Cehalet örgütlü hale gelirse -4

cehalet-orgutlu-hale-gelirse-4
Cehalet örgütlü hale gelirse -4
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünkü yazımızda Şeria Nehri doğusuna çekilmeyi ele almıştık. 25/26 Eylül gecesi Şeria Nehri’nin batısında esir olanlar dışında birlik kalmamıştı. Ağır topların tamamı bırakılmıştı. Hafif topların bir kısmı nehrin doğusuna geçirilebilmişti.  

Zayiat vermesine rağmen 7. Ordu bütünlüğünü korumuştu. Bundan sonra birlikler kritik arazi arızalarına düşmandan evvel el atabilmek için her türlü olumsuzluğa rağmen kuzeye doğru ilerledi. Açlıkla, susuzlukla mücadele ederek, pusulara düşerek, esirler vererek ama teslim olmayarak, direnerek, metin olarak. En kötüsü, demiryolundan yeterince istifade edemeden ve ağır sonuçları olan irtibat sorunları yaşayarak. Tabii bunların da yol açtığı sevk ve idare sorunlarına muhatap olarak…

Mustafa Kemal Paşa’nın yapabileceği tek şey vardı: Olabildiğince Türk askerini anavatana götürmek. Sınavın ilk aşaması tamamlanmıştı. Ancak daha zorlu olan süreç önünde durmaktaydı. Bu maksatla sert tedbirler aldı. Sorumluluk omuzlarındaydı. Bu da onun en sevdiği şeydi; yüksek derecede sorumluluk hissetmek: askerine, arkadaşına, vazifesine, vatanına… 

Üç Ordu Komutanının Dera’da buluşması ve yanlış tutum

25/26 Eylül akşamı üç ordu komutanı ve kurmay başkanları Dera’da toplandılar. Artık 7. Ordu ve 4. Ordu’nun tamamı bir ordu bile etmiyordu. Mustafa Kemal Paşa, 4. ve 7. Orduların tek bir ordu olarak teşkilatlandırılmasını, bu komutanlığın ya kendisine verilmesini ya da Mersinli Cemal Paşa tarafından üstlenilmesini teklif etti. 4. Ordu Komutanı, her komutanın kendi ordusuna komuta etmesi fikrinde ısrarcı oldu. Netice olarak her ordu komutanının kendi birliklerine komuta etmeleri durumu kesinlik kazandı. Şam’da yaşanacak felaketin ardında, önerilen komuta birliğinin sağlanamaması yatmaktaydı.

Dera-Müzeyrib bölgesinde toplanan kuvvetin önce Şam’a çekilmesi gerekiyordu; çünkü General Allenby, süvarilerine iki koldan Şam’a ilerleme emri vermişti. Sağdaki kol Dera-Şam; soldaki kol Kuneytra istikametini kullanacaktı. Mustafa Kemal Paşa, 26/27 Eylül gecesi Dera’da kaldı. 4. Ordu komutanı da Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı’nın daveti üzerine trenle Şam’a gitti.

Liman Paşa, Şam’a geldikten sonra Kuneytra yolunu kapatmak üzere Ali Rıza Paşa ile bir birlik gönderdi. Arap kökenli Ali Rıza Paşa, düşmana direnmek yerine işbirliği yolunu tercih etti. Ödülünü gecikmeden aldı. Bu durum, Şam güneyine çekilmeyi başarmış birliklerin savunmasını zora soktu ve ağır kayıplara yol açtı.

4. Ordu’nun 48. Tümeni 20. Kolordu’yu takip etti. Ancak Tümen 28 Eylül günü hem hava hücumuna hem de Arap birliklerinin saldırısına uğradı. Arap isyancılar 48. Tümen’in önünde karargâhı ile yürüyen ve kendisi de Arap olan 8. Kolordu Komutanı Albay Yasin Hilmi’yi Mesmiye’de çırılçıplak soymuş, birçok askerin başını kesmişti. Yasin Hilmi, Şam’a ulaştığında yeni Arap yönetiminde görev alacaktı.                                                                                                                        

Liman Paşa, 27 Eylül’de Şam’dan ayrılarak Baalbek’e gitti. Şimdiye kadar bir ordu emri alamayan Mustafa Kemal Paşa, Yıldırım Ordular Grubu ile irtibat kurmak için kurmay başkanını Şam’a gönderdi. Burada anlaşıldı ki, Liman Paşa ilk emrinde Mustafa Kemal Paşa’yı çekilen kuvvetlerin başında bırakarak, Şam savunmasını hazırlamak üzere Cemal Paşa’yı Şam’a davet etmişti. Bu emir, Mustafa Kemal Paşa’nın Dera’daki toplantıda yaptığı teklifin aynısıydı.  

