereği gerek kurumumuz personeli gerekse İtfaiye ve AFAD gözetiminde soğutma işlemine geçilmiştir. Gazsızlaştırma çalışmaları sırasında tüm gerekli emniyet tedbirleri alınmış olup beklenilmeyen bir durumla karşılaşılmamıştır. Yapılan işlem tamamen kontrol altında olup, tesisin işletilmesi ve arz güvenliği açısından herhangi bir sorun bulunmamaktadır."
Süper Lig ekiplerinden Çaykur Rizespor, İlhan Palut'tan boşalan teknik direktörlük koltuğuna İlhan Palut'un getirildiğini duyurdu.
İstanbul Anadolu Adalet Sarayı'nda görülen duruşmanın ardından iki aile arasında çıkan kavga cep telefonu kamerasınca kaydedildi. Kartal'daki Anadolu Adalet Sar...
İstanbul Anadolu Adalet Sarayı'nda görülen duruşmanın ardından iki aile arasında çıkan kavga cep telefonu kamerasınca kaydedildi.
Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı'nda görülen duruşma sonrası 2 aile arasında henüz bilinmeyen nedenle tartışma çıktı.
Down sendromlu çocuğu oyun alanına almadılar! İşletmeye rekor cezaDURUŞMA SONRASI 2 AİLENİN KAVGASI KAMERADA
Tartışmanın kavgaya dönüştüğünü gören çevredeki vatandaşlar tarafları ayırmaya çalışırken, polis ekipleri de müdahale ederek kavgayı sonlandırdı.
Kavga anı bir vatandaşın cep telefonu kamerasınca kaydedildi. Görüntülerde, tarafların tekme, tokat ve yumruklarla birbirlerini darbetmesi, bir kadının ise tartıştığı kadını saçından tutarak çekmesi yer alıyor.
İstanbul'da Avrupa yakasında faaliyet gösteren ve kamuoyunda 'Ay Grubu' olarak bilinen silahlı suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. 34’ü tutukl...
İstanbul'da Avrupa yakasında faaliyet gösteren ve kamuoyunda 'Ay Grubu' olarak bilinen silahlı suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. 34’ü tutuklu toplam 65 şüpheli hakkında 'Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve örgüte üye olma', 'Kasten öldürmeye teşebbüs', 'Ateşli silahlar kanununa muhalefet', 'Nitelikli yağma', 'Silahla tehdit', 'Mala zarar verme' ve 'Uyuşturucu madde imal ve ticareti' suçlarından dava açıldı.
İSTANBUL'DA SUÇ ÖRGÜTÜNE YÖNELİK SORUŞTURMA TAMAMLANDI
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resmi X hesabı üzerinden paylaşılan basın açıklamasında, "Özellikle İstanbul ili Avrupa yakasında faaliyet göstererek, mağdurlarını yabancı numaralardan Facetime ve WhatsApp uygulamaları üzerinden arayıp, tehdit etmek suretiyle haksız kazanç elde eden; liderliğini A.A. isimli şahsın yaptığı ve kamuoyunda 'Ay Grubu' olarak bilinen yeni nesil silahlı suç örgütüne yönelik, Cumhuriyet Başsavcılığımız Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma tamamlanmış olmakla; Adı geçen suç örgütü tarafından gerçekleştirilen 12 ayrı eylemle ilgili 34'ü tutuklu toplam 65 şüpheli hakkında 'Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve örgüte üye olam' 'Kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'Nitelikli yağma', 'Ateşli silahlar kanununa muhafelet', 'Silahla tehdit', 'Mala zarar verme', 'Uyuşturucu madde imal ve ticareti' suçlarından kamu davası açılmıştır" denildi.
AKOM tarih verip açıkladı! İstanbul’a kar ne zaman yağacak?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 28. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile 18. Dönem İdari Yargı H...
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 28. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile 18. Dönem İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'nde yaptığı konuşmada, adaletin yükünü omuzlamaya hazır 1351 hakim ve savcının meslek yolculuklarında yeni dönemi başlattıklarını söyledi.
