Türkiye'nin doğuştan elektrikli yerli ve milli otomobili Togg, T10F ve T10X ile Kasım ayında en çok satan elektrikli otomobil oldu. 4 bin 235'lik satışla pazarı...
Samsun 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya müşteki Çiğdem Kaya, tutuklu sanık istasyon sahibi M.Z.G. ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılan mesul müdür ...
Samsun 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya müşteki Çiğdem Kaya, tutuklu sanık istasyon sahibi M.Z.G. ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılan mesul müdür K.Y. ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmaya katılma talebi bulunan, toprak kayması sonucu hayatını kaybeden Adem Kaya'nın annesi Nurhayat ile babası İrfan Kaya da mahkemede hazır bulundu.
Mahkeme başkanı duruşmaya yazılı savunma sunan tutuklu sanık M.Z.G'nin savunmasını okudu.
M.Z.G. savunmasında yaşanan olaydan dolayı çok üzgün olduğunu belirterek, "Sabah İl Emniyet Müdürlüğüne avukatım ile gittim. Teslim oldum. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm. İki yavrumuz ile babalarının acısını hafifletmek adına söylenecek hiçbir sözüm yok. Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Anneye ve aileye baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Maddi ve manevi her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırım. Başka türlü ben de huzurlu olamam. Olaydan sonra anne ile gelinim aracılığıyla irtibat kurmak istedim. Kendileriyle değil avukatlarıyla görüşmemizi önermiş." ifadelerine yer verdi.
Sahibi olduğu tesisin ruhsatlarının yasaya uygun şekilde alındığını ifade eden M.Z.G, tesisin belirli dönemlerde ilgili bakanlık ve kurumlarınca, TSE, Büyükşehir Belediyesi, Canik Belediyesi ve ana firma tarafından denetlendiğini kaydetti.
Meslekten dolayı oluşmuş! 65 yaşındaki adamın burnundan taş çıkarıldı82 YAŞINDA OLDUĞUNU BELİRTEN SANIK TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ
Tesisin 2011 yılından olayın yaşandığı tarihe kadar faaliyette olduğunu aktaran M.Z.G, şunları kaydetti:
"27 Nisan'dan itibaren de bugüne kadar kapalıdır. 4 şirketimde 100 çalışanımla 400-500 kişiyi yönetiyor, yönlendiriyorum. Bu koşullarda ayakta durmakta zorlanıyoruz. Cezaevi koşulları zor. 82 yaşındayım ve birçok hastalığım var. Kaçma şüphem yok. Tahliyemi talep ediyorum. Aileye elimden gelenin fazlasıyla yardımcı olacağım."
Tutuksuz sanık K.Y. ise olayın yaşandığı gün izinli olduğunu, haber aldığında olay yerine giderek ekiplere yardımcı olduğunu söyledi.
İş yerinde 15 yıldır çalıştığını anlatan K.Y, "Şifahen istasyondan sorumluyum. Bankaya para yatırıyorum. İstasyonda personeli yönetiyorum. Patronumun bilgisi dahilinde personeli alıp çıkarıyorum. Muhasebeyi tutuyorum." diye konuştu.
Mahkeme başkanının, mahkemeye sunulan iş sağlığı ve güvenliği raporunda yer alan "İstasyondaki eksiklik ve önlemler neden alınmadı?" sorusuna K.Y, "Bunlar patronumun sorumluluğundadır." yanıtını verdi.
"BENİM ÇOCUKLARIMLA EŞİMİN HAYALLERİ VARDI"
Müşteki Çiğdem Kaya ise sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, adaletin yerini bulmasını istedi.
Mahkemeye bir anne olarak konuşmak istediğini dile getiren Kaya, "27 Nisan'da ailemle mutlu mutlu arabamızı yıkayıp dönecektik ama maalesef başımıza bu olay geldi. Yanımda evlatlarım ve eşim öldü. Seslerini duyamadım. Ben orada yardım isterken onlar can vermiş. Benim çocuklarımla eşimin hayalleri vardı. Ben de 8 aydır hastane hastane geziyorum. Kolumu kullanamıyorum. Bacaklarım aksıyor. 8 aydır benim çocuklarım o toprağın altında çürüdü." dedi.
