Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, piyasa beklentilerinin aksine politika faizinde indirime gitti.
Banka’nın Para Politikası Kurulu, bir haftalık repo faizini yarım puan indirerek yüzde 10’dan yüzde 9,50’ye çekme kararı aldı.
Karar öncesinde BBC Türkçe’ye konuşan uzmanlar, enflasyonun yüksek seyretmesi nedeniyle faiz indiriminin bugün için erken bir adım olacağını söylemişti.
JPMorgan Türkiye Başekonomisti Yarkın Cebeci, enflasyonun yüksek seyrettiği dönemde gelecek faiz indirimiyle Banka’nın kredibilitesinin sorgulanabileceğini vurgulamıştı.
Merkez Bankası’nın politika faizini düşürmesiyle birlikte bankaların kullandırdığı kredi ve mevduat faizlerinde de düşüşyaşanması bekleniyor.
Banka’nın açıklamasında faiz indirimine gerekçe olarak “Son dönemde azalan belirsizlikler ve risk primi göstergelerindeki iyileşme” gösterildi.
Ancak Merkez Bankası ölçülü faiz indiriminin ardından da sıkı para politikasının devam edeceği vurgusunu yaptı.
Merkez Bankası politikasının yönünü enflasyonun seyri belirleyecek.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı son verilerde yıllık enflasyon Nisan ayında yüzde 9,38’e yükselmişti. Merkez Bankası’Nın yılsonu tahmini ise, yüzde 7,6 seviyesinde.
Fed’in gevşek politikası sürüyor
ABD Merkez Bankası Fed’in ise, 29-30 Nisan toplantı tutanaklarından piyasalara iyimser mesajlar geldi. Bunun Türkiye dahil gelişen piyasalar için olumlu olduğu belirtiliyor.
Fed açıklamasında, “Üyeler sıkılaştırma politikalarını ihtiyatlı bir planlama çerçevesinde görüşmüştür. Bu durum, para politikasında normale dönüşün yakın zamanda gerçekleşebileceği anlamına gelmez” ifadesi yer aldı.
Yani Fed, gerekli oldukça düşük faiz ve parasal genişleme politikasına devam edeceği sinyalini verdi.
ABD Merkez Bankası politika faizini rekor düşük seviye olan yüzde 0 ile yüzde 0,25 aralığında tutuyor ve her ay hem tahvil hem de mortgage’a dayalı varlık alarak piyasaya milyarlarca dolar likidite sağlıyor.
Her ne kadar toplantıda faiz artırımı dâhil, olası sıkılaştırma politikaları görüşülse de piyasalardaki genel kanı da bu adımlara henüz vakit olduğu yönünde.
‘Fed etkisi kalıcı olmayabilir’
BBC Türkçe’ye konuşan HSBC Türkiye Stratejisti Fatih Keresteci, “Fed tutanakları beklendiği gibi yumuşak tondaydı. Faiz artırımı olsa da bu bebek adımlarıyla olacak gibi görünüyor” dedi ve tablonun Türkiye dâhil gelişen piyasalar için pozitif olduğunu ifade etti.
Fed politikaları şimdilik gelişen piyasaları ve Türkiye’yi desteklese de, yılsonuna doğru belirsizliğin artabileceği uyarıları yapılıyor.
JP Morgan’ın Türkiye Başekonomisti Yarkın Cebeci, “2015 başına kadar Fed’in faiz artırmayacağı beklentisi var. Bu gelişen piyasalara para akışı devam edecek demek” dedi.
Cebeci, BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlarken yılsonuna doğru ise, Fed belirsizliğinin artabileceğini ve Türkiye dâhil gelişen piyasaların baskı altında kalabileceğini ifade etti.
HSBC’den Fatih Keresteci ise, Fed’in sıkılaşmasının ABD’deki enflasyona bağlı olacağını ifade etti.
“ABD’de enflasyon yüzde 2’lere doğru hareketlendiğinde Fed elindeki, faiz dâhil, araçları sıkılaşma yönünde kullanır. Bunu 2015’in ortalarında görebiliriz” diyen Keresteci, o zaman Türkiye mali piyasaları için daha zorlu bir sürecin başlayacağını öngördü.
ABD’de enflasyon 23 aydır yüzde 2’nin altında kalmaya devam ediyor.
Garanti Yatırım Stratejisti Tufan Cömert ise, piyasaların gelişen ülkelere karşı daha termkinli hale gelebileceği görüşünde.
BBC Türkçe’ye konuşan Cömert, “Fed’in faiz artırımı konusunda hiç acele etmeyecek olması gelişen ülkeler için olumlu. Ancak geçen yılın Mayıs ayından bu yana bu beklenti fiyatlanıyor. Bu nedenle bundan sonraki dönemde risk iştahı yine de görece sınırlı kalacaktır” dedi.
‘Ekonomi piyasa bağı azaldı’
Hem Fed’in, hem de Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) yürüttüğü gevşek para politikaları nedeniyle piyasaların ekonomik realitelerden koptuğunu düşünenler de var.
HSBC’den Fatih Keresteci, “Para getiri peşinde koşarken Türkiye gibi ülkelere gidiyor. Yüksek getiri var. Buna karşılık risk ise görece az” diyor ve bu tablonun bozulabileceğini ifade ediyor.
“Fed’in parasal genişlemeden çıkış stratejisi daha net hale geldikçe ekonominin sorunlu yönleri daha çok göze batacak” diyen Keresteci, o zaman yatırımcıların Türkiye’yi tercih etmekten imtina edebileceğini öngördü.