Zorlu sınavlardan, yoğun eğitimlerden ve disiplinli staj süreçlerinden geçen yargı mensuplarını tebrik eden Tunç, hakim ve savcıların yargı teşkilatına güç ve nitelik katacağına yürekten inandığını ifade etti.
İlginizi ÇekebilirTunç, adaletin, insanın yeryüzündeki yürüyüşüne anlam kazandıran, hakkı ve hakkaniyeti merkeze alan kutlu bir ilke olduğunu belirterek, adaletin insan onurunu korumak, hak edene hakkını vermek olduğunu aktardı.
Devletin en yüce erdemi olan adaletin, milletin en sağlam dayanağı olduğunu anlatan Tunç, "Hukuk devletinin olmazsa olmaz şartı olan yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını ayakta tutan en büyük güvence, kürsüde vakarını koruyan, meslek onurunu her şeyin üzerinde tutan hakim ve savcılarımızdır. Bugün, yargı ailesine katılan genç yargı mensuplarımız, bu kutlu sorumluluğun yeni taşıyıcıları olarak adaletin sesine güç katacak, mazlumun duasına layık olabilmek için gece gündüz demeden çalışacaksınız. Adaletin terazisini şaşırtmamak için ortaya koyacağınız her emek, bu millete bırakacağınız en kıymetli miras olacaktır." diye konuştu.
"YARGI, DOĞRU BİLDİĞİNDEN ŞAŞMADAN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, yargıyı vesayetçi ve darbeci anlayışın arka bahçesi olmaktan çıkararak milletin yargısı haline getirdiğini ifade eden Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gerçekleştirdiğiniz reformlarla temel hak ve özgürlükleri genişlettiniz. Ülkemizi yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşturarak demokratik hukuk devletini tahkim ettiniz. Bugün hatırlamak bile istemediğimiz 'Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor' diyen 27 Mayıs'ın yargı anlayışını, 'Bir sağdan bir soldan astık' diyen 12 Eylül'ün adalet anlayışını, postmodern darbecilerin karşısında 'hazır ol'da duran 28 Şubat'ın hukuk anlayışını tarihe gömerek, 15 Temmuz gecesinde, demokrasi ve milli irade düşmanlarının karşısında milletiyle birlikte dimdik duran bir adalet anlayışının ve yargı sisteminin hakim kılınmasına liderlik ettiniz. Bugün ilk derecesiyle, istinafıyla, yüksek yargısıyla yargı sistemimiz milli iradeye saygı duyan, hukukun üstünlüğüne inanan, darbeciden de hesap soran, vesayetçiden de hesap soran, yolsuzluk yapandan da hesap soran tarafsız ve bağımsız bir anlayışa kavuşmuştur."
Tunç, bu sağlam duruşun sahadaki uygulayıcıları olan hakim ve savcıların, adaletin tam anlamıyla tecelli etmesi için ülkenin dört bir yanında gece gündüz demeden görev yaptığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bütün bu fedakarlığa rağmen kimi çevrelerin devam eden soruşturma ve kovuşturmalardan hareketle yargıyı yıpratma amacı güden mesnetsiz ve manipülatif söylemler ürettiğini görüyoruz. Yargı kararları elbette eleştirilebilir. Yapıcı eleştiriler hukukun ruhunu besler, yargının terazisini daha adil hale getirir. Ancak unutulmamalıdır ki hakim ve savcılarımızı hedef gösteren, yargı mensuplarımızın itibarını zayıflatmaya çalışan hiçbir girişim 'ifade özgürlüğü' perdesiyle haklı gösterilemez. Adaletin omurgasını oluşturan yargıyı yıpratmaya çalışanlara karşı tavrımız nettir. Hiç kimsenin hukuku sabote etmesine, adaletin itibarına gölge düşürmesine asla müsaade etmeyiz. Yargı doğru bildiğinden şaşmadan, adaletin tecellisi ve milletimizin adalete olan güvenini tahkim etmek için fedakarca çalışmaya devam edecektir."