Kimlerin suçu varsa cezalandırılmasını talep eden Kaya, şunları kaydetti:
"Ben evlatsız bir anneyim. Kim bana 'anne' diyecek. Benim bu ay çocuğumun doğum günü. Kim pasta üfleyecek... Çocuğum yok benim. Ben çok zor dünyaya getirdim onları. Böbreğim şişti. İki tane düşüğüm oldu. Saçlarının teline bile zarar gelsin istemiyordum. Ben saçlarının teline kadar adalet istiyorum. Kimler suçluysa cezalandırılmalarını istiyorum. Adalet arıyorum. Ben burada bir anne olarak sesleniyorum. Benim canım yandı. Psikolojim iyi değil. Psikiyatriye, fizik tedaviye gidiyorum. Keşke orada ölseydim ben bunları görmeseydim diyorum. Bence o gün 4 cenaze çıktı ama 3'ünü gömdüler. Beni unuttular. Hayatım alt üst oldu. İstanbul'a dönmek zorunda kaldım. Bir Samsun'a sığdıramadılar. Adalet istiyorum."
Maktul Adem Kaya'nın annesi Nurhayat ve babası İrfan Kaya da tek olan evlatları ile torunlarını kaybetmenin acısını yaşadıklarını ifade ederek sanıkların cezalandırılmasını talep etti.
DURUŞMA 7 NİSAN'A ERTELENDİ
Tanıkları da dinleyen mahkeme heyeti, "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan M.Z.G'nin tutukluluk halinin, K.Y'nin de adli kontrol tedbirinin devamına karar vererek duruşmayı 7 Nisan 2026'ya erteledi.
Samsun-Ordu kara yolunda bir alışveriş merkezinin yanındaki oto yıkama parkının bulunduğu alanda 27 Nisan'da toprak kayması meydana gelmiş, araçlarını yıkarken kayaların ve toprağın altında kalan 4 kişilik aileden anne Çiğdem Kaya yaralı olarak kurtarılmış, baba Adem Kaya ve çocukları Ayla Kaya ile Açelya Mina Kaya hayatını kaybetmişti.
"ÖNCE ALLAH'IN ADALETİNE, SONRA ADALETİMİZE BIRAKIYORUM"
Duruşmanın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan anne Çiğdem Kaya, eşi ve çocukları için adalet aradığını belirtti.
Mahvolduğunu ifade eden Kaya, "Hayatımı perişan ettiler. Neler yaşadığımı bir ben bir Allah biliyor. Benim yuvamı yıktılar, evim yıkıldı. Ben hakkımı hiçbir şekilde helal etmiyorum. Önce Allah'ın adaletine, sonra adaletimize bırakıyorum. İnşallah cezalarını alırlar." diye konuştu.
Müşteki avukatı Kartal Akcan da sanıklara "bilinçle taksirle" mahkumiyet verilmesini talep ettiklerini kaydetti.
Beylikdüzü'nde farklı günlerde 4 ayrı noktada çıkan yangınlarla ilgili yapılan çalışmalarda, olayların A.Ö. isimli kadın tarafından kundaklama amacıyla çıkarıld...
Beylikdüzü'nde farklı günlerde 4 ayrı noktada çıkan yangınlarla ilgili yapılan çalışmalarda, olayların A.Ö. isimli kadın tarafından kundaklama amacıyla çıkarıldığı belirlendi.
BEYLİKDÜZÜ'NDE 4 FARKLI ADRESİ KUNDAKLAYAN KADIN YAKALANDI
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Büyükşehir Mahallesi'nde art arda meydana gelen şüpheli yangınlarla ilgili inceleme başlattı. 23 Kasım ve 29 Kasım'da iki araçta, 1 Aralık'ta okul önünde bulunan güvenlik kulübesinde ve aynı tarihte bir büfede yangın çıktı.
Olay yerlerine ait güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen ekipler, dört yangının da A.Ö. (42) tarafından çıkarıldığını tespit etti. Şüpheli, 2 Aralık'ta evine yapılan operasyonla yakalanarak gözaltına alındı.
Yapılan araştırmalarda A.Ö.'nün psikolojik sorunları olduğu ve yangınları bu nedenle çıkardığının anlaşıldığı belirtildi. Şüpheli, sevk edildiği adli makamlarca adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı.
Saray Belediyesi'nde 27 yıl boyunca altyapı, yol ve kaldırım çalışmalarında görev alan 65 yaşındaki Salih Müldür, uzun zamandır yaşadığı burun tıkanıklığı sebeb...