Rayak’a Geçiş

Mustafa Kemal Paşa, Liman Paşa tarafından verilen emir gereği 29 Eylül’de Şam üzerinden Rayak’a geçti. Bütün bu bilgilere de Şam’da vakıf olabildi. Aynı gün Genelkurmay Başkanlığı’na yazdığı mesajda durumu özetledi. Öne çıkan hususlar şöyleydi:

1. Birliklerimi Şam’ın güneyine Kisve’ye getirdim.

2. Liman von Sanders Paşa’dan aldığım emir gereği, birlikleri Cemal Paşa’nın emrine bırakıp, Rayak cephesinin komutasını almak üzere gece oraya hareket edeceğim.

3. Cemal Paşa’nın isyancı Arapların reisi Şerif ile görüşmede serbest bırakılmasının hiçbir sakıncasını görmüyorum.

Çekilen birliklerin tamamı, yollarda giriştikleri çatışmalarda verdikleri zayiat dışında 29 Eylül akşamı veya 30 Eylül sabahı Şam’ın güneyine varmıştı. 7. Ordu’nun emir komutası Albay İsmet Bey’e verildi. 

Şam’da yaşanan felaket

Cemal Paşa’nın Dera’da kabul etmediği komuta düzenlemesi Türk ordusuna pahalıya mal olmuştu. Bu yüzden Cemal Paşa’nın, Şam’ın savunulması için yazdığı emir çok fazla anlam ifade etmeyecektir. Birliklerin tamamının emri aldığı şüphelidir. Zaten kendisi de 30 Eylül/1 Ekim gecesi, üstelik Rayak üzerinden şehri terk etmiştir. İçinde milyonlar bulunan ordu kasası da trende bırakılmıştır.

Kisve’de yapılan savunma derli toplu değildi. Mevzisini terk etmek zorunda kalan birliklerin etrafı kısa sürede çevriliyordu. Bütün bölgede olduğu gibi İngilizlerin örgütlediği Araplar, Şam’ın içinde de rollerini oynamaya başlamıştı.

Birlikler eriyordu. Bir kısmının cephanesi tükenmişti. Mevcutlar düşmüştü. Bir yandan da hastalık kırıyordu onları… Mesela kahraman 3. Süvari Tümeni’nin mevcudu 36 subay, 35 ere düşmüştü. Tamamı esir olmaktan kurtulamadı.

1 Ekim günü küçük unsurları hariç 26. ve 53. Tümenler de esir olmaktan kurtulamadılar. 48. Tümen’in sadece süvarilerinden sağ kalanlar kurtulabildi.

3. Kolordu 30 Eylül-1 Ekim’de yoğun şekilde çarpışmaya girmişti. Şam’ın doğusundan çekilmeyi başardı. Ancak çok sayıda esir vermek durumunda kaldı. Şam’daki kayıp 20 bin askere ulaşmıştı.

M. Uyar-E. Erickson’a göre, bundan sonra çekilme Mustafa Kemal’in başarılı komutası sayesinde olmuştur ( Osmanlı Askeri Tarihi, s. 533).

Şam’dan çekilme 

Mustafa Kemal Paşa, Şam’ın elde tutulamayacağını görmüştü. Askeri tedbirlerin bölgeyi elde tutmaya yetmeyeceğini anladığı için artık siyasi tedbirlerin devreye sokulmasını istemişti. Ancak ertesi gün bu tedbirlerin dahi alınamayacağını ve alınmadığını gördüğü için daha 1 Ekim günü bütün birliklere kuzeye çekilme emri verdi.

Bu emri okuyan Liman von Sanders Paşa, emri uygun bulmadığını Mustafa Kemal Paşa’ya bildirdi. Mustafa Kemal Paşa’nın bu emre mesajla verdiği cevapta, ilginç bir şekilde Şam’ın güneyinde yaşananları bildiği ya da tahayyül ettiği belli ki, “(…) Aslında, benim emrettiğim hususlar, düşmanın baskısıyla kendiliğinden meydana gelecektir” ifadesi her şeyi açıklamaya yetmekteydi (ATASE, Harp Tarihi Belgeleri Dergisi, s. 138,  Belge No. 43).

Şam ve Beyrut 1 Ekim günü Osmanlı şehri olmaktan çıktı. Netice olarak Şam’ın kuzeyine karargâh ve birlik olarak çekilenler: 3. ve 20. Kolordu karargâhları, 1, 11, 24. Tümenlerle süvari grubunun bir kısmı, 146. Alman Alayı, Alman Asya Kolu’nun bir kısmıydı. 26. ve 53. Tümen’in bir kısmının da Duma’da esir olduğu bilgisi mevcuttur.

Yarın Mustafa Kemal Paşa’nın Halep’e çekilme emri üzerine yaşananlara yer vereceğiz. 

Cehalet örgütlü hale gelirse -4

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

sondakika-haberleri.net SONDAKİKA . SON DAKİKA . HABERLERİ . HABERLER . SPOR . MAGAZİN . GUNDEM . EĞİTİM . DİZİ . ANKARA , İSTANBUL . İZMİR . DİYARBAKIR . MERSİN ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!