Tunç, görev yerleri belirlenecek hakim ve savcıların, gittikleri yerlerde önce adaletin vakarını, sonra milletin onurunu temsil edeceğini vurgulayarak, "Şunu asla unutmayın, adalet gecikmez, adalet eğilmez, adalet korkuya teslim olmaz. Adalet, sizin kaleminizde bir emanet, sizin duruşunuzda namusunuzdur. Aziz milletimiz sizden, hakkı teslim ederken titiz, adaletli, hakkaniyetli bir duruş beklemektedir. Sizler, adaletin Türkiye Yüzyılı'ndaki en güçlü temsilcileri olacaksınız, bu yüzyılı Adalet Yüzyılı sizler yapacaksınız." dedi.
Törende, 28. Dönem Adli Yargı Cumhuriyet Savcısı Dönem Birincisi Yasemin Cankurtaran da bir konuşma yaptı.
Down sendromlu çocuğu oyun alanına almadılar! İşletmeye rekor ceza
Galatasaray HDI Sigorta, Voleybol SMS Grup Efeler Ligi'nin 8. haftasında Ziraat Bankkart'a 3-2 mağlup oldu.
Türk Lirası için İngiliz bankacılık devi Citi Group'tan carry trade açıklaması geldi. Gelişmekte olan piyasalarda doların güçlenmesine karşı yatırımcıları uyara...
Olay, 6 Haziran akşamı Tekel Mahallesi'nde bir düğün salonunda meydana geldi. Düğüne katılan Aziz Asma, davetlilerle birlikte halay çeken Adnan Pekgöz'e, tabanc...
Olay, 6 Haziran akşamı Tekel Mahallesi'nde bir düğün salonunda meydana geldi. Düğüne katılan Aziz Asma, davetlilerle birlikte halay çeken Adnan Pekgöz'e, tabancayla defalarca ateş etti. Pekgöz yere yığılırken, kurşunların isabet ettiği A.D., V.P. ve M.P. de yaralandı, Asma ise kaçtı. İhbarla adrese sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar, ilk müdahalenin ardından Kurtalan Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak müdahalelere rağmen Adnan Pekgöz, kurtarılamadı. Pekgöz'ün cenazesi, otopsinin ardından yakınlarına teslim edilip toprağa verildi.
Yakalanan Aziz Asma, işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemede ‘Kasten tasarlayarak öldürme’ suçundan tutuklandı.
Saldırı anı ise düğün salonunun güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde Aziz Asma’nın halay çeken Pekgöz’ün arkasında şarjörü tabancasına taktıktan sonra defalarca ateş etmesi, saldırıyı fark eden Pekgöz’ün kaçmaya çalışırken yere yığılması, davetlilerin yaşadığı panik, ardından şüphelinin silahı çevredekilere tutup olay yerinden kaçtığı anlar yer aldı.
İlginizi Çekebilir‘SİLAHI DÜĞÜNDE HAVAYA SIKMAK İÇİN YANIMA ALMIŞTIM’
Olaya ilişkin Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın karar duruşması görüldü. Duruşmaya Adnan Pekgöz’ün avukatı ve aynı zamanda yakını Melek Pekgöz ile ailesi katıldı. Tutuklu sanık Aziz Asma ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Aziz Asma, 25 Kasım’da görülen ilk duruşmadaki ifadelerini yineleyerek, “Daha önce beni dövmüştü. Daha sonra büyüklerin araya girmesiyle beraber yeniden barıştırıldık. Ama sağda solda, arkadaşlarına ‘Ben Aziz’i öldüreceğim’ diye söylemlerde bulunuyormuş. Olayın yaşandığı gün, ben ve ailem davet edildiğimiz düğün salonuna gittik. Silahı düğünde havaya sıkmak için yanıma almıştım ve düğünün başlamasını bekledim. Orada Adnan’la karşılaştık. Düğün salonu girişinde bana başını sallayarak içeri girdi. Korktum kendimi korumak için kapıda beklemeye devam ettim. O an karşılaştığımızda belimdeki silahı çekip ayağından vurmaya karar verdim. Silah sekip karın bölgesine isabet etti. Daha sonra halı sahaya saklanıp polisi aradım ve onlara teslim oldum. Diğer yaralılardan haberim yoktu. Planlanmış bir şey yok. Planlamış olsaydım oraya ailemle gitmezdim” dedi.