Saray Belediyesi'nde 27 yıl boyunca altyapı, yol ve kaldırım çalışmalarında görev alan 65 yaşındaki Salih Müldür, uzun zamandır yaşadığı burun tıkanıklığı sebebiyle hastaneye başvurdu. Özel bir hastanede yapılan kontrol sonucunda sağ burun deliğinde anormal bir görüntü tespit edildi.
Yapılan tespitler sonucunda bu görüntünün beton benzeri bir yapıya sahip olduğu ve Salih Müldür'ün nefes almasını tamamen engellediği anlaşıldı. Bunun üzerine yapılan operasyonla 100 gramlık taş kırılarak parçalar halinde Salih Müldür'ün burnundan başarılı bir şekilde çıkarıldı.
İlginizi ÇekebilirBaşarılı geçen operasyon sonrası konuşan Salih Müldür, "Yıllardır burun tıkanıklığı yaşıyordum. Doktorum burnumda taş olduğunu söyleyince çok şaşırdım. Yapılan operasyonu başarılı bir şekilde atlattım. Hayat kalitemin artacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Müldür'ün meslekten dolayı yıllar boyunca burnunda biriken toz, toprak ve çimentonun sertleşmesiyle bu betonlaşmış yapının oluşabileceği belirtildi.
Savunma ve havacılık sanayisinin ocak-kasım dönemindeki ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artışla 7 milyar 445 milyon dolara ulaşarak tüm zamanl...
Olay, 27 Şubat 2020’de Elbistan Devlet Hastanesi’nde meydana geldi. Rahatsızlığı nedeniyle hastaneye yatırılan Gülseren Alkaya hayatını kaybetti. İddiaya göre h...
Olay, 27 Şubat 2020’de Elbistan Devlet Hastanesi’nde meydana geldi. Rahatsızlığı nedeniyle hastaneye yatırılan Gülseren Alkaya hayatını kaybetti. İddiaya göre hastane, aileye ölüm nedeninin kalp krizi olduğunu söyledi ancak hastaneden bir kişinin polisi arayıp, 'Kadına yanlış kan verildi o nedenle öldü. Olay örtbas ediliyor' diye ihbarda bulundu.
Bunun üzerine başlatılan soruşturmada kan grubu 0 Rh (+) olan Gülseren Alkaya’ya hemşire Abdullah Ö. (38) tarafından A Rh (+) kan verildiği ve kadının bu nedenle yaşamını yitirdiği tespit edildi.
Bunun üzerine Abdullah Ö. hakkında Elbistan 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Dava sonunda mahkeme, Abdullah Ö.'ye 3 yıl 4 ay hapis cezası ile 1 yıl 3 ay meslekten men cezası verdi. Hemşire karara itiraz etti.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16’ncı Ceza Dairesi itirazı reddedip yerel mahkemenin hapis cezasını onarken, meslekten men cezasını da 1 yıl 8 aya çıkardı.
BİLİRKİŞİ, KALAN ÖMRÜNÜ 12 YIL 8 AY OLARAK HESAPLADI
Gülseren Alkaya’nın 6 çocuğu, olayda idarenin de kusuru olduğu iddiasıyla Kahramanmaraş 1’inci İdare Mahkemesi’ne maddi ve manevi tazminat davası açtı. Mahkeme dosyayı bilirkişiye gönderdi.
Uzmanı uyardı! Yoğun bakımlık eden ‘altın’: 'En çok tercih edilen ajda bilezik’Bilirkişi, 2010 Yaşam Tablosu’na göre Gülseren Alkaya’nın muhtemel yaşam süresinin 79 yıl 9 ay olduğu, 67 yaşında vefat etmesi nedeniyle de olay tarihine göre kalan ömrünün 12 yıl 8 ay olduğu belirtildi. Raporun hukuki değerlendirme bölümünde Gülseren Alkaya’nın yaşı ve sosyoekonomik durumu ile tazminat talep edenlerin yaşı ve evli olmaları, sosyoekonomik durumları dikkate alındığında her bir davacı için hesaplanan maddi tazminatın 0 TL olduğu kaydedildi.