Mahkeme heyeti, verilen 5 dakikalık aranın ardından Aziz Asma’nın ‘Kasten tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.
‘HİÇBİR İNDİRİM UYGULANMADI’
Duruşmanın ardından Pekgöz’ün avukatı ve ailesi, adliye bahçesinde açıklamada bulundu. Aile avukatı Melek Pekgöz, adaletin yerini bulduğunu belirterek, “Bugün Adnan Pekgöz’ün karar duruşması gerçekleştirildi. Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın TCK 82 1-A bendinden cezalandırılmasına karar verdi. O yüzden sanık, ağırlaştırışmış müebbet aldı. Hiçbir takdiri indirim de uygulanmadı. Sanık, Adnan Pekgöz’ü planlayarak ve soğukkanlılıkla düğün salonunda arkadan vurarak öldürmüştü. Bu karar hepimizin yüreğine birazcık da olsa su serpti. Biz olay sonrasında her zaman haktan ve hukuktan olmaya çalıştık, aile de hep bu şekilde ilerledi. Adalet yerini buldu diyebiliriz” diye konuştu.
Down sendromlu çocuğu oyun alanına almayan işletmeye tokat gibi cezaAnne Güler Pekgöz ise kararın sevindirici olduğunu ifade ederek, “Hem sevincim hem de üzüntüm çok yüksek. Adnan geri gelmedi farkındayım. Ama Allah'a ve devletime olan inancım tektir. Adnan’ın annesi olarak gurur duyuyorum. Kendi oğlumla hem dirisiyle hem ölüsüyle gurur duyuyorum” dedi.
Baba Aydın Pekgöz de adaletin yerini bulduğunu söyledi.
Aziz Asma’nın, yaralanan 3 kişiye yönelik eylemi nedeniyle ‘Kasten yaralama’ ile ‘Ruhsatsız silah satın alma, bulundurma ve taşıma’ suçlarından hakkında yürütülen soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının rüzgar enerjisi santrallerine dayalı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA RES) yarışmasında 6 proje için 75 başvuru...
Fal, astroloji, spiritüalizm, medyumluk ve yıldız haritası gibi birçok alanda hizmet veren “Faladdin” ve “Binnaz” isimli mobil fal uygulamaları üzerinden falcıl...
Fal, astroloji, spiritüalizm, medyumluk ve yıldız haritası gibi birçok alanda hizmet veren “Faladdin” ve “Binnaz” isimli mobil fal uygulamaları üzerinden falcılık ve medyumluk faaliyetleri yürüttüğü, bu suçları işlemek için bilişim sistemleri kurarak suç geliri elde ettiği ve bu gelirleri yurt dışına çıkardığı iddiasıyla Sertaç Taşdelen hakkında, "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
İlginizi Çekebilir“TEK GAYEM BU MEMLEKETTE ÜRETMEK”
Taşdelen İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanık Sertaç Taşdelen’in yanı sıra avukatları da katıldı. Tutuklu sanık Taşdelen savunmasında “Bilkent Üniversitesi’nden şeref derecesi ile mezun oldum. Türkiye’de bir teknoloji ve yazılım şirketi kurdum. Yaklaşık 40 kişilik mühendislerden oluşan kadromuz vardır. Bizim burada asla kara para aklamamız mümkün değildir. Ben 16 Temmuz sabahı 10 polis, 2 kameraman ile evimden alındım. Ben bu vatan için canımı vermeye niyetli, teknoloji üretmeye niyetli biriyim. Sosyal sorumluluklara ilgi duyan genç bir kardeşinizim. Benim tek gayem bu memlekette üretmek. Teknoloji ihracatı yaparak ülkemize kazandırmak. Ben de bir ananın evladıyım. Yolumu gözleyen nişanlım var. Ben bu vatanın evladıyım. Tahliyemi istiyorum” dedi.
TAHLİYE EDİLDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın ev hapsi adli kontrol şartı ile tahliyesine karar verdi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Faladdin ve Binnaz'ın kurucusu Sertaç Taşdelen hakkında istenen ceza belli oldu
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) tarafından, Ankara'da down sendromlu M.A.Y.'nin (7) 'diğer çocuklara zarar verebileceği veya zarar görebileceği'...
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) tarafından, Ankara'da down sendromlu M.A.Y.'nin (7) 'diğer çocuklara zarar verebileceği veya zarar görebileceği' gerekçesiyle alınmadığı alışveriş merkezindeki çocuk oyun alanı işletmecisine, 'engelliliğe dayalı ayrımcılık yasağını ihlal'den para cezası uygulandı.
Nisan ayında Etimesgut ilçesinde meydana gelen olayda down sendromlu M.A.Y., öğretmeni S.K.O ile birlikte gittiği alışveriş merkezindeki oyun alanına alınmadı. M.A.Y.'nin oyun alanına alınmadığı anlara ilişkin video sosyal medyada yer aldı ve birçok kişi duruma tepki gösterdi.
Evin içini gören üst geçit yıkılıp, yenisi yapıldı: Yine gözüküyor, değişen fazla bir şey yokTİHEK, görüntüler üzerine ve Türkiye Down Sendromlular Derneği ile ailenin başvurusuyla inceleme başlattı. İşletme, kuruma gönderdiği savunmada, olayın medyada yansıtıldığı gibi yaşanmadığını, top havuzunda 90-140 santimetre boy sınırı bulunduğunu, yetişkinlerin havuza girmesine izin verilmediğini ve çocuğun menfaatinin gözetildiğini ileri sürdü.
TİHEK İNCELEMEYİ TAMAMLADI
TİHEK kararında, çocuğun öğretmeni S.K.O. ile birlikte alışveriş merkezindeki oyun alanına gittiğini, ancak işletme personelinin çocuğun özel gereksinimli olduğunu fark edince top havuzuna girişine izin vermediği belirtildi. Videoya da yansıyan tartışmada, görevlilerin çocuğun 'diğer çocuklara zarar verebileceğini veya zarar görebileceğini' söyleyerek içeri almadığının tespit edildiğine vurgu yapıldı. Ayrıca dosya kapsamında boy ölçümü yapıldığına dair hiçbir delil bulunmadığı, oyun alanında boy sınırına ilişkin uyarı levhasının da yer almadığı belirtildi.
DOWN SENDROMLU ÇOCUĞU OYUN ALANINA ALMAYAN İŞLETMEYE 204 BİN TL CEZA
Kararda, çocuğun yalnızca engelliliği nedeniyle dışlanmasının ayrı tutma niteliğinde olduğu belirtilerek, "Olayda somut ve ölçülebilir bir risk değerlendirmesi yapılmadığı, personelin açıklamalarının genel varsayım ve önyargılara dayandığı anlaşılmıştır. Engelli bir çocuğun diğer çocuklardan ayrılması çocuğun üstün yararı ilkesine aykırıdır" denildi. TİHEK, olayda engelliliğe dayalı ayrımcılık yapıldığına hükmederek işletmeye üst sınırdan 204 bin 285 TL idari para cezası uygulanmasına karar verdi.
'KARARI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ’
Türkiye Down Sendromlular Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gün Bilgin TİHEK’in kararını değerlendirerek, "Yaşanan uygulama, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nin 30’uncu maddesine ve ayrımcılık yasağına açıkça aykırıdır. Her çocuğun akranlarıyla birlikte oyun oynama hakkı vardır. TİHEK’in aldığı kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kararın benzer ihlallerin önüne geçmede güçlü bir caydırıcı olmasını diliyoruz. Türkiye Down Sendromu Derneği olarak bu tür hak ihlallerinin karşısında durmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
*Tam metin içeriği, kaynak sitenin yapısının değişmesine bağlı olarak eksik gelebilir.
Yorumlar (0)
Yorumunuzu Ekleyin