'MANEVİ TAZMİNAT, ZENGİNLEŞMEYE YOL AÇMAYACAK MİKTARDA SAPTANMASI ZORUNLUDUR'
Bu rapor üzerine mahkeme, davacıların maddi tazminat talebini reddedip her bir davacı için 40 bin lira olmak üzere Sağlık Bakanlığı’nı toplam 240 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Adli emanet hırsızlığında ikinci vaka! Bu kez Adalar AdliyesiKararın gerekçesinde şöyle denildi:
“Manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır. Başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı, manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu hale getirmektedir. Olayın gelişimi ve sonucu, ilgilinin durumu itibarıyla uğradığı manevi zarara karşılık takdir edilecek manevi tazminatın, manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda, fakat idarenin olaydaki kusurunun niteliği ve ağırlığını ifade edecek ölçüde saptanması zorunlu bulunmaktadır. Diğer taraftan, tazminat sadece maddi değerlerde meydana gelen eksilmelerle sınırlı bir giderim yolu değildir. Aynı zamanda kişinin, yaşamında ortaya çıkan olumsuzluklar nedeniyle duyduğu her türlü sıkıntı ve üzüntüden kaynaklanan manevi zararların da manevi tazminat ödenerek tazmini Anayasal ve yasal düzenlemelerin gereği olduğundan, davacıların annesi Gülseren Alkaya'nın vefat etmesi nedeniyle davacıların elem ve ıstırap duydukları ve bu bağlamda manevi zarara uğradıkları açık olup, olayın oluşumu ve niteliği de dikkate alınarak takdiren davacılardan her birine 40 bin lira manevi tazminatın ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.”
'ANNEMİN CANI 240 BİN LİRAYMIŞ'
Kararı değerlendiren Gülseren Alkaya'nın oğlu Mehmet Akif Alkaya, annesini grip şikayetiyle hastaneye götürdüğünü, taburcu edilmesini beklerken cenazesini aldığını belirtti.
İlk başlarda annesinin ölümünün üzerinin örtülmeye çalışıldığını öne süren Alkaya, şunları söyledi:
Alıntı Metni
Kaza, Kütahya-Tavşanlı kara yolu Bölücek kavşağında meydana geldi. Veli Yücel (36) idaresindeki 43 AB 560 plakalı otomobil, kırmızı ışıkta bekleyen 43 ACV 217 p...
Kaza, Kütahya-Tavşanlı kara yolu Bölücek kavşağında meydana geldi. Veli Yücel (36) idaresindeki 43 AB 560 plakalı otomobil, kırmızı ışıkta bekleyen 43 ACV 217 plakalı küspe yüklü TIR'a arkadan çarptı.
Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda sağlık, polis ve itfaiye ekibi sevk edildi.
Çocuk çocuğa acımıyorSağlık ekiplerinin yaptığı kontrollerde otomobil sürücüsü Veli Yücel ile yanındaki Fas uyruklu Badra El Alaoui (20) adlı kadın ile birlikte kimliği henüz tespit edilemeyen 2 kişinin hayatını kaybettiği belirlendi.
Cumhuriyet savcısının incelemelerinin ardından itfaiye ekipleri tarafından sıkıştıkları yerden çıkarılan 4 kişinin cenazeleri otopsi için Kütahya Şehir Hastanesi morguna götürüldü.
Meteoroloji uyardı! Günlerce sürecek: Kar, sağanak ve soğuk hava...TIR şoförü ifadesi alınmak üzere Şehit Mehmet Kartal Polis Merkezi Amirliği'ne götürülürken, kazaya karışan araçlar yapılan çalışmaların ardından yoldan kaldırıldı.
KİMLİKLERİ TESPİT EDİLDİ
Hayatını kaybeden 4 kişiden Veli Yücel (36) ve Badra El Alaoui’nin (20) ardından diğer 2 kişinin de kimlikleri belli oldu. Bu kişilerin Kadza Eshael (26) ve Tahir Bayındır olduğu belirlendi. Fas uyruklu olan Badra El Alaoui ve Kadza Eshael’in Dumlupınar Üniversitesi İşletme Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi olduğu bildirildi.
Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Olay, saat 10.30 sıralarında Paşacık Mahallesi 1652 Sokak'ta meydana geldi. Mahsun Tan, eşiyle yeni kiraladığı evde temizlik yaptığı sırada, kayınpederi Mevlüt ...
Olay, saat 10.30 sıralarında Paşacık Mahallesi 1652 Sokak'ta meydana geldi. Mahsun Tan, eşiyle yeni kiraladığı evde temizlik yaptığı sırada, kayınpederi Mevlüt A. ile tartışmaya başladı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü.
İlginizi ÇekebilirKavgada Mevlüt A., damadını kalbinden bıçakladı. Kanlar içinde yere yığılan Tan, ağır yaralandı. Olay, çevredekilerin cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. İhbarla olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Tan, göğsüne saplanan bıçakla birlikte ambulansla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.
Rojin Kabaiş davasında flaş gelişme! 13 ay sonra ortaya çıkan gizli tanık babayla yüzleşti: ‘Kaçırıldığını gördüm’Hastanede göğsündeki 12 santimlik bıçak çıkarılan Tan'ın durumunun ağır olduğu belirtildi. Diğer yandan Mevlüt A. polis ekipleri tarafından gözaltına alındı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ihracat verilerini değerlendirdiği açıklamasında "Kasım ayında ihracat yıllık 270,6 milyar dolara ulaşırken ithalat küres...
Emine Erdoğan, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı: "4 Aralık Dünya Su Kayıpları Günü, bize suyun akıp giden bir nimet değil, korunması...
Emine Erdoğan, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı:
"4 Aralık Dünya Su Kayıpları Günü, bize suyun akıp giden bir nimet değil, korunması gereken bir emanet olduğunu hatırlatıyor. İşte bu nedenle Su Verimliliği Seferberliği yalnızca bir çağrı değil, toprağı, iklimi ve geleceği koruma irademizin en güçlü ifadesidir. Kaybolan her damlayı geri getiremeyiz ama bugün göstereceğimiz hassasiyetle yarınlarımızı koruyabiliriz."
Emine Erdoğan'dan Karadeniz Ereğli Özel Eğitim Kampüsü Açılış Töreni'ne ilişkin paylaşım TOGEMDER 20. yılında iyiliği büyütüyor
Kanal D ekranlarında Hakan Ural ve Ferda Yıldırım’ın sunduğu “Neler Oluyor Hayatta” yine gündeme damga vuran konu ve konuklarla canlı yayındaydı. Ölümünün üzeri...
Kanal D ekranlarında Hakan Ural ve Ferda Yıldırım’ın sunduğu “Neler Oluyor Hayatta” yine gündeme damga vuran konu ve konuklarla canlı yayındaydı. Ölümünün üzerinden 1 yıl geçen Rojin Kabaiş dosyasında kartlar yeniden dağıtıldı.
İlginizi Çekebilir“Bir erkek tarafından beyaz arabaya zorla bindirildiğini gördüm” diyen gizli tanıkla acılı baba Nizamettin Kabaiş ilk kez canlı yayında karşı karşıya geldi. “Rojin’in ölümü kesinlikle cinayet” diyen Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Alkan da stüdyodaydı.
“ROJİN’İN KAÇIRILDIĞINI GÖRDÜM”
Yayına bağlanan gizli tanık, Rojin’in kaybolduğu gün saat 21.00-22.00 arasında bir erkek tarafından zorla beyaz bir arabaya bindirildiğini, o aracın içerisinde şoför koltuğunda başka bir erkeğin daha olduğunu söyledi. Gizli tanığın iddiasına göre Rojin’i arabaya bindiren kişi 1.70 boylarında, orta kilolu, düz saçlı ve 25-30 yaşlarında biriydi. Gizli tanık, Rojin’in araca zorla bindirilmeye çalışılırken “Babama söylemeden gitmem, haberi var mı?” dediğini duyduğunu da belirtti.
NEDEN 13 AY BEKLEDİ?
Gizli tanık “Neden 13 ay sonra ortaya çıktınız?” sorusuna da şöyle cevap verdi: Van Belediyesi’nin misafirhanesinde konaklıyordum. O gün baba Nizamettin Kabaiş ve ekipler Rojin’i arıyorlardı. Hâlâ bulunmamıştı. Rojin’in hareketleri, zorla arabaya bindirilişi dikkatimi çekince misafirhanedeki çalışana haber verdim. Vücudunda iki farklı erkek DNA’sı ortaya çıkınca da ifade verme gereği duydum.
15 yaşındaki çocuk tüfekle kız arkadaşını öldürdü! İlk ifadesi ortaya çıktı
Müzisyen Kazım Koyuncu'nun mirasçısı Niyazi Koyuncu, "Uy Aha" şarkısını izin almadan sosyal medyasında paylaştığı için öğretmen Kadir Can Uslu'dan avukatı aracı...
Müzisyen Kazım Koyuncu'nun mirasçısı Niyazi Koyuncu, "Uy Aha" şarkısını izin almadan sosyal medyasında paylaştığı için öğretmen Kadir Can Uslu'dan avukatı aracılığıyla şikayetçi olmuş ve 50 bin lira telif tazminatı istemişti. Şikayet üzerine Uslu emniyete gidip ifade vermişti. Olayla ilgili haberlerin ardından Niyazi Koyuncu, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Kadir Can Uslu hakkındaki şikayetini geri çekti. Konuya ilişkin resmi dilekçe, Koyuncu'nun vekili avukat Eymen Beste Sevinç tarafından savcılığa sunuldu.
İlginizi Çekebilir"ŞİKAYET SEHVEN GÖNDERİLDİ" AÇIKLAMASI
Savcılık makamına sunulan dilekçede, söz konusu şikayetin "sehven gönderildiği" ifadesine yer verildi. Dilekçede müşteki tarafının şikayetten vazgeçtiği açıkça belirtilerek, şikayetin geri çekilmesi talebinin kabul edilmesi talep edildi. Kazım Koyuncu'nun yakın çevresi ve ailesi tarafından ise herhangi bir açıklama yapılmadı.
"ŞİKAYETİN SEHVEN YAPILDIĞINI ANLATAN BİR MAİL ALDIM"
Öğretmen Uslu, kendisine şikayetin geri çekildiği yönünde mail geldiğini belirterek, "Şikayetin sehven yapıldığını anlatan bir mail aldım. Mailde şikayetten vazgeçildiği belirtiliyor. Ben zaten bu şikayete bir anlam verememiştim. Kazım Koyuncu çok sevdiğim bir sanatçıydı. Onun eserlerini beğenerek dinliyordum" dedi.
Uslu, ayrıca avukatlık bürosundan da telefonla arandığını ifade ederek, "Arayan kişi bana şikayetin stajyer avukat tarafından sehven yapıldığını söyledi. Neyse ki konu tatlıya bağlandı" diye konuştu.
Büyükçekmece Adliyesi'ndeki soygunda şok detaylar! Liste ortaya çıktı... İşte kaçış rotasıKaradeniz müziğinin önemli isimlerinden olan Kazım Koyuncu'nun vefatının ardından ailesi, sanatçının isminin, eserlerinin ve hatırasının korunmasına yönelik çeşitli hukuki süreçlerle zaman zaman gündeme gelmişti. Bu olayın ise tamamen teknik bir hata sonucu oluştuğu ve taraflar arasında bir anlaşmazlığın bulunmadığı kaydedildi.
UEFA Yönetim Kurulu, 2029 UEFA Avrupa Kadınlar U17 Şampiyonası'nın Türkiye'de düzenleneceğini açıkladı.
İstanbul Büyükçekmece Adliyesi'nin emanet kasasından yaklaşık değeri 147 milyon lira olan 25 kilogram altın ve 50 kilogram gümüş çalan firari Erdal T. kırmızı b...
İstanbul Büyükçekmece Adliyesi'nin emanet kasasından yaklaşık değeri 147 milyon lira olan 25 kilogram altın ve 50 kilogram gümüş çalan firari Erdal T. kırmızı bültenle aranırken ikinci bir skandal olay da İstanbul Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı'na ait Suç Eşyası ve Emanet Deposu'nda patlak verdi.
RUTİN DENETİMDE ORTAYA ÇIKT
İstanbul Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı'na ait Suç Eşyası ve Emanet Deposu'nda yapılan rutin denetimlerde 12 adet silahın kayıp olduğu belirlendi.
Eksikliği tespit edilen silahların, İstanbul Bölge Polis Kriminal Laboratuvarı'nda incelemede mi olduğuna ilişkin yazı gönderildi. Kayıp silahlardan 3'ünün yeniden incelemeye alındığı ortaya çıktı.
Bu silahlardan ikisinin 2 Ekim 2023'te Emanet İşlemleri Bürosunda Zabıt katibi olarak görev yapan "U.E." isimli kişinin üzerinden temin edildiği, bir diğerinin ise terör ve örgütlü suçlar kapsamında yürütülen bir soruşturma sırasında şüpheli başka bir şahsın ikametinde bulunduğu öğrenildi.
Adliyedeki dev soygunda yeni detaylar! Altınları market arabasıyla taşıdı: On numara bir çocuktuEMANETTEN ÇIKARIP SATMIŞ
Yapılan araştırmada U.E.'nin, daha önce Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet İşlemleri Bürosu'nda zabıt katibi olarak görev yaptığı ve halen aynı başsavcılık bünyesinde çalışmaya devam ettiği tespit edildi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, Zabıt Katibi U.E., görevli olduğu dönemde gözetimi ve sorumluluğu altında bulunan silahları usulsüz şekilde emanet dışına çıkardığı iddiasıyla 26 Kasım'da gözaltına alındı. Şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı.
Kayıp silahlar bulunamadı
Emanetten silahları usulsüz şekilde çıkardığı ve sattığı tespit edilen zabıt katibi U.E.'nin ikametinde yapılan aramada kayıp 9 silah ise bulunamadı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmanın genişletilerek sürdüğü öğrenildi.
NE OLMUŞTU?
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Bürosu'nda çalışan işçi kadrolu Erdal T.nin uzun zamandır işe gelmemesi üzerine dün durumdan şüphelenen sorumlu cumhuriyet savcısı, emanet memuru K.D.'ye kasaları açtırmıştı. Kasaların boş olduğunun anlaşılması üzerine yapılan incelemede, soruşturma ve kovuşturma dosyalarına ait yaklaşık 50 kilogram gümüş ve yaklaşık 25 kilogram altının kayıp olduğu belirlenmişti.
Savcılık kolluk kuvvetlerine E.T. ve kasalardan sorumlu olan K.D.'nin gözaltına alınması talimatı verirken, yapılan araştırmada Erdal T'nin eşi ve çocuklarıyla birlikte 19 Kasım'da saat 08.22'de uçakla İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan İngiltere'ye kaçtığı tespit edilmişti.
Hafta sonuna dikkat! Kar ve sağanak geliyor: İşte o iller…
Kayseri-Sivas karayolu üzerinde bulunan ve 77 yıllık geçmişiyle Türkiye'nin en uzun arkeolojik kazılarından olan Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri'nde Prof. Dr. Fik...
Kayseri-Sivas karayolu üzerinde bulunan ve 77 yıllık geçmişiyle Türkiye'nin en uzun arkeolojik kazılarından olan Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri'nde Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığındaki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle devam ediyor.
1948 yılında başlayan ve aralıksız devam eden kazılarda bu yıl mozaik kalıntılarıyla karşılaşıldı. 1 metrekarelik alanda çok iyi korunmuş mozaik tabanlı kalıntılarla karşılaşıldığını ifade eden Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, "Biliyorsunuz; kazılarımızı yaparken belirli sınırlar içerisinde çalışıyoruz. Bu sene yaptığımız çalışmalarda tam kazı alanının sınırında 1 metrekarelik bir alanda mozaik tabanı olarak nitelendirilen bir kalıntıyla karşılaşıldı. Anadolu'da veya Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sıkça karşılaştığımız bir olaydı ama yine yakın zamanda Kayseri İncesu'daki kazıda çok ciddi, güzel ve önemli mozaikli bir ev var. Buradaki çalışmalarda zaten Helenistik Dönemden çok fazla veri topladık, bu yüzden buradaki Helenistik yapının çok kuvvetli olduğunu biliyoruz. Maalesef Kültepe'nin çok erken dönemlerde araştırmacılar tarafından çok fazla tahrip edildiğini biliyorduk. İlk defa bu sene tam anlamıyla mozaikli yapının bir köşesine geldik" dedi.
77 yıldır aralıksız kazılıyor! Heyacan veren son: Muhakkak var
"BURADA OLMAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİ"
Önümüzdeki yıllarda yapılacak kazılarla birlikte mozaikle ilgili verilerin toplanacağını aktaran Prof. Dr. Kulakoğlu, "Henüz kurulmuş olan mozaiğe ilişkin bir verimiz yok. Sanıyorum önümüzdeki yıl bunu açacağız. Burada olmaması zaten mümkün değildi. Çünkü yazıtlardan biliyoruz; burada güzel bir şehir var, bu şehrin zenginleri var. Dolayısıyla burada böyle mozaikli bir yapı muhakkak var. Sanıyorum önümüzdeki yıllar buna ilişkin veri toplarız" diye konuştu.
*Tam metin içeriği, kaynak sitenin yapısının değişmesine bağlı olarak eksik gelebilir.
Yorumlar (0)
Yorumunuzu Ekleyin